Burada…
Bu sarı kubbeli
“sen yoksun” şehrinde…
Zamansız dönüşlerimi öteledim… Canana…
Canan, ellerinde nar…
Saklı bahçelerde,
Zülfü kimi ayağın koymaz öpem nigârum
Yohdur anun yanında bir kılca i'tibârum
İnsâf hoşdur ey ışk ancak meni zebûn et
Ha böyle mihnet ile geçsün mi rûzigârum
Devamını Oku
Yohdur anun yanında bir kılca i'tibârum
İnsâf hoşdur ey ışk ancak meni zebûn et
Ha böyle mihnet ile geçsün mi rûzigârum
1.) Şair yazacağını yazmıştır zaten, bir bildiğimiz varsa söyleriz, çok bildiğimiz varsa yeri burası değil.
2.) Ben 'Günün Şiiri' sayfasında gündelikçi eleştiricilerin kişisel sıkıntılarını değil, yazı adına satırlar okumak istiyorum.
3.) Oldukça sağlam bir şiir, Canan yoksa şiir var. Yetmez mi?
Kemal İspir kardeşim gözlerinden öperim.
O ne güzel canan şiiri öyle.Mestoldum.
Kalemine sağlık.Şiir dediğin böyle olmalı
tercümana gerek bırakmamalı.
Öyle veya böyle her okuyan biraz anlamalı.
Hayırlı geceler efendim cümleye..
Temiz ve saf bir kalple gideceksen ölümden korkmamak l^^aâzım Canan.
Allah işitendir.
PazArdır burası yaa..Sen de okudun mu anladın mı şiiri Canan?
aslında pazardır da burası.. duygu alışverişi az da olsa çok ta olsa yapılır... ama vitrindir esasen . doğru. biz de fiyatına bakıyoruz ve asıl ederini eleştiriyoruz.
Argonun bile bir rajonu vardır. Önemli olan bunun inceliklerine vakıf olmak, Hiçbir kesimi incitmeden, alaya almak. Bu da bu şair arkadaşımızda yok...
'Adını Kıçımın Kenarına Yazdımé adlı şiiri ben de okudum. Ve ayıpladım. Yani; aklı sıra Neyzen Tevfikgibi yazmaya özenmiş. Gibi geldi bana. Ama hiçbir zaman onun gibi olamaz. Neyzen Tevfik, karıncayı, becerir, ama belini incitmez. Bu arkadaşımız, bu işi becerememiş. Çok çok çalışması gerek, çok...
Yalnız Doğaner bey yazmış ya.. diğer şiirleri güzel olabilir ama vaktim yok diye.. ben de bunun üzerine baktım.. Keşke kendileri de baksaymış :) özellikle ilk satırda karşıma çıkan 'adını kıçımın kenarına yazdım' başlığı çok ilgi çekici :) arkasından gelen domates domatestir ve kalanların da yüzde yetmişi ilginç isimlerle başlıklandırılmış... içeriğini okumaya değer bulmadım çünkü şiirde argo olmamalıdır... nadiren 'halt' kelimesi gibi kelimeler duruma müsait olduğu için kullanılabilir... ama kıçın kenarına ad yazmak kültürsüz bir kitlenin gündelik kullandığı değersiz bir laf.. yine de o şiire bir göz gezdireceğim.. yorumumu şimdiden yaptım çünkü ilk izlenimimi paylaşmak istedim. bu şiirle ilgili bir yorum olmadı bu ama şairle ilgili olmasından yazabiliyorum.
've ben vazgeçmişliğimden yeni umutlar doğuracaktım'
Güneşin battığı anda ayda ağlarız.. ve güneş yeniden belirince ışıltıykla bakarız. sanki bunu anlatmış gibi geldi bana. insanlara umut vermek güzel birşey.. kendi umutsuzluklarımızdan bile olsa. TEBRİKLEr.
Ne kadar güzel, ne kadar anlamlı bir şiirmiş, değil mi? Yalın, arı duru, muhteşem bir ifade tarzı!
Bu sarı kubbeli
“sen yoksun” şehrinde… Burayı yeteri kadar açıklamamışım:
SEN YOKSUN ŞEHRİ: Yokluk diyarı... Nefsin yok edildiği yer... İçeriye adım atıldığı anda her şey biter. Yok olur. Para, mal mülk, evlat, sevgili, benlik... Her şeyin bittiği ter.
Burada KUBBE olarak alınıp, cami ve ibadet kastedilmiş, ilk anlamda ama en derin anlamda İSLAMİYET ve gerekleri anlatılmak istenmiş. HAKİKAT ve MARİFETe kadar gider.
Sığ anlamda, SEVGİLİye hitap... Aşk şiiri gibi görünüyor ki bu en dıştaki, herkesin görebildiği en kirli giysisi, şiirin.
Şair ustalıkla gizlemiş asıl anlamı, onun altındaki giysiye... Onu da çıkarınca HAKİKAT ve MARİFETi görmek mümkün...
İşte şairlik bu!
Ustalık bu!
'TU KAKA!..' demeden önce yeteri kadar düşünün!
Bir kaç gündür şiirlere dokunmuyordum. Anlaşılıveren şiirlerdi. Kıyamadım yorum yapmaya bile. Fakat bu şiir için bu zamana kadar bekledim, bir Allah'ın kulu çıkıp da şöyle açıklamadı ki istifade edelim!
Beni buralarda isteyenler de var, istemeyenler de ama ben, burada yararlı bir iş yapmakta olduğumu ve isteyenler için de istemeyenler için de gerekli olduğumu sanıyorum.
Her şey gönlünüzce olsun!
Bu şiir ile ilgili 28 tane yorum bulunmakta