BİR DAMLA KAN VE
BİR DAMLA GÖZYAŞI
Çanakkale menkıbelerinden bir
gerçek olay.
Şefika; kimbilir gözyaşları ile yekelediği
Bu mektubu kaçıncı defa okumaya dalmıştı.
Ruhunun kuvvetini ağzından uçurmuş gibi,
Acıklı,ağıdıyla,dudaklarında buruk gülümseme,
Şehit kanının yansımasından başka bir şey değildi.
Elinde olmadan yerinden kalktı sol tarafta duran resmi aldı.
Tatlı zamanların kanlı hatıralarına içi burkularak baktı.
Beni de Semih gibi bu kanlı dünyadan, cekip kurtar.
Yastığının altına koyduğu mektubun zihninde damgalanmış,
Kelimelerini can gözüyle okuya okuya sabaha karşı uyudu.
Ey benim şefkatlı ruhum Şefika 'cığım! ..
Bilmem neden...Bu gece garip duygularla doluyum...
Bu akşam mehtap,tüfek seslerinin,top gümbürtülerinin sessizliği,
Gökyüzünün güzelliği Kanlıtepe'nin vadilerini yaldızlarken.
Bu gece sessizliğinin derinliği, yürek parcalayıcı feryatlar koparacak.
Yüzbaşım; Diyorki
-Semih şu kaptırdığımız Kanlıtepe'yi alamazsak doyamadığımız,
Sevgili,gözü yaşlı anan, topal ayağı ile çağırırlar diye bekleyen deden,
Kadınların namus ve ifetlerinden bir hayır kalacak,
Benimle birlikte şanlı hilalimizi dikmeye hazır ol.
Üniversite mezunlarınıtoplarken ne çoküzülmüştüm.
Benim ince fırçama karşilik, elime kalın bir tüfek tutuşturdular.
Yumuşak yastıklardan,siperlerde toprak üstünde yatmayı,
Kılıcın sert kayışını kuşattılar.
biz vatanımızı o kadar seviyoruz ki verilen ödülle,övünmek değil,
Tarihin bizimle övünmesini istiyoruz.
Menekşe gözlüm senin sevgine ihanet ettim,sanma,
Vatan aşkına yaptığımız fedakarlık,için bana kızma,
Solmasın dudaklarındaki tebessüm,içlenme ne olur.
Sırma saçlarının bukleleri gün batımının altın renkli
Parıltılarına benziyor, seni kalbimde saklıyorum
Demin küçük madalyondaki fotorafını boynundan çıkardım.
Doyamıyan,ah kanamayan gözlerimle izledim.
Sonra resmi seyre daldım.
Dünden beri kalbimi inleyen hüzünlü bir duygunun pençesinde,
Üzülerek seni hararetle düşünmeden duramıyorum.
Kanlıtepe'yi geri alınması uğrunda şehit olursam,
Seni saracak keder ve ızdırabı vicdanımda duyarak titredim.
Sen hayat baharımın kokulu bir gülüsün.
Bak iki gözüm; üzüntüye kapılmadan beni dinle! ...
Gazi bir subayla evlenerek insanlik tarafından sana verilen bir görev.
Verilen bu görevi yerine getirmeye çalış.
Yalnız senden bir ricam var:
Kanlıtepe'de açılacak damarlarımdan akacak ateşli bir damla kan,
Kalbimin en samimi köşesinde sonsuza kadar asılı kalsın.
Elveda, ey ruhumun da çoçukluk arkadaşı.
Ölünceye kadar senin Semih'in
Ertesi sabah Şefika on beş günde bir iki ıstırahat gecesi geçirdiği ana baba konağını terkederek hastahaneye gitti.
-Hanım kızım şu dört numaralı yataktaki subay pek büyük işler görmüş şanlı bir gazidir.
Şefika yaralıya yaklaştı. Şahane iri kara gözleri ve onların derinliklerinden taşan kararlı yiğitlik bakışları.
-kumandan...Elliyi geçmiş saygın bir zat yaralının alnından öperek nişanı göğsüne taktı. Yaralı sevincini yakan bir üzüntünün ağzını kavuran bir sesle
Ah teşekkürler komutanım bana şan ve şeref var,fakat ne olurdu ben de TeğmenSemih gibi ölseydim. Sevgili arkadaşımızın kanlarıyla tütsülenen sıcak topraklara zafer narasıyla uzandı.
