Can Gülüm,
veda mektubumdan sonra aylar ve mevsimler birbirini kovaladı.. Sana yazıp da göndermediğim bu kaçıncı mektubum, ben de bilmiyorum.. Nasıl gönderebilirdim ki? Aşkımızı bitiren, aramızdaki tüm bağları acımasızca koparan sendin.. Henüz yaşamadığımız o yüce aşkı mezara gömmeyi hiç istemedim.. Bana yüreğinin dokunuşuyla dünyaya meydan okuyacak güç verdiğini, bir tek sözünün beni sana bağlayacağını anlatamadım.. Gözlerinin içinde gördüğüm, aşk tapınağında okuduğum duam, tuttuğum dileğim olduğunu tüm lügatları kullandım da, yine de sana ifade edemedim..
'Sana kalbimden Taç Mahal yaptım. Sultanı ben, Şahı sensin, saltanatın ise yüreğim' dedim.. 'Taç Mahal ölü bir aşkın anıtıdır' dedin.. Sana olan aşkımın derinliğini, zaman ötesi de yaşayacağını sana inandıramadım.. Sen 'ebedi aşk yok' diyerek kanatlarımı kırdın ve bana diyecek söz bırakmadın..
Sevdayı delice yaşamak varken, neden çelişkilerle donatırız? Neden önümüze çıkan küçük mutluluğu görmeyip, büyük mutluluk peşinde koşarız? Artık soruların bir anlamı kalmadı, biliyorum.. Bensiz geçen ömründe şimdi mutlu musun Can Gülüm? 'Rahatım' dediğin o her zamanki halinle gerçekten de rahat mısın? Kutsal sevdamı maceralı kalplerde, gülüşlerimi maskeli yüzlerde buldun mu? Sensizlikle düğümlenmiş anılarının sancısı yüreğimi kasıp kavururken, seni hala taparcasına sevdiğimi biliyor musun? Yokluğun ruhu gönlüme dikenler gibi batsa da; yürek atışlarımda daima 'SEN' olduğunu biliyor musun? Bilsen de neyi değiştirir değil mi? Gözlerinin içi gülerken, kaygısızca 'ben de seni çok özledim' der miydin? Yoksa usulca ellerini ellerimden çekip, gözlerini yere indirerek, 'sizi tanımıyorum' mu derdin? Öyle ya; ben artık senin mazinde meçhul bir sevgiliyim..
Yazdığım şiirlerde, satır aralarında bile hep sen varsın.. Sana göre duygularımın en ücra köşelerini dahi yansıttığım şiirlerim, pembe dizilerden farksızdı.. Barbara Cartland´ın gerçek dışı aşk romanlarına benzetirdin, çünkü sen gerçek aşkı hiç tanımadın.. Sana göre hayat belirlediğin kurallarınla siyah, beyazdı.. Oysa siyah, beyazın dışında yaşamın, en küçük noktasına kadar sevgiyle renklenebileceğini hiç anlayamadın.. Duygu deryamda yüzemeyip, ne derinliğini keşfedebildin, ne de içindeki renk cümbüşünü görebildin.. Gönül gözün kapalı olduktan sonra, cennet bahçesinin içinde olsan neye yarar?
Yalnızlığımın soğuk mahzenlerinde, hayallerime sıcacık güneş gibi doğuyorsun.. Yağmura hasret çorak özlemlerim, gözlerindeki sevgi pınarından kanarak içiyor.. Düşler içinde mekan dışı ve zaman üstü sonsuzluğa dogru yol alıp, bütünleşiyoruz.. Bana sıkıca sarılıyorsun.. Tenini, kokunu, sıcaklığını hissediyorum ve o kısacık anda mutluluğum zirveye ulaşıyor.. Hemen ardından bıçak sırtı çaresizlik kapıma dayanarak, düşlerimi acılı boyutlara taşıyor.. Gerçekler deli kasırga gibi eserek, darbe yemiş hayallerimi enkazlar altında bırakıyor..
Beni unuttuğunu bildiğim halde, ben seni ve senden kalanları unutamıyorum.. Seni yokluğunda kaybetmem gerekirken, özlem acısını her defa yeniden hissetmemle, seni kendimde buldum.. Anladım ki, sen hücrelerimle bütünleşerek ben olmuşsun.. Hatıralarımdan söküp atamadığım, hayallerimi, şiirlerimi süsleyen, erişemediğim sembolümsün.. Bende her şeye rağmen ne kadar güzelleştiğini görüyor musun? O güzelliği sana verenin, yüce aşkımın olduğunu da farkediyor musun Can Gülüm? Aşık Veysel´in dediği gibi: Bendeki bu aşk olmasa, sendeki güzellik on para etmez.. Aşka inanmadıktan sonra, güzelliği görsen ne olur, görmesen ne olur...
Anılarımdan derlediğim amber kokulu güllleri yastığına bırakırdım ki, kokladıkca reddettiğin aşkımı hatırla diye.. Beni unuttuğun için 'SEN' kokulu o gülleri, ben aşkımın mezarına diktim.. Gözyaşlarımla suladığımdan, daima tomurcuklanıp, katmer katmer açıyorlar.. Sen hiç bilmeyip, görmeyecek olsan da, ben onların adını 'Can Gülüm' koydum..
Nigâr Adak
Mart, 2004
Dikkat: Şiirlerim ve denemelerim noter tasdiklidir..! Şair adı olmadan alıntı yapılamaz..!
Nigar AdakKayıt Tarihi : 25.2.2005 19:24:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

'karşılığını bulamamış sorular' gibi, karşılığını bulamamış aşklar da var...dünyanın en kocaman şiir kitabı olurdu karşılığını bulamamış aşkların şiirlerinden oluşan bir kitap. belki kutsal kitap odur aslında.
Ve düz yazınızda bir o kadar güzel ve duygulu...
Çekmiş olduğunuz acı bana çok yakın.Üzerinden baya zaman geçmiş ama ben yinede söylemek istedim;pozitif olarak her zorluğun üstesinden gelebiliriz.Bizlerde o güç var...
Sevgilerim ve saygılarımla
Başarılı bir deneme.
tebrikler
saygılar
TÜM YORUMLAR (35)