Çanakkale Burası Geçilmez

Şu,1915 acı yıllar; aylardan 18 Mart’ına bak!
Ecnebinin gözünde hevesinde vardır; sömürge, toprak...
Dikmiş gözünü İstanbul’a, İslam toprağından ister hak,
Toplamış Müslüman, Anzak, zenci, köle askerine tuzak.

Gemisiyle ağır topu, tüfeği dökmüş Çanakkale’ ye,
Gözlerini dikmişler muazzam saltanata, şu Kâbe’ye,
Korku salınmış dünyaya, zulümleri âlemi titretmeye,
Tanrım! Şeytanın şerrinden, İslam’a yardım Çanakkale’ye.

Allah’ım! Bunların ağzı durmaz, kan emmeye alışmış,
Kabiliyetsizler nice canlar, ocakları yakıp yıkmış,
Doymamışlar dünyadan, sıra gelmiş bize kadar uzanmış,
Akdeniz’den yarım dünyası ile Çanakkale ‘ye dalmış.

Patlatır, topları yıkıp yakar mevzideki erleri,
Allah’ım koru Türkü, bunlar İslam’ın olmuş bekçileri,
Ecnebiye fırsat verme, bunların bozuk zihniyetleri,
Çanakkale tarihe şahittir, kamaştıransın gözleri.

Ordular hazırlanmış geçmiş sıraya, durmuş duaya,
Avuç açmışlar, başları kalkmış da Rabbi arş-ı alaya,
Durulmuş Hakk’ın divanına da bayram namazı cumaya,
İnletirler tekbirlerle geçilmez Çanakkale deryaya!

Gökler, yerler kanlarla boyanmış, rengi dönmüş kızıla,
Topları patlar, yıkar siperleri, devranınız yıkıla!
Takılmış süngüler, dönmüş cehenneme, buraya bakıla!
Düşmanın devranı yok ola, pay-ı tahtı, tacı dağıla!

O güçlü ordularınla her ne kadar yüklenirsen yüklen!
Karşında duran, yurdunu savunan ümmeti Muhammet’ten.
Tekbirini getirir, süngü ile yürür uğruna dinden,
Tarihe altın destan yazmış, düşmanın tekniğine rağmen.

Göklerden ateş yağdırırlar da yerlerde topraklar kaynar,
Ağızlarda tekbirler, yeniden doğar güneşleri parlar,
Yazılır Türk’ün şanlı tarihine, yine büyük destanlar,
Şu Çanakkale’de yaşananlar ki yürekleri parçalar.

Var gücüyle gelmiş yıkmaya yüce kaleyi dev gemiler,
Tarih tekerrür eder durur, belli bu ordu Ebreheler,
Yüzleri dönmüş benzer yanmış yıkılmış, kırılmış ekinler,
Çanakkale geçilmez koruma Tanrı’dan gelir emirler.

Düşmanın topu, tüfeği silahların sayıları çoktur,
Bilmelidir ki, bizim imanımız gibi, imanı yoktur!
Mehmet, Seyit Ali, Mustafa Kemal Paşa gibisi yoktur,
Çanakkale’de azan belasını, azgın sularda bulur.

Toplamışlar zencisini, Anzak’ı ölümüne sürmüşler,
İnsanları vahşice kırdırıp da kanlarını dökmüşler,
Ne maksatlarla geldiler de hüsranla geriye dönmüşler,
Geçilmez Çanakkale hikmeti Huda’dan verilir emirler!

Şeytanın ordusu şaşırmış da kaçış yolu arar durur,
Bayrağı, dini uğruna çarpışan gencimiz verir gurur,
Ya Rab! Bu ordu Muhammed din, Kuran-ı Kerim elde okur,
Taşı, toprağı kanla yoğrulmuş, bayrağı düşmanı korkutur.

Toprağını savunup da şehit düşmüş yüz binlerce Mehmet!
Yüce ruhlar savaşır, batar gemileri düşmana lanet.
Kaçmakta görürler zaferi, orduları dünyada da ibret,
Çanakkale geçilmez, ünlü komutanlarımız var elbet!

Nevzat! Anafartalar, Conkbayırı, Arıburnu‘nda marşlar,
Şaha kalkmış alaylar süngüyle, kaçar önünde düşmanlar,
Coşmuş aslanlar taşmış, taşkın düşmanı şaşırtırlar,
Ahdimiz, vaadimiz vardır; Çanakkale’den geçemez bunlar!

04.3.2013
Nevzat TAŞKIN
Sugören Köyü-YALOVA