Tarihimi bilmiyorsan aç oku
Binlerce destan çıkar karşına
Bre gafil bilmez misin Türkün gücünü
Salya sümük saldırırsın yurduma.
Bilmez misin bende ALLAH aşkını
VATAN aşkını BAYRAK aşkını
Kalplerinde aşk işaretiyle doğar kimileri... Yeryüzüne gönül indiremez onlar... Hayatı ve insanları anlarlar,hayata ve insanlara merhamet duyarlar,ama hayatın ve onun içindeki insanların yaşadıkları gibi yaşamazlar.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Devamını Oku
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
o çanakkale ruhu asla sönmeyecektir ustam,, emeğine yüreğine sağlık
Çanakkale bir devrin battığı, T.C. doğduğu yerdir. Bunları başaran ise birlik ruhudur. O ruhu asla ve asla kaybetmemek gerekiyor. Ülkenin selameti için.
Değerli kalemi saygıyla kutluyorum.
Kimler yok ki o Çanakkale'de........ Kadın, kız, kızan......... Her yaştan, her baştan..... Hepsi de gönüllü......
Döner miyiz diye bile düşünmeden sarıldılar eski silahlarına..... Dünya gördü ki savaşı yüreğiyle savaşan kazanıyor........ vatanı için çarpışan kazanıyor.......
Bilinir ki 'kaybedecek hiçbir şeyi olmayan insan kadar korkunç biri yoktur.'...... O savaş, var olma - yok olma savaşıydı...... Savaşan her asker biliyordu ki bu savaşı kaybederse her şeyi kaybedecek....... Nasıl nasıl kazanılmalıydı! ....... KAZANILDI DA! .......
Türk toplumunun en büyük şansı 'yüzyılın dahisi'nin..... Mustafa Kemal ATATÜRK'ün o savaşın kumandanı olması ve askerlerine ölmeyi emretmesiydi....
Canıyla, kanıyla, ruhuyla savaşan ve bize bugünleri armağan eden ' O İSİMSİZ KAHRAMANLARIN' ruhları şad olsun, mekanları cennet olsun.......
Bir savaşın ruhunu ve arta kalan tüm duygularını bize aktardığınız mükemmel şiiriniz için sizi içtenlikle ve gönülden kutlarım Bülent Bey......... Saygılarımla..........
Can kardeşim benim hem düne hem bugüne, hem nalına hem mıhına neler yok ki şiirde destan gibi bizi kimse tekrar test etmesin, atalarına benzerler sonra diyor ,birlik ve beraberliğin nelere kadir olduğuna vurgu yapıyor, Çanakkale ruhunu canlandırıyor genç beyinlerin yüreğine kazıyor Çanakkale ruhunu. ve şöyle bitiriyor şiirini ;
Çanakkale geçilmez, Vatan bölünmez
Bin düşman ölmeden, Billah ölünmez
Türkün hürriyetine zincir vurulmaz
Tarihlere sığmayan Türk benim.
Tebrik ederim Bülent kardeşim. Yüreğine sağlık .Müsadenle sayfamaalıyorum.
Güvenip de milyonlarca kişilik orduna
Pis çizmenle ayak bastın yurduma
Bilemedin şehitlik bayramdır, düğün bana
Kükremiş bendine sığmayan sel benim.
-----Bülent hocam 101 yıl önce bu gün bir ek ulusumuza değil dünyadaki bütün mazlum toplumlara bırakılmış bir kahramanlık mirasıdır Çanakkale zaferi , biz bu gün üzerinde yaşadığımız vatanın ve devletin temelleridir Çanakkale zaferi bunu çok aiyi mısralara döken kaleminiz daim olsun kutlarım saygılar sunarım .
Tekrar şiirdeyim Güzel şiiri yazan duyarlı yürek Bülent kardeşimi bir kez daha tebrik ederim.
Çanakkale'yi hemen her yönüyle anlatan, o ruhu okuyana yansıtan, coşturan çok güzel bir şiir.
