...“Dünyanın hiçbir tarafında ve ordusunda yüreği seninkinden daha
temiz ve daha sağlam bir askere rast gelinmemiştir...Her zaferin
en büyük payı senindir.
...Hayatını, imanınla, itaatinle, hiçbir korkunun yıldırmadığı demir
gibi pak kalbinle, düşmanı alt eden büyük gayretin için, minnet
ve şükranımı söylemeyi nefsime en aziz borç bilirim...” M.K.Atatürk
*
...93 Harbi’nde Tuna Boyları’nı terk etmek zorunda kalan 0smanlı
0rduları, 1911-1912v yıllarında gerçekleşen Balkan Savaşları’nda
da eski gücünü ortaya koyamayınca, emperyal devletlerin iştahını
iyice kabartan “hasta adam” görüntüsünü oluşturmuştu.
....Türkler artık tarih sahnesinden silinmeliydiler!
...Bu savaştan iki yıl sonra 1914 yılında başlayan birinci Dünya
Savaşı’na bir oldu bitti ile katılmak zorunda kalan Osmanlı İmpa-
ratorluğu, Türk Milleti’ni tarih sahnesinden silmek isteyen emper-
yal güçlere,aradıkları fırsatı vermiş oldu..
*
...Tarihin en büyük savaşı başlamıştı.
...Sayın Turgut Özakman’ın “Şu Çılgın Türkler” kitabında yazdığı
gibi,”yaşı ne olursa olsun, kilosu 45’i geçen her genç cepheye
sürülecekti.."
.*
...Sayın Muhittin Nalbantoğlu’nun belirttiğine göre de, 0smanlı Ordu-
ları kendinden kat kat üstün olan Haçlı Orduları’na karşı üç kıtada ve
ondört cephede savaşmak kalmış ve iki milyon dokuz yüz bin kişiyi
silah altına alarak; 9 ordu, 63 tümen kurmuştu..
*
...Galiçya, Suriye, Irak, Kanal (Zeytindağ) , Kafkasya ve Çanakkale-
Cepheleri...bunların başlıcaları idi..Bu korkunç savaşa; silah, cepha-
ne, yiyecek-giyecek, insan mı dayanırdı?
*
...Çanakkale Cephesi en önemli cephelerden biriydi..Çanakkale
Boğazı aşılırsa İstanbul’a ulaşılacak, tarihin akışı değişecekti..
...Böylece 0smanlı İmparatorluğu ve dolayısıyla Türkler için, sonun
başlangıcı başlamış olacak, emperyal ordularının komutanları Ça-
nakkale ve İstanbul Boğazları’nın zümrüt yeşil sularına bakarak,
martı çığlıkları arasında viskilerini yudumlayabileceklerdi
*
...Ancak, tarih boyunca cepheden cepheye at koşturmuş olan Türk
Ulusu’nun çocukları bu niyetin bilincindeydiler..Savaşmaktan yorul-
muşlardı ama, bu savaşın bir vatan savunması v bir ölüm-kalım sava-
şı olduğunu hissediyorlardı..
...Bu savaşa katılanların tümü, ger dönme, analarını-babalarını,yav-
rularını kucaklama şanslarının çok zayıf olduğunu da biliyorlardı..
...Türkler için, Müslümanlar için cennete yolculuk başlamıştı.
...Bu yüzden Türk Anaları, çocuklarını, başlarını kınalıyarak gönde-
riyorlardı cephelere..
...Yaşanacak sıkıntıları hayal etmek bile mümkün değildi..Sadece
gidiş vardı...Dönüş, zayıf bir olasılıktı..Mushaflarını varsa sevdikle-
rinin bir siyah-beyaz fotoğrafını ya da çiçek işlemeli mendillerini
yanlarına almışlar, helalleşmişler, sevdiklerini Allah’a emanet et-
mişlerdi.
...0nlar Rükiyeler’in, Mümineler’in, Emineler’in, Ayşeler’in, Fat-
malar’ın çocuklarıydılar..
...Kimi muvazzaf asker, kimi rençber, kimi dülger, kimi tıbbiyeli
idiler..
*
...”Türk’ün ateşle en büyük imtihanı”na; Türk Milleti’nin giydiril-
mek istenen ve emperyal devletler tarafından biçilip dikilen, tari-
hin en büyük ölüm gömleğini parçalamaya gidiyorlardı...
...
