Neden diye sorar hep içimdeki çocuk. Verdiklerimiz mi ağır gelir yoksa aldıklarımız mı? Ağırlık nedir? Bedenin kaldıramayacağı mı ruhun hafifliği mi? Dalgalanan zaman rüzgarında karşılaştığımız yada dünyamıza aldığımız insanlar ardından hep birşeyler alıp götürmez mi? Giden biz miyiz yoksa kayıplarımız mı? Bir yanımız eksilirken diğer yanımız doluyor. Oysa hayat öyle kısa ki farkına varamadığımız bu kandırmacalar döngüsünde kaybettirdiğimiz değerlerimiz. Değerlerimiz değer mi onca gülüşe, sevişe, bedellere. İnsan yükü ağır gelir derdi ninem ama demek istediği bıraktıklarıydı sanırım. Bunca yaşıma rağmen öğrenemedim tek yandığım bu. Ne bir insana kıyabildim, ne de kötü düşünce kondurabildim. Ağl
Neden diye sorar hep içimdeki çocuk. Verdiklerimiz mi ağır gelir yoksa aldıklarımız mı? Ağırlık nedir? Bedenin kaldıramayacağı mı ruhun hafifliği mi? Dalgalanan zaman rüzgarında karşılaştığımız yada dünyamıza aldığımız insanlar ardından hep birşeyler alıp götürmez mi? Giden biz miyiz yoksa kayıplarımız mı? Bir yanımız eksilirken diğer yanımız doluyor. Oysa hayat öyle kısa ki farkına varamadığımız bu kandırmacalar döngüsünde kaybettirdiğimiz değerlerimiz. Değerlerimiz değer mi onca gülüşe, sevişe, bedellere. İnsan yükü ağır gelir derdi ninem ama demek istediği bıraktıklarıydı sanırım. Bunca yaşıma rağmen öğrenemedim tek yandığım bu. Ne bir insana kıyabildim, ne de kötü düşünce kondurabildim. Ağlayanla ağlayan olmak, gülenle gülmek derken zaman geçip gitti koynuna alınan ben değildim bildiğim bu sarmalamayı bilemeyen dallara ağaç ne yapsın. Ne gitmek öteye ne dönebilmek öteden çıkmaz sokak dönencesi dönüp duruyorum eksenimde. Her dönüştü eksilen ben sitemimde bana haykırışımda bana. Zaman zaman ağır geliyor işte taşımaktan kollarımda yüreğimde yorgun düşüyor,yalpalıyor sonra doğruluyor yine.Rüzgar her dalı etkilemezmiş. Kimi dal rüzgarda kırılır kimi dalsa zayıf düşer kimisi ise ölürmüş. Dal olmaktansa ağaç olmayı yeğledim.Dünya her ne kadar kütüklerin olsa da.
ayanla ağlayan olmak, gülenle gülmek derken zaman geçip gitti koynuna alınan ben değildim bildiğim bu sarmalamayı bilemeyen dallara ağaç ne yapsın. Ne gitmek öteye ne dönebilmek öteden çıkmaz sokak dönencesi dönüp duruyorum eksenimde. Her dönüştü eksilen ben sitemimde bana haykırışımda bana. Zaman zaman ağır geliyor işte taşımaktan kollarımda yüreğimde yorgun düşüyor,yalpalıyor sonra doğruluyor yine.Rüzgar her dalı etkilemezmiş. Kimi dal rüzgarda kırılır kimi dalsa zayıf düşer kimisi ise ölürmüş. Dal olmaktansa ağaç olmayı yeğlemek................
Karaçalılar gibi yardan bitme bir çocuk
Çarpık bacaklarıyla -ha düştü, ha düşecek-
Nasıl koşarsa ardından bir devin
O çapkın babamı ben öyle sevdim