Sen bilemezin yalnızlığı
Dört duvarlı bir odanın içerisinde
Sadece denizin ve martıların sesleri
Birde Süleyman var
Süleyman ekmek getiren
Ölmeyeyim diye çabalayan gardiyan...
Yağmurlar yağıyor ara sıra,
Bir tas içinde biriktiriyorum...
Biriktirerek içiyorum su ‘ yu mu
Gördüğüm ara sıra mavi,
Bazen siyaha karışmış beyaz bulutlar....
Beyaz kefeni andıran kıyafetim...
Süleyman’ın allı takımları
Duvarda akrepsiz işleyen saat
Her sabah üzerime doğan güneş,
Güneşte senin kadar doluyor içime..
Ölmeyecek kadar işte...
Bazen Süleyman gelirdi yanıma,
Ben dostum derdim, o susardı...
Konuşmazdı bir vakit.
Bana konuşmayı Süleyman unuttururdu.
Konuşmasa da anlamlı bakardı Süleyman
Ben konuşurdum, dinlerdi
Sonra kaldırır elini çekip giderdi.....
Çok sonra öğrendim ki,
Süleyman anadan doğma dilsizdi.
Yıllar geçti,
Odanın duvarları çizik, çizik
Süleyman geldi elinde ekmekle,
Bir sigara uzattı baştan
Sonrada beyaz bir kağıt.
Ben okudum....
Burda her şey sahte dostum
Gülümsemeler bile sahte
Sadece sen gerçeksin dostum
Can dostum...
Süleyman bir gardiyan
Bense mahkum
Bedenleri hapsedersiniz.
Ama yürekleri asla dostum...
Yürekler özgürdür
Can dostum.....
Kayıt Tarihi : 7.9.2001 16:34:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!