Gönül kalk gidelim sılaya artık,
Gurbetin kahrından bıkasım gelir.
Kaç yıldır hanemin kapısı örtük,
Canımı dişime takasım gelir.
Munzur eksik etmez başından karı,
Türlü nimet sunar Fırat kenarı.
Ovada yetişir ayvası narı,
Sılayı bağrıma sokasım gelir.
Şimdi eteklerde nevruz zamanı,
Kara tren salar durur dumanı.
Ölesiye özledim can ERZİNCAN’ı,
Keşiş dağlarından bakasım gelir.
Ergana göz attım gece yarısı,
Bir tablo misali altın sarısı.
Ben kurtuldum dost başına darısı
Zalim gurbet eli yıkasım gelir
Çağlayanda ruhum kuş gibi oldu,
Sakal tutan engebeli bir yoldu.
Özlemle bakarken gözlerim doldu,
Gözümün yaşını dökesim gelir.
Terzi baba ile ummana daldım,
Davut Sulariden icazet aldım.
Aşık daimiyi özleyip geldim,
Hasretten ciğerim sökesim gelir.
Üzümlünün ilaç gibi üzümü,
Çayırlıda hatırladım özümü.
Göllerde dindirdim yürek sızımı
Adına türküler yakasım gelir
Tarihler yazıyor otluk belini,
Sanma gurbet unutturur yolunu.
Emsali bulunmaz şeddi gölünü,
Bir anıt olarak dikesim gelir.
Refahiye balı ile anılır,
Işkının iyisi orda yenilir.
Dumanlıdan neşe ile dönülür,
Rotamı Gülen’e bükesim gelir
Yanar hasretinden yiğitin bağrı,
Yolumu döndürdüm eğine doğru.
Bu cennet diyarı gördüm ya gayri,
Yol üstünde halay çekesim gelir.
Kemah kalesini gezdim dolaştım,
Yokuşlar tırmanıp bellerden aştım.
Savaş gediğinden iliç’e geçtim,
Kuruçaydan Köy’e çıkasım gelir.
Zeki Ateş Hasretiyle yandığım
Uğruna gurbetten geri döndüğüm
Bir onur tablosu gibi sunduğum
Cennet vatanıma akasım gelir.
Kayıt Tarihi : 4.3.2013 12:53:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Uzunca bir zaman ayrı kaldıktan sonra hasretle Erzinmcanı ve İlçelerini gezerken kaleme aldığım şiirim.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!