Emeğinize sağlık; kutluyor, saygılar sunuyorum.
Milletlerin tarihinde 'ÖZEL YERİ' olan önemli günler, 'YOL AYRIMI' denilebilecek kavşaklar, var ya da yok olma sonucunu doğuracak 'ZAFERLER', savaşlar, toplumsal olaylar vardır..
İşte ÇANAKKALE ZAFERİ böyle bir zaferdir, sadece bizim tarihimizde değil, dünya tarihinde eşi benzeri görülmemiş kanlı bir hesaplaşmanın yaşandığı yerdir Çanakkale...
Emperyalist emellerin en üst düzeyde iştahının kabardığı, çökmekte olan Osmanlı İmparatorluğunu tamamen yok etme ve paylaşma hesaplarının eyleme geçtiği yerdir Çanakkale...
Bir boğaz aşılırsa koca bir devletin 'NEFESİ KESİLECEK', kalbinden vurulacaktı!
Bir millet varlıkla yokluğun sınırında can çekişmenin ne olduğunu işte bu savaşta yaşayacak, imanını, inancını, varını, yoğunu ortaya koyarak emperyalizme kafa tutacak ve tarihe malolacak bir zafer kazanacaktı!
Aziz Şehitlerimizi rahmetle anıyor, zaferin Şiirini ve Değerli Kardeşimi bir kez daha içtenlikle kutluyorum.
'Çokça şiir yazıldı Çanakkale üzerine... Başta Milli Şairimiz Akif olmak üzere... Her şiirin elbet ayrı bir yeri var... Duyana, zaferimizin gururunu yaşayana göre değişen...
Serbest vezinde yazılanlarını da okudum... Ama Bülent Baysal Kardeşiminki gerçekten çok etkili, çok vurgulu... Hem hece vezninin ahengini ve akıcılığını üstlenmiş, hem de serbest vezinin rahatlığını kullanmış...
Duyguyu ve coşkuyu o kadar mükemmel hissettiriyor ki... Dönüp şiiri tekrar tekrar okumak istiyorsunuz...
Can-ı gönülden kutlarım Kardeşimi.......'
bülent baysal çanakkale savaçı türk ulusunun makus talihini değiştiren bir zaferdir vu savaşkazanılmasaydı kim bilir istklala savaşını yapacak gücümzde olmayacak türkiye mand a yad ahimaye altında bir sultanlıkmolarak kalacaktı hür olmayacaktır
bu açıdan şairrin dediği gibi dur yolcu bilmeden gelip bastığın bu toprak bir devrn battığı yerdir paylaşımınızda ne kadar doğru tesbitler var teşekkürler vatan sevgisi dolu yüreğiniz şirinize gelince türk evladının kadın erkek vatan sevgisini ne güzel dile getrimişsiniz söz konusu vatan olunca her feet birdev oluyor türkevlatları diyen şiirinizde kutluyorum
okurken gözlerim doldu taştı yorum yapmakta zorlanıyorum inan abicim..Trke tarihin hiç bir sayfasında zincir vuran çıkmamıştır ilelebet çıkmayacaktırda..Bugünler de milletçe zor günler yaşıyoruz.bazen diyorum ülkede savaş varda biz mi bilmiyoruz.biz niya çay kahve içiyoruz..bizim evlatlarımız niçin ölüyorlar.toplayıp bebelerimizi yaşlılarımızı sığınaklara alıp tüfaklerimizi çıkalım er meydanına..sahi biz kiminle savaşacağız..bi vuç bitli donluyla mı..onların ifalhını tek nefeste keseriz biz..ve diyorum avh ülkem vah ne hallere kaldın..syaygıalrımla abicim..işte şiir işte şair..versinle Bülent Bysala bir Nobel de görelim..Nobel ödülü vermek nasıl oluyormuş..+++
Bu şiir ile ilgili 73 tane yorum bulunmakta