Osırada kapıdan bir kadın girer.
-Oğlum ben geldim. Kalk ta elimi öp.
Gözlerinden yaşlar boşanarak
-Oh anneciğim yorganı kaldır da bak!
kadın yorganı kaldırınca bir çığlık koptu. Talihsiz kadın up uzun yere yığılıverdi.
Sizin gibi şanlı bir gazinin hizmetinde bulunmak şerefiyle ben gurur duyacağım
Teşekkür ederim. Siz sevgili arkadaşım Semih'ten bana geçen şefkat meleğisiniz
Çanakkale trajedilerinden kalbime sıçrayan bir damla kan,size karşı taaşıyacağım şefkatli ve saygılı muhabbetimin üstünde sonsuza kadar asılı kalacaktır
O fedakar Semih'in kutsal kanıdır. Onun yanına sıçrayan bir damla gözyaşı da benden hediye olsun! ! !
1.şubat 1918
BİR DAMLA KAN VE
BİR DAMLA GÖZYAŞI
Çanakkale menkıbelerinden bir
gerçek olay.
Şefika; kimbilir gözyaşları ile yekelediği
Bu mektubu kaçıncı defa okumaya dalmıştı.
Ruhunun kuvvetini ağzından uçurmuş gibi,
Acıklı,ağıdıyla,dudaklarında buruk gülümseme,
Şehit kanının yansımasından başka bir şey değildi.
Elinde olmadan yerinden kalktı sol tarafta duran resmi aldı.
Tatlı zamanların kanlı hatıralarına içi burkularak baktı.
Beni de Semih gibi bu kanlı dünyadan, cekip kurtar.
Yastığının altına koyduğu mektubun zihninde damgalanmış,
Kelimelerini can gözüyle okuya okuya sabaha karşı uyudu.
Ey benim şefkatlı ruhum Şefika 'cığım! ..
Bilmem neden...Bu gece garip duygularla doluyum...
Bu akşam mehtap,tüfek seslerinin,top gümbürtülerinin sessizliği,
Gökyüzünün güzelliği Kanlıtepe'nin vadilerini yaldızlarken.
Bu gece sessizliğinin derinliği, yürek parcalayıcı feryatlar koparacak.
Yüzbaşım; Diyorki
-Semih şu kaptırdığımız Kanlıtepe'yi alamazsak doyamadığımız,
Sevgili,gözü yaşlı anan, topal ayağı ile çağırırlar diye bekleyen deden,
Kadınların namus ve ifetlerinden bir hayır kalacak,
Benimle birlikte şanlı hilalimizi dikmeye hazır ol.
Üniversite mezunlarınıtoplarken ne çoküzülmüştüm.
Benim ince fırçama karşilik, elime kalın bir tüfek tutuşturdular.
Yumuşak yastıklardan,siperlerde toprak üstünde yatmayı,
Kılıcın sert kayışını kuşattılar.
biz vatanımızı o kadar seviyoruz ki verilen ödülle,övünmek değil,
Tarihin bizimle övünmesini istiyoruz.
Menekşe gözlüm senin sevgine ihanet ettim,sanma,
Vatan aşkına yaptığımız fedakarlık,için bana kızma,
Solmasın dudaklarındaki tebessüm,içlenme ne olur.
Sırma saçlarının bukleleri gün batımının altın renkli
Parıltılarına benziyor, seni kalbimde saklıyorum
Demin küçük madalyondaki fotorafını boynundan çıkardım.
Doyamıyan,ah kanamayan gözlerimle izledim.
Sonra resmi seyre daldım.
Dünden beri kalbimi inleyen hüzünlü bir duygunun pençesinde,
Üzülerek seni hararetle düşünmeden duramıyorum.
Kanlıtepe'yi geri alınması uğrunda şehit olursam,
Seni saracak keder ve ızdırabı vicdanımda duyarak titredim.
Sen hayat baharımın kokulu bir gülüsün.
Bak iki gözüm; üzüntüye kapılmadan beni dinle! ...
Gazi bir subayla evlenerek insanlik tarafından sana verilen bir görev.
