Son söz Şahadet iken, hangi ölümdür erken
Ölmek kutsaldır Türk e Vatanı çiğnenirken
Köpek salyalarıyla köpük tuttu sahiller
Yüz binleri toplayıp haçlı kurdu gafiller
Hayâsızlıkla zulüm zalim için kolaydı
Takvimler çevrildikçe söylenecek olaydı
Boğazdan Marmara ya donanma kaldırdılar
Onlar Çanakkale ye vahşetle saldırdılar
Sular mayınlanıyor faylar kırılıyordu
Dağ dağı kucaklıyor toprak fışkırıyordu
Ne iz belliydi, ne bir yol, ne şose ne kaldırım
Ölüm kuşu tayyare şarapneller yıldırım
Buna savaş denmezdi, ne güç denkti ne kuvvet
Yine başa belaydı, medeniyetsiz illet
Dünya sus pus olmuştu, yok insanlıktan eser
Unuttukları vardı, acı acıyı keser
Türk ün tarihi yazmaz alçalıp eğilmeyi
Asil millet zül saydı ölmeden gömülmeyi
Pusatlandı kağnılar ağıt duvaklı telli
Hu Allah ya bismillah çıkılan menzil belli
Kıble rüzgârlarında binlerce saf tutuldu
İstiklalin uğruna ölüm de unutuldu
Gök kubbe çökse yere, yer yükselse tavana
Ölüp dirilme vakti ruhla Tevhit yan yana
Ölmek sıradan o gün, ölüm bayramla düğün
Suyla bulanmış bulgur yemek sade bir öğün
Kükrüyordu sevdası vatan yiğitlerinin
Mahşeri karşılayan kıyametiydi kinin
Her metre de bin mermi, hangi adım ürpermez
İnanmayanın aklı, asla bu işe ermez
Cehennem çemberinden cennet gözüküyordu
Tekbir ile asalet dirilişe yürüyordu
Türk ün iman gücüne nafile direndiler
Zalimin sefilleri bir daha öğrendiler
İnançla bütünleşen ne kutsal bir güneşti
Kanatlanan şehitler Bedir dekine eşti
Son söz Şahadet iken, hangi ölümdür erken
Ölmek kutsaldır Türk e vatanı çiğnenirken
Kayıt Tarihi : 15.3.2015 20:00:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!