CAN KIRIĞI
Bugün yine öyle efkarlıyım ki
Neden bilemiyorum.
Öylesine işte,
Belki her zamanki gibi…
Oturmuşum köhne mekanımın
Hayata açılan en manzaralı
Camı kırık penceresinin önüne
Dalmışım derin deryalara…
İnci,mercan neyime
Kafam kumdan kule
Bir küçücük dalga aranıyor
Ben dalgalanıyorum!
Dışarıda bir yağmur;
Yumruk yumruk damlalar
Düşman döver gibi…
Gökyüzü celallenmiş;
Ne güneş gülüyor,
Ne çiçek açmış yıldızlar.
Kasvetin katmerlisi…
Bir deli rüzgar; elinde sopa
Katmış önüne bulutları
Savurur kah o yana,kah bu yana.
Alır vurur kalbi kararmışı
Ak sakallının alnına.
Şimşek şimşek gözleri
Yıldırımla yıldırmış gökleri.
Öyle deli esiyor ki
Penceremde şaklıyor nefesi.
Es bre deli rüzgar es
Devir senin,devran senin es…
Bende estim bir zamanlar
Kim tutardı ki beni hey! …Hey! …
Hani bir keresinde,
Kasırgalar göndermiştinde ardımdan
Kargalar gülmüştü sana
Tutamadın ya…
Şimdi o ben;
Bir kırık camın ardında
Can kırığı topluyorum! …
Hani şu:emeğim,alınterim,kazancım.
Baş ağrılarım,gönül sancım,usancım…
Haydi es bre deli rüzgar
Çok daha sert es.
Benden geçti; sıra sende es! …
Ama şunu iyi bil ki;
Gün gelir,mutlak kesilir hızın
Hele bir olsun seninde oğlun kızın
Sonra saçlarına aklar düşüp
Şakaklarına karlar yağdığı gün,
Daha ilk gün;
Üşümeye başlar sevdiklerin!
Emeğin,terin,derin sevgin
Yok olur bacın,kardeşin
Güneşin; sevgili eşin.
Nefesin bile kokar olur artık
Yüzler buruşur,kaşlar gerilir,
Güzel günler aklına gelir
Sen gerilirsin! …
Ne oldu?
Yağmur yağdı böyle oldu! ..
Hey yağmur! …
Sen eskiden
İnce ince yağardın
İncitmeden yanağımdan öperdin
Ninem “rahmet” derdi sana
Ne oldu,sen niye değiştin?
Senin de mi gazabın bana?
Çaptan düştü belleme sakın
Cebim delik diye! .
İçimdeki azap; kezzaba diz çöktürdü!
Akıllı ol,gelme sütüme deli deli!
Yanmışın korkusu ne ola ki yangından!
Ben,ne yağmur yanıkları yedim bir bilsen!
Vurup durma canımın camına,
Zaten gözüm yaş; gönlüm ayyaş! ..
Ne olursunuz biraz yavaş.
Yavaş…yavaş...
Yavaş olun ki demleneyim dertlerimle
Çay kıvamında! ..Çay kıvamında! ..Vay be yalan dünya! ..
Demek dostun varsa cebine bak,ha!
Ulan,sığar mı dağ gibi dostluklar
Bir küçücük cebe! ..
Aman Ya Rabbi
Yarınlar kim bilir neye gebe?
Kim bilir, kim bilir neye?Durmayacak,dinmeyecek misin yağmur?
Zaten yürekler olmuş vıcık vıcık çamur! ..
Düşenin dostu olmazmış
Var,birkaç damla da sen vur!
Yıldırsaydı,yıldırımlar yıldırırdı!
Sen de kimsin? Kilon kaça?
Benim koskocaman bir yüreğim var.
İğne deliğinden dar olsa mezar!
Urganımı boynuma kendim asar!
Kendi mezarıma kendim girerim! ..
Biliyor musun beni en çok;
En çok sevdiklerim kırdı.
Bilemedi;
Baş bile yarsa atılan taş;
Taştan ağırdır bazen bir damla yaş! ..
Ne varki herkesin terazisi
Ayrı tartıyor,
Yürekler ayrı atıyormuş.
Gönül terazisine altın da koysan
Elbette incinir bundan insan olan
“İncinsen de incitme” diyende insan
İnsanı bir pul için yiyende insan! ..
Bildin mi şimdi yağmurcuk
Bir başkadır gönül işi.
Bir başkadır sevmek!
Ne ferman dinler
Ne derman diler
Sevgi birincidir
Sevgi bir incidir.
Gerçekten sevebilmişsen eğer.
İncitmeyeceksin incinsen de
Öfken bile sana başın eğer
Cümle alem bilir; inci sende.
Sende bilirsin;
Sevda salıncağına binen
Bir damlada deryayı görür
Eğil, kulak ver toprağa;
Gör,gönül gözünle.
Onun da gözü, gönlü seninle
Bakmaz senden başka hiçbir şeye
Dudakları yarık yarık; bağrı yanık
Seni bekleye bekleye…
Dindir öfkeni; incel.
Usulca sokul koynuna yağmurcuk
Güller açsın göğsünde, Tomurcuk,tomurcuk...
İncinsekte incitmeyeleim
Kırılsak ta kırmayalım
Benzemiyor can kırığı yağmurcuk
Benzemiyor cam kırığına! ..
Kemal Karapıçak
Kemal Karapıçak 2Kayıt Tarihi : 2.5.2022 02:30:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!