Verilen bu görevi yerine getirmeye çalış.
Yalnız senden bir ricam var:
Kanlıtepe'de açılacak damarlarımdan akacak ateşli bir damla kan,
Kalbimin en samimi köşesinde sonsuza kadar asılı kalsın.
Elveda, ey ruhumun da çoçukluk arkadaşı.
Ölünceye kadar senin Semih'in
Ertesi sabah Şefika on beş günde bir iki ıstırahat gecesi geçirdiği ana baba konağını terkederek hastahaneye gitti.
-Hanım kızım şu dört numaralı yataktaki subay pek büyük işler görmüş şanlı bir gazidir.
Şefika yaralıya yaklaştı. Şahane iri kara gözleri ve onların derinliklerinden taşan kararlı yiğitlik bakışları.
-kumandan...Elliyi geçmiş saygın bir zat yaralının alnından öperek nişanı göğsüne taktı. Yaralı sevincini yakan bir üzüntünün ağzını kavuran bir sesle
Ah teşekkürler komutanım bana şan ve şeref var,fakat ne olurdu ben de TeğmenSemih gibi ölseydim. Sevgili arkadaşımızın kanlarıyla tütsülenen sıcak topraklara zafer narasıyla uzandı.
Osırada kapıdan bir kadın girer.
-Oğlum ben geldim. Kalk ta elimi öp.
Gözlerinden yaşlar boşanarak
-Oh anneciğim yorganı kaldır da bak!
kadın yorganı kaldırınca bir çığlık koptu. Talihsiz kadın up uzun yere yığılıverdi.
Sizin gibi şanlı bir gazinin hizmetinde bulunmak şerefiyle ben gurur duyacağım
Teşekkür ederim. Siz sevgili arkadaşım Semih'ten bana geçen şefkat meleğisiniz
Çanakkale trajedilerinden kalbime sıçrayan bir damla kan,size karşı taaşıyacağım şefkatli ve saygılı muhabbetimin üstünde sonsuza kadar asılı kalacaktır
O fedakar Semih'in kutsal kanıdır. Onun yanına sıçrayan bir damla gözyaşı da benden hediye olsun! ! !
1.şubat 1918
BİR DAMLA KAN VE
BİR DAMLA GÖZYAŞI
Çanakkale menkıbelerinden bir
gerçek olay.
Şefika; kimbilir gözyaşları ile yekelediği
Bu mektubu kaçıncı defa okumaya dalmıştı.
Ruhunun kuvvetini ağzından uçurmuş gibi,
Acıklı,ağıdıyla,dudaklarında buruk gülümseme,
Şehit kanının yansımasından başka bir şey değildi.
Elinde olmadan yerinden kalktı sol tarafta duran resmi aldı.
Tatlı zamanların kanlı hatıralarına içi burkularak baktı.
Beni de Semih gibi bu kanlı dünyadan, cekip kurtar.
Yastığının altına koyduğu mektubun zihninde damgalanmış,
Kelimelerini can gözüyle okuya okuya sabaha karşı uyudu.
Ey benim şefkatlı ruhum Şefika 'cığım! ..
Bilmem neden...Bu gece garip duygularla doluyum...
Bu akşam mehtap,tüfek seslerinin,top gümbürtülerinin sessizliği,
Gökyüzünün güzelliği Kanlıtepe'nin vadilerini yaldızlarken.
Bu gece sessizliğinin derinliği, yürek parcalayıcı feryatlar koparacak.
Yüzbaşım; Diyorki
-Semih şu kaptırdığımız Kanlıtepe'yi alamazsak doyamadığımız,
Sevgili,gözü yaşlı anan, topal ayağı ile çağırırlar diye bekleyen deden,
Kadınların namus ve ifetlerinden bir hayır kalacak,
Benimle birlikte şanlı hilalimizi dikmeye hazır ol.
Üniversite mezunlarınıtoplarken ne çoküzülmüştüm.
Benim ince fırçama karşilik, elime kalın bir tüfek tutuşturdular.
Yumuşak yastıklardan,siperlerde toprak üstünde yatmayı,
Kılıcın sert kayışını kuşattılar.
biz vatanımızı o kadar seviyoruz ki verilen ödülle,övünmek değil,
Tarihin bizimle övünmesini istiyoruz.
