Nazım gibi
Gönlümle başbaşa düşündüm demin
Artık boşa tükenmiş bir nefes gibiyim
Şimdi zihninin en derin yerinde
Benliğini tutsak eden bir kafes gibiyim
Ne çok şeye geç kalmışım,
Ne çok şey geç kalmış ömrüme.
Geç bulduğum huzursun yüreğime.
Yıllarca beklemiş gibiyim
Tanımadığım bir nefese hasretçesine...
Ne çok şey geç kalmış bana
Seni rüyamda gördüm dün gece
Su serpiyordun yüreğime
Bilmem kaç yaşıma gelmişim de
Hâlâ kahrediyordum hayata
Kelimelerin ayet gibi işliyordu kulağıma
Her nefesin bir nasihat
Sen varken sensizliğe alışamadım
Alışamadım yanımda nefes alsan bile
Sensiz kalma fikrine alışamadım
Şu evrende sanki her şey
Senin için var.
Sevdanın oduna tutuştum yandım
Issız çöllerde serabım sensin
Aradım izini nasıl dayandım
Aşılmaz yollarda turabım sensin
Her gece ismini anıp yattığım
Bağrımda sönmemiş ateşin izi
Sanma ki sensiz bir an sönüyor
Değmeden tenime güneşin yüzü
Yaktıkça canımda canan yanıyor
Ettiğin sitemler gönlümü kırdı
Nasıl bir sevdadır anlatılmaz ki
Yüreğinde yanan közüne yandım
Ay utanır saklanır kaçınılmaz ki
Ömrüme ışıyan yüzüne yandım
Yanmışım her zerren kuşatır beni
Dilime bir kilit vurdular benim
Adını söylemek suçtur dediler
Olmazsa bir kez anayım dedim
Vallahi anmak suçtur dediler
Yanmaya kalktım odlar misali
Uğruna yanmak suçtur dediler
Düşmüşüm bir yola ki uzun bir sefer
Dönüşü olmayan bir yol bu sefer
Bu yolda ne bir hanım ne de bir hancı
Yüreğimin başında derin bir sancı
Bir sancı ki yalınayak çıktım yoluma
Dikenler sarılmış sağım soluma




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!