Yeryüzünde gökyüzünde, mihrapta minberde, duada ayinde, derinde sığda, sırda açıkta, varlıkta yoklukta “adına yemin olsun ki büründüğüm kefeni “sen anlarsın”“bir tek sen anlarsın” ahmaklığına kanıp karşında soymayacağım bir daha..
Can yorgunluğunu taşımaktan bitap düşmüş benliğimle, kendini sana anlatmayı kendine ihanet sayan dilimle, konuşsam dilimi kanatacak sözlerimle, irfanını ilkelliğine peşkeş çeken ilmimle, baktığını taşa çeviren gözlerimle şanına yemin olsun ki haysiyetimi feda etmeyeceğim bir daha münasebetsiz ilhamlarına..
Perseus gibisin, lanetlemişsin Gorgonları, Medusa’nın kesik başını almışsın eline, ilham ararsın gücüne kudretine.. kalemin kan arar, can arar, kurban arar, en kötüsü de bahane arar kendine, gövdem taşırken bunca yükü kafamı kesmenin anlamı ne?
Çekip gidiyorsun canavarmışım hatta “var” bile değilmişim gibi, ne onur, ne haysiyet, ne izzet, ne şeref bırakıyorsun insanda, saatler sonra dönüp heybende sakladığın başımı önüme atmanın manası ne?
Oturmuşsun karşımda “bir eşik daha atlattım” diye sırıtarak, elinde çayın, çocukluğumdur çayına bandığın onu bile anlamayarak, yazmışsın en vahşi, en acımasız, en insanlık dışı hatıranı kenarına beni iliştirerek; şerh düşmüşsün defterin sonuna “an-la-maz”sın diye ekleyip kalbimi ince ince dilimleyerek..
Ben ki en büyük ithamların, hakaret iftira ve küfürlerin cenderesinde kala kalmış, sığınmışken anne kucağı kadar aziz tuttuğum şefkatine;
sen ki vermişsin kılıçtan keskin kalemini Erinyelerin ellerine, bırakmışsın beni onların merhametsizliğine..
Yapma, etme, eyleme diye feryat ettikçe; “boş ver, önemli değil o kadar” diyerek hala kurbanlar aramaktaydın kalemine..
Bir daha alırsam seni sığlığıma, o en sırlı, en basit, en dikensiz, en sıcak, en kutsal mağarama, erinme bir daha ve saatlerce bekleme götürürken beni idama..
İthamın değil kendisi, gölgesi düşerse mağarama senden bilirim, yıkarım içinde ben varken her yeri; kalemim adına and olsun ki değil feryat etmek, bağırmak, çağırmak; tek kelam dahi etmem bir daha..
Al şimdi senin olsun en izzetli, en büyük, en muazzam, en takdire şayan en “çatışmalı”yazılar, herkes boyun büksün kaleminin kudretine, paramparça ettiğin kalbimi al kanıyla beraber koy “edebiyat” sepetine.. alkışlayanlara dağıttırsın artık helvam niyetine!!
Hadi KuranlıoğluKayıt Tarihi : 24.10.2024 17:55:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Biz, hayır demeyi, işim var demeyi, olmaz demeyi beceremeyen insanlarız, yorgunluğumuz bitmez bizim.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!