Menekşe gözlüm senin sevgine ihanet ettim,sanma,
Vatan aşkına yaptığımız fedakarlık,için bana kızma,
Solmasın dudaklarındaki tebessüm,içlenme ne olur.
Sırma saçlarının bukleleri gün batımının altın renkli
Parıltılarına benziyor, seni kalbimde saklıyorum
Demin küçük madalyondaki fotorafını boynundan çıkardım.
Doyamıyan,ah kanamayan gözlerimle izledim.
Sonra resmi seyre daldım.
Dünden beri kalbimi inleyen hüzünlü bir duygunun pençesinde,
Üzülerek seni hararetle düşünmeden duramıyorum.
Kanlıtepe'yi geri alınması uğrunda şehit olursam,
Seni saracak keder ve ızdırabı vicdanımda duyarak titredim.
Sen hayat baharımın kokulu bir gülüsün.
Bak iki gözüm; üzüntüye kapılmadan beni dinle! ...
Gazi bir subayla evlenerek insanlik tarafından sana verilen bir görev.
Verilen bu görevi yerine getirmeye çalış.
Yalnız senden bir ricam var:
Kanlıtepe'de açılacak damarlarımdan akacak ateşli bir damla kan,
Kalbimin en samimi köşesinde sonsuza kadar asılı kalsın.
Elveda, ey ruhumun da çoçukluk arkadaşı.
Ölünceye kadar senin Semih'in
Ertesi sabah Şefika on beş günde bir iki ıstırahat gecesi geçirdiği ana baba konağını terkederek hastahaneye gitti.
-Hanım kızım şu dört numaralı yataktaki subay pek büyük işler görmüş şanlı bir gazidir.
Şefika yaralıya yaklaştı. Şahane iri kara gözleri ve onların derinliklerinden taşan kararlı yiğitlik bakışları.
-kumandan...Elliyi geçmiş saygın bir zat yaralının alnından öperek nişanı göğsüne taktı. Yaralı sevincini yakan bir üzüntünün ağzını kavuran bir sesle
Ah teşekkürler komutanım bana şan ve şeref var,fakat ne olurdu ben de TeğmenSemih gibi ölseydim. Sevgili arkadaşımızın kanlarıyla tütsülenen sıcak topraklara zafer narasıyla uzandı.
Osırada kapıdan bir kadın girer.
-Oğlum ben geldim. Kalk ta elimi öp.
Gözlerinden yaşlar boşanarak
-Oh anneciğim yorganı kaldır da bak!
kadın yorganı kaldırınca bir çığlık koptu. Talihsiz kadın up uzun yere yığılıverdi.
Sizin gibi şanlı bir gazinin hizmetinde bulunmak şerefiyle ben gurur duyacağım
Teşekkür ederim. Siz sevgili arkadaşım Semih'ten bana geçen şefkat meleğisiniz
Çanakkale trajedilerinden kalbime sıçrayan bir damla kan,size karşı taaşıyacağım şefkatli ve saygılı muhabbetimin üstünde sonsuza kadar asılı kalacaktır
O fedakar Semih'in kutsal kanıdır. Onun yanına sıçrayan bir damla gözyaşı da benden hediye olsun! ! !
1.şubat 1918
Kayıt Tarihi : 17.3.2010 00:13:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Kanlıtepe'de açılacak damarlarımdan akacak ateşli bir damla kan,
Kalbimin en samimi köşesinde sonsuza kadar asılı kalsın.
Elveda, ey ruhumun da çoçukluk arkadaşı.
Ölünceye kadar senin Semih'in
Anlamlı,gerçek ve olağanüstü tebrikler yürekten alkışlıyorum.
Kanlıtepe'de açılacak damarlarımdan akacak ateşli bir damla kan,
Kalbimin en samimi köşesinde sonsuza kadar asılı kalsın.
Elveda, ey ruhumun da çoçukluk arkadaşı.
Ölünceye kadar senin Semih'in
ablacım çok duygulanarak ve sanki yaşayarak okudum paylaşımınızı duyarlılığınızı ve güzel yüreğinizi kutluyorum selamlar
TÜM YORUMLAR (2)