Bir yaprak dökümüydü
Beti benzi sararmış solgun hazandı
Eylülü hiç eden Ekim di
Akşamlar erken düşüyor
Geceler uzadıkça
Çakallar karanlığa karşı küfre duruyordu
Camlar buğulanıyor
Umutlar yeni bir bahara dualanıyor du
Gönül mabedim
Ölü damı gibi matemleree bürünürken
Tam da düşlerimi düşürmeye
Ramak kalmıştı ki, sen geldin
Sen geldin yalnızlık ırmağının yosunlu sularına
Sen geldin hayata tutunmaya çalışan cılız kollarıma
Sen geldin yalnızlığıma
Sen geldin
Avuçlarımdan kayan mahzenlenmiş gizli dünyama
Bu farklı bir geliş, farklı bir duygu
Doruğa tırmanan buz dağının
Hazla eriyen coşkusu
Senle doğdu yılların özlem güneşi
Sende geldi ruhumun emsalsiz eşi
Bir gelin gibi süslendi hülyam
Kalbim bir gül gibi açtı gözlerinde
Aşk, Sana sevdalandı gelincik bedenimde
Yıllardır tanıyormuş gibi
Bastı bağrına utanmadı mahrem
Senle dolu bu can
Senle hayat buldu inan
Ben senin güzelliğini çirkinliğini değil
Yüreğini Kişiliğini
İnsan gibi insan oluşunu sevdim
Sevdim seni can özüm
Tekrardan hoş geldin
Sen rabbimizin en kıymetli hazinesi
Lütfüsün bana verilen
Söz veriyorum sana
Düşüyorken tuttun ya beni
Var oldukça Bu beden bende
Döneceğim etrafında bir semazen gibi
Yaşatacağım bendeki seni
Kayıt Tarihi : 12.10.2015 00:27:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!