Çanakkale Şiiri - Lütfi Akarçay

Lütfi Akarçay
101

ŞİİR


17

TAKİPÇİ

Çanakkale

Sevda ve hasret kokuları sardığı zaman ruhlarınızı bazen “ırlandığınız”;

“Hey on beşli on beşli
Sokak yolları taşlı
On beşliler içinde
Sevdiğim gözü yaşlı”

Türküsü var ya;
İşte o türküdeki kahraman benim..
Duyguları kirlenmemiş,,
Sevda çiçeğini dalından yeni koparmış,
Hayallerini toprak kokularına sarmış;
elleri nasırlı ama yüreğinin temizliği yüzüne vurmuş,
anasının gonca gülü,
babasının taze umudu,
gezdiği ve işlediği toprağın “namus bekçisi”..
Tek markası “helal” olan,
“Haram”ı düşman belleyen toprakların civan merdi…
Ölünce “şehit” doğurunca “gazi” olan anaların emzirdiği,
Terleri” ak”, gönülleri “mert” olan babaların büyüttüğü
Yüreğinde “iman”,dilinde “besmele”,alnında “secde izi”nden başka
sermayesi olmayan;
bendim o kahraman..
Sadakat kokulu topraklarda hayallerimi kovalarken,
Umutlarımı yeşertirken bir gür seda duyuldu;
-Memet kalk,Vatan nöbetine..!
Vatan dendi mi sular değil “zaman” dururdu bizim için..
Önümüze ve arkamıza bakmazdık; Ufuktan gelecek “mukaddes muştu”da olurdu
Yüreğimiz ve gözlerimiz..
Adımız “Mehmet” idi ama “Mehmetçik” oluverirdi hemen..
“Küçük Muhammed..”
Muhammed diyemezlerdi büyüklerimiz;
Ola ki “kem bir söz” duyarsak Peygamberimiz’in ruhaniyeti incinmesin diye..
Ve sonra;
Emanet ederdik hayallerimizi ve umutlarımızı
Sevdiklerimize..
Babalarımız ve analarımız mahzun ama mağrurdu..
Anamın ellerinde kına..
İbrahim’in elindeki İsmail gibi beni Rabbime yolcu ediyordu..
Vurduk sırtımıza “dualar ve aminleri”
Ulaştık menzile..
Yüreklerindeki cesareti omuzlarında madalya olarak taşıyan
Komutanlarımızla kader çizgimiz aynı mevzilerde kesişmişti..
Karşımızda “tek dişi kalmış” canavarın modern mermileri ve topları
Yanı başımızda patlarken,
Mağarada “yol arkadaşı”na;

“Korkma! Allah bizimle beraberdir..” diyen “mukaddes muştu”yu
Tekrar ediyorduk..

Kucağımızda taşıdığımız bedenler
Yarım kalmış sevinçlerin ve umutların,
Uzaklarda gizliden akıtılan gözyaşlarının,
Elleri semada dualı dudakların hasretiydi..
Toprağa gömdüğümüz bedenler nurla yıkanmış
Kirlenmemiş duyguları ötelere taşıyan
Yol ve Menzil ‘in Hakiki Sahibi’ne kavuşanlardı..
Bedr’in Aslanları,Malazgirt ve Fetih’in kahramanlarıyla
Aynı sancağın altında buluşanlardı..
Kimi zaman bulduğumuz ama çokça hasret kaldığımız
Kuru yufka ve yağsız bulgur çorbası
Yorgun bedenlerimizin yanında katığımızdı..
Koğuşlarda hasretini mektuplara,
Siperlerde türkülere döken yanık yürekleri dinlerdik..
Göklerin “ölüm” indirdiği,
Yerlerin “ölü” püskürttüğü o hengamda
Şehadet kovalayan mücahidlerdik..
Ve bir kahpe şarapnel göğsüme yapıştı..
Sımsıcak kanım toprağa suluyordu,
Benim canımdan “Can” katıyordu..
Gözlerim küçülürken içimde sevinç,
İçimde “şükür” büyüyordu..
Ve bende
Dilimde “zikir” sonsuzluk kervanına katılıyordum..
Şair’in Peygamberimiz’e sunduğu o şehit kanıyla dolu
“Mukaddes Kase”de benden de bir “damla” vardı artık..
Ve o damla benim “şehadet mührüm”dü..
Ve ben de “Ölümsüz Diriler”in yanındaydım..

Eğer sorarlarsa;
Onların avm’lerde çınlayan neşeli kahkahaları değil,
İffetli tebessümleri;
Parfüm kokulu yüzleri ve bedenleri değil,
Buğday kokulu tenleri;
Huzur evlerine terk edilen anaları ve babaları değil,
Toprak ve hamurla yoğrulmuş elleri öpülen
Cennet muştusu anaları ve babaları;
Rant ve para uğruna değerlerini terk edenler değil,
Sahip oldukları “Az”ı “helal” ile çoğaltan iradeleri;
Kadınlarının iffet ve harimlerine düşman değil,
O değerler için canlarını verecek azimleri;
Tarihi düşmanlarımızın hile ve tuzaklarıyla
Kardeşine silah sıkarak bölücülük yapanlar değil,
Vatan toprağını kanlarıyla sulayarak ağıtlarını
Türkçe,Kürtçe,arapça,lazca yakan ortak hisleri;
Hırsızlık,gasp,yolsuzluk,fuhuş,içki,kumarda kaybolmuş
Bir nesil değil,
Mayası “helal süt”,rızkı “helal lokma”,işi “alın teri”
Markalı erdemleri;
Vardı dersiniz…

Ve eğer sorarlarsa;
Üzerinizde gezindğiniz o toprağın altında
Bugün kaybettiğiniz..
İman,ahlak,cesaret,iffet,azim,mücadele,sabır gibi değerlerin timsali
“Tarihi abideler” yatıyor dersiniz..
Eğer hatıramıza sahip çıkmak isterseniz
Tüllenen mağribi akşamları değil,
Anadolu’nun üzerine doğan
Meşriki fecirleri sarın yaralarımıza.. 

........

Lütfi Akarçay
Kayıt Tarihi : 17.3.2021 21:10:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Lütfi Akarçay