Düşmeli! Düşmeli başlar,değmişse mahremine bir yabancı el,
Kalkın ! Kalkın ey sinler,bakın kızıl grupta akmakta o sel.
Sel ki! Nesliyse Asım’ın ne muazzam destan yazar taşında,
Dinleyin! Bülbüller susmuş,melekler hu çeker o kabrin başında.
Kıyının her safına üşüşse de yüzlerce,binlerce leş kargası,
Hey Çanakkale’m sen ki,Anadolu’nun en masum Bala’sı.
Düşmez burcunda yükselen o sancak,girmeden son nefer toprağa,
Ruhlar semaya baş kaldırmış,belki de semadan sonsuza.
Dinmek bilmeyen zulmeti ne idi,o zalim beşerin?
Ar yok,arlanma yok,ardı arkası kesilmiyor bu zilletin.
Zillet ki! Saklamışta göstermiyor garbın çirkin yüzünü,
Zillet ki! Nefret saçıyor,medeniyet denen yaban sürüsü.
Hava sessiz,toprak sessiz,deniz sessiz,sus pus olmuş kainat,
Ortada tek bir gerçek var,o da ölüm ve o da hakikat.
İşte,Boğaz’da göründü düşmanın yenilmez denen armadası,
Tarihe tanıklık yaparken,şu Gelibolu ve şu Mecidiye tabyası.
Dualar yükselirken siperlerden,bu son bekleyişidir seferin,
Gördün ya,ölümdür tek yoldaşı,vatan aşkıyla yanan sinenin.
Birden gök delindi,yer çatladı,kıyamet mi kopuyor ne?
Bütün dünya bir olup gelmiş,kan kusuyor Mehmetçiğin üstüne.
Ne çetin bir savaş ya Rab-bi,bu ne çetin bir arbede,
Göz gözü görmüyor,sol cenah başka,sağ cenah büsbütün harabe.
Kıyıdan akın etmiş gelmekte,yüzlerce batıl,yüzlerce sersefil,
Kan balçıkla yoğrulmuş,kabus öyle bir kabus ki,hayal değil.
Her şeyi yakıyor,yıkıyor,parçalıyor,yere düşerken bombalar,
Taş toprağa karışmış,ölüm her yerde,her yerde cesetler ve uzuvlar.
Sakın ağlamayın,bir bir solsa da vatan bağının en nadide gülleri,
Şehitlik narıyla tutuşmuş,kahraman ordumun,en kahraman erleri.
Arıburnu,Seddülbahir,Kilitbahir,Kumtepe,Conkbayırı,Anafartalar,
Herkes gırtlak gırtlağa,boğaz boğaza,tepelerde uçuşurken kurşunlar.
Yalvarışlar,haykırışlar,iniltiler,titretiyor her yerinde cepheyi,
Çanakkale ağlıyor,Gelibolu ağlıyor,kan savururken toz bulutu külleri.
Yeryüzü kızıla boyanmış,deniz kızıla,öyle bir manzara ki ne korkunç,
Şahadet getiren gönüllerde,Vatan sevgisi demirden bir tunç.
Taş üstünde taş,baş üstünde baş kalmamış düşüyorken yerlere,
O Elliyedinci Alay ki,ölümü görüyor,yine de koşuyor ölüme.
Durmuyor,susmuyor,aman vermiyor düşman,yardım et ey İlahi,
Bak! Aşkınla cenk eden o aslan düşmüyor,vermeden son nefesi.
O,ne muazzam bir ordu ya Rab,o ne müstesna yakarış,
O ne büyük sadakat,o ne güzel bir ölüm,o ne güzel inanış.
Duyulur mu bilmem bu yakarışlar,Mekke-i Münevvere’den,
Bakın! Bakın bir nur göründü şimdi,makamı Çanakkale’den.
Sana artık vuslat,mahşerden sonraya kalsa da,ölüm yıkar mı bendini,
Metrekareye tam altıbin mermi düşmüş,inanmak zor değil mi?
