Çanakkale savaşı Menkıbeleri 8

Halil Çolak
2595

ŞİİR


6

TAKİPÇİ

Çanakkale savaşı Menkıbeleri 8

Sabah namazını kılar niyaza başlar
Verilen emri yerine getirmek için hazırlık yapar.
Gaz lambasında anasına duygu dolu mektup yazar
Gelecekteki o yüksek makam olan şehitliği muştular
Belki yarın vatanı müdafaa edeceğim başka bir yer
Seccadende dua ederken hakkını helal et der
Siperden fırladığı gibi hilal savunması içinde askerini bulur
İngilizler Selim Teğmenin mehtap deresinde onları sileceğini bilir
Obüsler. Mitralyözler bu kahraman takımın üzerine ölüm yağdırır
Yazacakları destanın yakıt bidonları derenin ötesin yer alır
Teğmen Mehmet Selim bir ordu taktımı ikinci bir ordu gibidir
Mermiler yetersiz, her türlü noksanlıklar içindedir her şeye ihtiyacı vardır
Bir efsane olarak bu yiğitleri, İngiliz komutanları günlerinde anlatacaklardır
Çoğunun ayaklarında dolamalar ayaklarında yıpranmış eski çarıklar vardır
Mevzilere yatarak tekbir sesleriyle tetiklere basarak kurşunu hedefine vardırır
Bu kahraman Mehmetler dereyi aldıklarında ordunu buraya akacağını bilir
Selim teğmen siperden fırlar sanki vücudu yerle gök arasını doldurmuş
İngilizler böyle görmüş gözlerini korku kalplerini ise ölüm kaplamış
Selimin elinde silahı, her merminin ona isabeti şehitlik muştusu olmuş
Gençliğin baharında şehitlik rütbesiyle ömrü buralarda noktalanmış
Bu kahraman askerin ruhu bedeninden çıkarak arşıâlâyı şenlendirecekmiş
Cengâver kahraman Mehmetler teker teker şehit düşerler
Bir hain kahpe kurşun omzuna diğeri iman dolu kalbine saplanır
Düşmanla mesafesi daralmıştır, o kadar acıya rağmen ayaktadır
İngiliz şaşkınlık içinde, kahramanın ayakta durmasını izahı yoktur.
Aslan yiğidin kanı azgın bir sel gibi mehtap deresine boşalır
Türkün evladını düşmanın kurşunları yıkamamış yine ayaktadır
Silahı ile nişan alır yaratanına sığınarak besmeleyle tetiği çeker
Kurşun onu mahcup etmemesine benzin bidonlarına isabet eder
Gökyüzü ile birlikte genç Teğmen Mehmet Selim’i alevler sarar
İngiliz’i korku kaplar Selimin ruh teslimiyle batmayan güneş doğar
Benzinle birlikte Mehmet’in naşı alevler içinde görünüşte kalır yanar
Teğmenin ruhun göklere yükselmesiyle nurunun gölgesi ateşi kaplar
İngiliz rahip Goeffrey Harisson menkıbeyi şöyle etrafına hikâye eder
Bu eşsiz nur ışıklarıyla bezenmiş manzara hiçbir kutsal kitapta yok der.
İslam’dan habersiz vatan için şehit düşenlerin mertebesini bilememiştir
Teğmen alevler içinde kalmıştır ama Hz. İbrahim atası gibi ateş yakmamıştır
Sağ elinde tabancası sol elinde Allahın kelamını kalbinin üzerine bastırmıştır
Uğrunda cihat ettiği İslam’ın kitabı olan bu kuranını yerlere düşürmemiştir
Yakıtın son damlası alevlendikten sonra ortalık sükûnete bürünür
Tabancası düşmemiştir sağ elinin hâkimiyeti altındadır
Gözleri açıktır vatana hasret gittiği için gözler kapanmamıştır
Dudaklarında şehitliğin verdiği mutluluğun tebessümü vardır
Çanakkale menkibellerinden biri burada kahramanca yaşanır
Her iki tarafından mevzilerden karşılıklı ateş kesilir
Şehitler al kanlarıyla kucaklanır duygusal anlar yaşanır
Teğmen Mehmet bir sedyeye konulur alev ona dokunmamıştır
İngiliz papaz Harrison Mehmet’in naşına bakınca aptallaşır.
Yüzlerce kilo benzin ateşin içinde olan naaşta tekbir yanık yoktur
Bu kahraman Teğmen Mehmet’e Allahın büyük bir mucizesidir
Gece karanlığını nuruyla mehtaba çeviren bu imanlı kahramandır
İki cihan selverine komşu olarak cennette buluşmuştur.

Halil Çolak1.8.205 Çanakkale Gelibolu

Halil Çolak
Kayıt Tarihi : 30.8.2005 20:11:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Halil Çolak