Martılar yeter bizi bu sahilden,
Alıp götürmeye yüz yıl evveline
Dokunarak denizin maviliklerine,
Karışıyorum o lekesizler âlemine
Dedeleri var bu akça kuşların da,
Bu suyun bu toprağın altında
Bizim de var kefensiz,
Martı beyazlığında tertemiz
Geceleyin ötmez ve uçmaz ki martılar,
İzi bilinmesin limanda Nusret’in
Cehennem ateşleri göndersin,
Bildirsin haddini şu vahşetin
İnleşirler öbek öbek, çığlık çığlığa,
Kanat nöbetleriyle bu sahillerde böyle
Barbaros rüzgârlı bulutlarla,
Karışarak köpüklerine Marmara’nın
Aşarak üstünden Anafartalar’ın,
Selamını taşıyorlar kartalların
Conkbayırı’ndan Çimentepe’ye,
Bitmeyen minnetleri var martıların
Ezel makamında bestenin ezgileriyle,
Geleceği seyretmişler gökçe gözlerinde,
Uzaklara bakan Yarbay Mustafa’nın…
O’nun şehitler uyuyan dizlerinde,
Dermanı var Seyit Onbaşıların
Nöbetinde yerin, göğün ve denizin,
Fatihalar okur, martıları Çanakkale’nin
Yoldaş olurlar sevdalı güvercinlere,
Gülüp geçerler, Boğaz geçilir diyenlere
Kim bilir cennetin çarşılarından
Kanatlı kefenler giyip havalanan,
Siperlerini seyretmek için dönen,
Göklerde aşk ile dönen şehitlerdir,
Bu akça kuşlar, belki o yiğitlerdir.
Kayıt Tarihi : 28.1.2020 09:58:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!