....Mehmetçik bunun bilincindeydi..Ne olursa olsun düşmana
geçit verilmemeliydi..
....Çanakkale’nin geçilmez olduğu gösterilmeliydi..
...“Ben ezelden beridir hür yaşadım,,hür yaşarım.
....Hangi çılgın bana zincir vuracakmış,şaşarım.” diyorlardı
*
”Garbın afakını sarmışsa çelik zırhlı duvar
Benim iman dolu göğsüm gibi serhaddim var
Ulusun, korkma! Nasıl böyle bir imanı boğar
Medeniyet dediğin tek dişi kalmış canavar”...diye haykırıyorlardı.
*-
...Bu inanç ve imanla; açlığa, susuzluğa,sıcağa,soğuğa,zulme
ve yok oluşa, yani emperyalizme direndiler..Ölümsüzlük bahçe-
lerine gömüldüler.
*
..”Bura Yemen’dir/Gülü çemendir /Giden gelmiyor/ Acep nedendir? ”..
..”Çanakkale içinde vurdular beni /Ölmeden mezara koydular beni”..
gibi türkülerbu muharebeler sırasında yakıldı..
*
...18 Mart 1915 te başlayan ve Gelibolu Yarımadası üstüne, metre-
kareye binlerce güllenin düştüğü deniz muharebeleri, Nusrat Mayın
Gemisi Komutanları’nın Çanakkale Boğazı’na dizdirdikleri mayınlar,
Seyit Onbaşı’nın ve bütün adsız kahramanların isabetli top atışları
sonunda zaferle sonuçlandı...
*
...25 Nisan 1915 tarihinde de,Arıburnu’nda,Seddülbahir’de,
Ertuğrul Koyu’nda ve Ölüm Koyu’nda(Morta Koyu) başlayan
Kara Muharebelerinde ise,yeni yeni çiçeklenmeye başlayan
Conkbayırı’nın yeşil çimenleri üzerinde kamçısını havaya kal-
dıran Mustafa Kemal Paşa, bu bilinçle tarihi emrini verdi:..
”Ben size taarruzu değil ölmeyi emrediyorum....mermin bit-
tiyse süngü tak! ....Hücuum! ”*
...Sevgileri solduran, çiçekleri yolduran,bülbülleri susturan, za-
manın en modern silahlarından çıkan mermilere, güllelere gö-
ğüs gerdiler...Bedenlerini, paramparça olmuş bir halde kefen-
siz bir halde doğdukları topraklara verdiler.....
...Vatan için, bizler için, ay yıldızlı bayrak için; Anafartalar’da,
Kanlısırt’ta,Tekçam Tepesi’nde, Conkbayırı’nda, Kemalyeri'n-
de, Bomba Tepe’de...öldüler..! tarihe gömüldüler! ..Ölümsüz-
lük Bahçeleri’nde yeniden dirildiler..
*
...Milli Kurtuluş Savaşı’na...Atatürk Cumhuriyeti’ne ilham oldular..
...0nlar yüzlerini görmediğimiz dedelerimiz, babalarımız, amca-
la amcalarımız,dayılarımız, komşularımızdılar......Urumeli’de ve
Anadolu’nun bağrında yaşamış, göçmenlik ızdırabı çekmiş,
93 Harbi’nde,Balkan Savaşları’nda; ...karda-kışta, tipide, aç
kurtların, çakalların, domuzların cirit attığı yollarda göçe zorlan-
mış ve bu yolları kağnılarla, öküz arabalarıyla, katırlarla, yalına-
yak-başları kabak.. geçerek, yarınlarını hazırlamış yüzbinlerin
çocuklarıydılar...
...0nların asil ruhları ve kocaman yürekleri önünde saygıyla
eğiliyorum...Ruhları şad olsun! ..
*
“Bastığın yerleri toprak diyerek geçme tanı / Düşün, altında
binlerce kefensiz yatanı
Sen şehit oğlusun, incitme yazıktır, atanı /Verme, dünyaları
alsan da bu cennet vatanı”
.........................................Mehmet Akif Ersoy
.....*
NOT:Bu makale, 16.Mart.2006 tarihli Keşan-MEDYA Gazete-
si’nde yayımlanmıştır
Kayıt Tarihi : 16.2.2016 21:41:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
16.mart.2006 tarihinde Keşan-Medya Gazetesi'nde yayımlanmış olan bu makalem gazete köşelerinde unutulmasın istedim..
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!