Bu can bu bedene has,
Kalmasın gönülde pas.
Çekmesin âdemler nas,
Tutmasın maşuklar yas.
Bu can bu bedene kor,
Bayat övgüler mosmor.
Boş istek olursa zor,
Görünmez arzular hor.
Bu can bu bedene yaz,
Kış öte kalsın biraz.
Sonbahar sönük bî-naz,
İlkbaharlar tatsız haz.
Bu can bu bedene dar,
Yanmadan olunmaz yar.
Gülkurusu beniz nar,
Bu bedende sevda var.
Bu can bu bedene lal,
Yapraklar bilmedi dal.
Bu bedende sevgi kal,
Tükendi kalmadı hal.
Yükte beden çok ağır,
Huy çıkmaz kırık yağır.
Ses gür çıksa da bağır,
Duyulmaz kulak sağır.
Can bedene emanet,
Yaşanmasın ihanet.
Hayra doğsun sıyanet,
Hisler tersyüz kehanet.
Can bedene hep âşık,
İstikbali karmaşık.
Bahtı ile yanaşık,
Çözülemez karmaşık
21.06.2006 - İzmir
Erdal ToygunKayıt Tarihi : 21.2.2007 15:39:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Can ve beden ilişkisi. Bu harikulade, eşsiz ve güzide canlının ruh ile ceset ilişkisi benim her zaman dikkatimi cezbetmiştir. İnanılmaz ve tarifi mümkün olmayan bir duygu. Anlatabilmek ne mümkün... ŞİİRİN BİLİNMEYEN KELİMELERİ: Âdemler: İnsanlar. Nas: Açıklık, açık ve kesin yargı. Maşuklar: Sevilenler, âşık olunanlar (erkek) Bi-naz: (Osm.) Naz etmeyen, nazsız Beniz: Yüz, yüz rengi. Lal: Dili tutulmuş, konuşamaz duruma gelmiş, dilsiz. Dal: Ağacın gövdesinden ayrılan kollardan her biri. Kal: Söz Lakırdı, laf. Sevi: Aşırı sevgi ve bağlılık duygusu. Aşk. Sırnaşık: Can sıktığına, rahatsız ettiğine aldırmadan bir kimseden sürekli, yalvarırcasına istekte bulunan ve bu isteğinde direnen (kimse) Sıyanet: Koruma. Yağır: Sırt, arka. İki kürek arası.
Kalmasın gönülde pas.
Çekmesin âdemler nas,
Tutmasın maşuklar yas....'''....
....
''Yükte beden çok ağır,
Huy çıkmaz kırık yağır.
Ses gür çıksa da bağır,
Duyulmaz kulak sağır..''...
......................................
.......BU HARİKA ŞİİRİ TEKRAR OKUMAK KEYİF VERDİ.
YÜREĞİNİZE SAĞLIK SN TOYGUN.
YENİ ÇALIŞMALARINIZI BEKLERİZ.
ustalık istiyor
şairi tebrik ediyorum
hem şiir için
hem şiirdekiler için
Sevdasına yapmadı ihanet.
Ol Kime niyet, kime kısmet,
Susamış sevi, hislere hasret...
:::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::
:::y:ü:r:e:ğ:i:n:i:z:e::::s:a:ğ:l:ı:k:::
:::::::::h:a:r:i:k:a:y:d:ı:::::::::::::::::
:::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::
Sevdasına yapmadı ihanet.
Ol Kime niyet, kime kısmet,
Susamış sevi, hislere hasret...
Müthiş..Güzel şiirinizi kutlarım..
Saygı ve sevgilerimle...
195-TÜRKÜLERİMİZ
Analar dolusu Anadolu'nun,
Bağrında sızıdır türkülerimiz.
Sılaya uzanan gurbet yolunun,
Silinmez izidir türkülerimiz.
Gönül kozasında hasretlik yüklü,
Umut gözesinde sevdâlar saklı.
Sevgi kâbesinin telli,duvaklı,
Gelinlik kızıdır türkülerimiz.
Habercidir turnaların telinde,
Hoş nağmedir âşıkların dilinde.
Bir Mecnun'dur aşkın susuz çölünde,
Leylâ'nın yüzüdür türkülerimiz.
Yiğitçe aşkının ardında duran,
Dağ delip gönlünde zincirler kıran;
Sevdâsını maşukuna haykıran,
Âşıkın sözüdür türkülerimiz.
Mızrabımdır,derdi tellere döker,
Sözümdür,acıma ağıtlar yakar.
Deryâdır,gönüle yol bulup akar,
Coşkunun özüdür türkülerimiz.
Türk'ün sesi,Türk'ü yakar türküler,
Türk onlarla ağlar,onlarla güler.
Desen,motif Türk rûhudur örgüler,
Sevdâmın sazıdır türkülerimiz.
Nazım İNCE
TÜM YORUMLAR (12)