Bir kıpırdanış ki bu,suyun belki de en derin sessizliğinde,
Güneş,ay gibi doğmuş,kül rengi bulutların o kızıl maviliğinde.
Tabyalar susmuş,siperler bozulmuş,gözler arıyorken bir bir arkadaşları,
Seyit Onbaşı,çoktan omuzlamış,tam ikiyüzseksen kiloluk bombayı.
Bir olmadı,iki olmadı,kahretsin neden neden isabet etmiyor mermiler,
İşte! İşte üçüncüsü patladı,o koca zırhlı batıyor,bak boğuluyor sefiller.
Boğaz alev alev yanıyor,Elizabeth yanıyor,yanıyor düşman armadası,
Öyle ki! Cesetler yüzüyor Boğaz’da,dolup taşarken Gelibolu kıyıları.
Asrın en kanlı savaşı yaşanır,dünyanın en küçük tepesinde,
Türaba can veren Mehmedin,saadet görünür gözlerinde.
İleride boylu boyunca uzanmış bir şehit,başında saf saf melekler,
Avuçları arasında bir mektup saklı,mektupta en güzel nağmeler:
Gel sevdiğim gel,
Sineni açıp,sinesi açık vatan gibi gel.
Yar bana el gibi değil,
Beni bağrına saran,o vatan gibi gel.
Ah keşke o bağırda yatan aslan olsaydım,
Ah anam ah,bende gözlerinden akan bir damla yaş olsaydım.
İşte beni yakan,kavuran ateş,
Hasret öyle bir hasret ki,tıpkı ölüme eş.
Vur bre kör ayvaz,tenim doğransın,
Vatana aşık olmayan,yürek dağlansın.
Bakın! Bizim pazara da yeleli kurtlar dadanmış,
Sanki sürek avı,yüreklere kurşun dayanmış.
Cendereye sokulmuş bir aslan,sırım gibi,
Karşısında durmakta bir soysuz,bir karış beberuhi.
Kolay mı verilir bu Vatan,bir avuç soysuza,
Kimse el süremez,bu kutsal mukaddesata.
Varlığın sebebi şu canda gizli,
Can vatanda,vatan bağrında gizli.
Bu vatan bağrında,nice aşıklar yatar,
Aşıklar içinde,en güzeli şehit olanlar.
Yazma katip,yok meramım yardan başka,
Yar bize aşık,biz ise Vatana.
Gel sevdiğim gel,
Sineni açıp,sinesi açık vatan gibi gel,
Yar,bana el gibi değil,beni bağrına saran
Çanakkale gibi gel,
Gözlerimden katre katre akan yaşlar,ıslatsa da türabında her yeri,
Durdurun! Durdurun artık,aşk ve iştiyaktan şerha şerha akan selleri.
Kalk ey şehit! Kalk ve bak şu ufuklara,kara bulutlar dağılıyor gökyüzünde,
İşte! İşte ardına bakmadan kaçıyor düşman,şu Boğaz’da son gördüğümde.
Ruz-u şebde artık sarıyorken hayalin,bad-ı saba esip gider üstünden,
Sen ki! Sen ki rahat uyu,bak güller açıyor,kan damlayan sine-i gülden.
Bak semalarda dalgalanan o bayrağa,sanki kainat-ı sarıyor gölgesi,
Bak sancağın yanında duran bayraktara,nasılda parlıyor gözleri.
Bak! Binlerce yıldız kaydı şu tepeden,yanarken İlahi aşkın nar-ı-na,
Bak! Nasılda sahip çıkıyor bu nesil,senin aziz hatırana.
Sen üzülme,düşse de başın,alkanlar içinde yattığın o toprağa,
Bak! Gelipte selama durmakta ati,isimsiz kabrinin başında....
Kayıt Tarihi : 30.1.2007 13:55:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
TÜM YORUMLAR (1)