Yıl 1915, duyuldu bir büyük haber,
Dünya harbi başlamış, biz de girmişiz beraber.
Seferberlik bu, ne kadar redif almışsa tezkere,
Ve eli silah tutan, hepimiz çağrıldık askere.
Sabah kalkıp erkenden, tamamlandı hazırlıklar,
Birazdan vedalaşıp, başlayacak yolculuklar.
Vardık önce babalara, almak için helallik,
Elin öperken annenin, gözyaşı ve hıçkırık.
Ağlamaklı eşe, kardeşlere ettik veda,
Kundağında bebeye, son öpücük elveda.
Yaşlı nine dedeler, herkesle helalleştik,
Teyze hala niceler, bilcümle kenetleştik.
Biraz ekmek yiyecek, sırtımızda çantamızla,
Yola çıktık nihayet, mağrur bakışlarımızla.
Bir hıçkırık sesi köyde bıraktıklarımızdan,
Her birinin göz yaşı, su serpildi ardımızdan.
Bir hayli yürüyüp uzaklardan, son kez izledik,
Bir hayli köyümüze bakıp, hasretle özledik.
Demirci terlemiş körüğe, ataşa durmuş,
Gördük uzaklardan, ekin yetişip başa durmuş.
Demiri dövmeden tavda, körüğe koyup geldik,
Ekini olmadan yerde, hasatta kopup geldik.
Yola çıktık uzaklardan, geldik Gelibolu’na,
Vatan millet iffet için, vardık Hüda yoluna.
Türk yurduna hücum eden düşman yedi devlet,
Alsın bu cevabını, Milletimizden elbet.
Köylerden şehirlerden, toplanıp ölmeye geldik,
Bizler bu hücuma, dur diyip son vermeye geldik.
Süngülerle tarihe, destan yazılacaksa eğer,
Bu destanı yazmaya da bizler gelmişiz meğer.
Destanımız yazılıp, kalem oldu süngümüz,
Çanakkale sayfamız, mürekkepse kanımız.
Siper ettik göğsümüzü, düşman taarruzuna,
Binlerce Mehmet aldı, bu ağır yükü omzuna.
Bir ölüm tufanı ki bu kanlı harp mahşere benzer,
Ejderha gibi ateş saçan koca bir şer’e benzer.
Muazzam bir dehşete, kapkara dumana benzer,
İnsan kanıyla dolu, bir büyük ummana benzer.
Bu korkunç vahşetiyle bir kan içici düşmana,
Benziyordu dehşeti toz bulutlu asumana.
Oğuz Kağan ta Atilla, Bumin Han’dan beriye,
Edebalı Osman Gazi, Şeyh Şamil’den geriye.
El aldık Uhut’lardan, Bedir’lerden Kosova’dan,
Şehitlerle meleklerden, güç aldık biz Hüda’dan.
Gittik bu ahval ile varıp düşmana doğru,
Bitmeyen umuda bir ufka, gümana doğru.
Girdik toprağın kara bağrına binlercemiz,
Ölüm kusan bu savaşta döküldü kanımız.
Geçit vermedik düşmana, takıldı siperlere,
Gidip vardık doğruca, son devir son Peygambere.
Şehit olduk burada, arşa doğru kanatlandık,
Dönüşü hiç düşünmeden tâ Cennet’e uzandık.
Çıktık asumana, Kevser’de yıkandık evvela,
Geçip arşın kapısından, girdik nurlu bir yola.
Al kanlara boyandık biz, tertemiz naaşımız,
Yükseldi makamımız, göklere erdi başımız.
Şimdi artık bağrındayız yattığımız bu yerde,
Canımız ve kanımız, üstümüzde çiçeklerde.
Bu vatana miras olsun hatıramız adımız,
Bu destandan ders alsın, en azılı düşmanımız.
Şahin KARADAĞ (12.12.2012)
Şahin Karadağ 1Kayıt Tarihi : 22.3.2013 18:48:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Çanakkale Destanına ve Şehitlerimizin aziz ruhlarına ithafen ve onlar açısından.
TÜM YORUMLAR (2)