CAN
KIRIKLARI
Yıllarca,
uzak kalmışım kendime,
uzakların uzağında kalmışım.
Cambaz ipinde,
bir sınavmış hayat
ben çok hafife almışım.
...
Sayılı günlerimin
boşa geçmiş yarınları,
ömür saatimde eskitmişim
akrep ve yelkovanları.
Tik/tak’ ların gel/gidinde
akrep ve yelkovan
kalleş ve densiz,
zaman derin bir denizmiş
yüzdüğüm içinde
habersiz.
...
Şimdi,
sisli,sırlı,
eski,kırık bir ayna
karşısındayım.
Kendi gözlerimin boşluğunda
derin bir hayale dalmışım.
...
İnce bir korku,
ürkek bir aldırış yüzümde.
Baktıkça,
kendi aksimle kırılıyor
öz sesimle dağılıyorum,
Can ve cam kırıkları içerisinde ben,
eski beni arıyorum.
...
Her kırık,
bir yarayı kanatıyor,
dokundukça parmak uçlarıma.
Köhne bir ayna,
güz yaprağı gibi
İndirdi geçmişimi avuçlarıma.
...
Aynaya mı küssem,
köşememi çekilsem,
kendimle mi kavga etsem
bilemedim.
Huysuz bir ihtiyar gibi
oturup ayna karşısına
hem tozunu alıp
hem de söylendim.
“Ayna,ayna
söyle bana,
benden daha müflisi
var mı dünya da?”
...
Kırık ayna,kırk
kırık yerinden
dile gelip söylendi,
yüzünün tozunu alıp
üzerine sünger
çekmeme imrendi.
Dedi,
“Bu temizliği sen bana değil,
kendi kendine yapmalısın
akıp giden zamanı geri alıp,
İçinde ki “can kırıklarını”
sevgi merhemiyle,
yeni baştan onarmalısın...!!!.”
Oyuce
Ömer YüceKayıt Tarihi : 5.5.2025 18:18:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!