ÇANAKKALE TÜRKÜSÜ
Lal olmuş bütün diller seyrediyor vahşeti
Analar bir, hicranla anıyor vaziyeti.
Heyhat, tufan değildir fakat tufan öncesi
Alınlar kan terliyor, nerde Nuh’un gemisi?
Ve işte müslümanlar, alınları secdede
La-şerike-leh diyorlar, aşk ile, vecd ile
Evet, düşman yürüyor, yedi azgın canavar,
Ve toprağım direniyor, lakin kaç canı var.
Eyvah, ne ağır bir yük, altında koca millet,
Liyakatin ne büyük, emret ölelim, emret!
Ah Çanakkalem, dile kolay, tam otuz gündür,
Hani öksürür gibi, gök kubbe gümbür gümbür.
Atılmış hayın hançerler boğazına doğru,
Vahyi taşıdığın ah, şah damarına doğru.
Lambalar mı söndü, neden karanlık ufkumuz?
Ey Ebed, vahyinle al bizi, işte boynumuz.
Vahametinin farkındayız ah halimizin,
Evi, ocağı talan olmuş milletimizin.
Lakin aslan gibi dövüşüyor Çanakkale,
Ateşlere yürüyor elinde bıçak ile.
Kim onu böyle kızdırmış ise şaşkın derim,
Uğraşılmaz belayı başına almış derim.
Ve güneşin ışıkları boğazı ışıttı,
Ve filonun namlularında ölüm yansıttı.
Evet, ilk mısrasıdır bu, büyük bir destanın,
Türk’ü, yeniden dirilten, o dev maceranın.
El açıp yardım diliyorlar, “Yardım, ey Vahid,
İkiden birini ver, ki ya gazi, ya şehid! ”
Laf-ü güzaf ne desem; işte, tam imanları,
Layıktır onlara tek, Hayber’in unvanları.
Aslan Ali gelir akla ilk, Hayber deyince,
Bilir misin, Seyyid de gördü Onu, o gece.
İğne saplanırken ruhuna, uyumuştu o,
“Layıksın seyyidliğe” sesini, duymuştu o.
Leylin ardı, tanla birlikte başladı toplar,
Adeta cehennem, dayanmaz, yürekler hoplar.
Havranlı er Seyyid bataryanın topundadır,
İstiklal için, hürriyet için durmaktadır.
Lacivert pırıltısıyla Ocean süzülüyor,
Ah boğazı geçmek için nasıl çırpınıyor.
Larvalar gibi ardında bir filo türemiş,
İçlerinde nice paryalar iğva edilmiş
Ya batırılacak Ocean, ya batacak vatan,
“Ya istiklal-i tam, ya ölüm,” diyor bir can.
Ürküten şey oldu işte, batarya vuruldu,
“La havle ve la” dedi, Seyyid mertçe doğruldu.
“Allah”, dedi, “en güçlüsü ben olayım halkın,
Zulmet kaplayacak yoksa, üzerini vatanın”.
İmanla attı topu, Ocean parçalanacak,
Maziden Bedir’i çekiyordu sanki sancak.
Kayıt Tarihi : 12.8.2008 03:35:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
buda benimki
Çanakkale
Yeni baştan yazsam kalemi alıp elime
Birkaç mısra, birkaç kıta, birkaç kelime,
Tüm kelimeleri dolasam da dilime,
Ben seni anlatamam, seni ben Çanakkale.
Üzerinden geçti gitti koskoca bir asır,
Makberlerinde gizli, gizli makberlerde sır,
Seni anlatan tarih sığ, göz kör, kulak sağır
Ben seni anlatamam, seni ben Çanakkale.
Elbet solar açan güller, sen solmayacaksın,
Susmadıkça mabedi gönlüdeki ezanlar,
Sen Çanakkale sen elin olmayacaksın,
Daha nice nice destanlar yazacağım yalnız kalmayacaksın.
Bilal Özcan
TÜM YORUMLAR (1)