Yağmur iner gece yarısı,
ama hiçbir damla silemez içimdeki pası.
Karanlık kaldı göğsümde,
ışığa alışamadı gözlerim.
Bir vakitler yüreğim vardı,
Kaç kış geçti gönülden,
Kaç gece ağladı gözler…
Her mevsim “dün” diye beklemek,
Buzdan ateş içinde
Nasıl söner aşkın alevi?
Ölüm sessizliği var bu şehirde,
Zihnimdeyse düşünceler düğün kurmuş.
Sensizlik mi yakıyor canımı,
Yoksa suskun duvarlar mı bana dert anlatıyor,
Çözemedim gitti.
Gözleriniz diyorum, hanımefendi,
Neden o kadar çok ağlıyor?
Ve sözleriniz neden bu kadar can yakıyor?
Kalbinizde gizlediğiniz biri mi var?
Kanadınızı kıran bir taş mı, yoksa bir söz mü var?
Başlangıcı olmayan bir hikâyenin sonundayım,
Bu kez aşk olmadan bitti satırlar.
Dize dize sen kokan sayfalar,
Sensizlikle kapandı.
Bizim hikâyemizin sonu,
zaman dediler, amına koyayım, bekledim.
Sigaram bitti, gecelerim bitti, içimdeki sabır bitti.
Ama senin hayalin hâlâ köpek gibi üstüme çöktü.
Her gece kafamda dönüp duran aynı boktan sahne:
Gidişin.




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!