Çocukluk zamanımızda lambalı bir radyomuz vardı.Bazen okuldan gelince annemle beraber oturur,onu dinlerdik. “ Sayın dinleyiciler,şimdi de sizlere bir Azerbaycan şarkısı, Dağlar kızı Reyhan, çalacağız”derdi. Bazı kelimeleri anlamasak da büyük bir keyifle dinlerdik. Daha sonraları, sen gelmez oldun, size selam getirmişem gibi şarkılar zihnimizde iyice yer etti.Latif,kulağa hoş gelen, şirin bir Türkçeydi.Bazende uluslararası kanalları karıştırırken “bizde iki hastaya bir doktor düşer,Avrupada ise on hastaya bir doktor düşer” gibi kominist propagandalar kulağıma takılırdı.
Yıllar sonra Azerbaycan” a gitmek ve orada yaşamak nasip oldu.Daha önce Türkmenistan da üç yıl olduğum için,ortam bana çok yabancı gelmedi.Sovyetler birliği sonrası ülkelere gittiğiniz zaman sanki zaman tüneline girmiş gibi yirmi otuz yıl geriye gidiyorsunuz.Sovyetler birliği imparatorlarının Moskova”yı güllük gülüstanlık yaparken buraları çok ihmal ettiğini görüyorsunuz.Çocukluğumda köyümüzün bir otobüsü vardı.Yıllar sonra onun aynısını Türkmenistan da gördüm.demekki buralardan götürmüşler.Rahmetlik dedem: “Oğlum sana velespüt alacam” derdi. Yıllar sonra Velespüt”ün Rusça da bisiklet olduğunu burada öğrendim.Acaba dedem Rusçayı nereden biliyordu? İhtimalki,savaşlarda tanış olduğumuz Ruslardan bazı kelimeler de bize geçmiş olmalı.
İlk geldiğim sene,bazen Türkiye” de miyim Azerbaycan”da mıyım karıştırıyordum.Dolmuşlarda çoğu zaman Türk müziği çalar.Dolmuştan indim,dükkana girdim.bana bir kilo yoğurt verin dedim.Dükkancı anlamadı.”başa düşmedim, ne istediniz? ” dedi.Bende farkettimki ben Azerbaycandayım ve yoğurt yerine katık demem lazım.Otobüste giderken ayaktaki yolculardan birisi “şofor, arkanı aç” diye bağırmaya başladı.bizde olsa şöfor kalkar yolcunun üstüne yürür: ne diyon lan sen diye.Meğer arkanı aç demekle arkayı yani arka kapıyı aç demek istemiş.Böyle lehçe farkından kaynaklanan komik şeyler olabiliyor.Bir zaman bizim genel kurmay başkanı Azerbaycanı ziyarete gider.sohbet ederlerken buranın devlet başkanı:”sizin askerlerde maşallah çok pezevenkmiş” der.bunu duyan bizim komutan ne diyeceğini şaşırır.daha sonra öğrenirki Azerbaycan lehçesinde pezevenk iri yarı,güçlü demektir.
Dilden sonra gelelim kültüre, Azerbaycan geçmişte büyük bir İslam kültürüne sahip idi.Bizim klasik Türk edebiyatında mekteplerde okuduğumuz büyük Türk şairleri: Fizuli, Nizami Gencevi, Nesimi buradan çıkmıştır..Hepsi Allah dostu olan bu insanlar şiirleriyle İslama hizmet etmişlerdir ve hala da ediyorlar.Azerbaycanın İslam tarihi bizden beş asır eskidir.Anadoludaki bazı tarikatların kurucuları buradan çıkmıştır. Misal olarak Halvetilik tarikatını verebiliriz mesela Mevlananın mürşidi Şemsi Tebrizi, Güney Azerbaycandan Tebriz şeherindendir.Bir zamanlar Şeki de Gence de İslam ilimlerin tahsil olunduğu medreseler mevcut idi.Beş yüz yıllık bir islam birikimi koministler tarafından talan edilmiştir.Bu ilim düşmanlığı değil de nedir? Ne varki O temiz insanların torunları o mirasa yeniden sahip çıkıyorlar.O mirası yeniden yeşertiyorlar. Şimdiki kültürde bariz Rus ve İran kültürünün etkisi görülür.hemen hemen bütün teknik kelimeler Rusçadır.Bizde İngilizce veya Fransızca olduğu gibi.Bilgisayarı,telefonu biz icad etseydik herhalde Türkçe olurdu.Bizler Amerikan kültürünün etkisinde kalırken Orta Asyadaki kardeşlerimizde Rus kültürünün etkisinde kalmışlar.
Evet,efendiler Türk dünyası ve İslam alemi geçtiğimiz iki asır boyunca tarihinin en karanlık devrini yaşamıştır.Cehalet,esaret,fakirlik,parçalanmışlık,ümütsizlik,geri kalmışlık.Buna karşılık Hırıstıyan ve Yahudi dünyası altın çağını yaşamıştır ve hala yaşıyor.
Bazen derslere girerken yanıma büyük bir küre alır öyle girerdim.Kürenin üzerinde bazı yerleri keçeli kalemle çizer ve çocuklar bu gördüğünüz yerler bizim. Dünyanın en zengin toprakları bizde, en fakir,yoksul insanlarıda bizde,niye? Derdim.Onlar da: hocam,bizim aklımız yok, teknolojimiz yok, çok benciliz ve parçalanmış vaziyetteyiz gibi cevaplar verirlerdi.
Ben de onlara: Kuzey afrikadan tutun, Türkiye, Azerbaycan,Türkmenistan,Kırgızistan,Özbekistan,Kazakistan ve diger Arap ülkeleri dünyanın en zengin yer altı kaynaklarına sahip.Türkiye”de Uranyum,Bor,borax,kömür ve Avrupada tahsil almış mühendisler var, Azerbaycanda,Turkmenistan” da Kazakistan”da petrol,doğal gaz.ve Rusya da tahsil almış mühendisler var.Yani un var,yağ var,şeker var,helva yok.Hocam, Türkiye bizi yutmaya çalışıyor,kendimizi yutturmayız. Yav, Türkiye”nin kendisi yutulmuş zaten,başkasını yutacak gücü yokki. Avrupa birliği bu işi nasıl yapıyor? Önce üç beş devlet kömür ve çelik birliği yaptı sonra biraz daha büyüdü on beş devlet oldu.şimdi 400 milyon nüfusuyla koskoca bir imparatorluk. Hadi bir kafa tut bakalım.Sırayla başkanlık yapıyorlar. 6 ay bir devlet 6 ay sonra başka bir devlet.Parlemontosu var: üye olan her devletten gelmiş vekiller var,demokratik bir şekilde kararlar alınıyor ve hayat devam ediyor.
Evet, Efendiler! Bu bölgede birlik kurup bir Süper güç olmadıkca, yani beş,altı milyon kilometre kare topraklara, 200 milyon nüfusa ve de nükleer silaha sahip olmadıkça adınız Türkiye de olsa,Azerbaycan da olsa,Türkmenistan da olsa,Kazakistanda olsa gelen geçen sizi tokatlıyacaktır.bunu yapmadığınız sürece diğer şımarık,Allahsız, zalim büyük devletlerin yanında aptal ve cahil bir çocuk gibi kalacaksınız.Dün Rusyanın yaptığı gibi bugünde Avrupa ve Amerika sizin petrolunuzu,doğal gazınızı yiyip,içip şımaracaklardır. Allah sizlere akıl fikir versin.
Eğer birleşirseniz ne olacak? Amerika ve Rusyanın tesirinden ve baskısından kurtulup Kendi medeniyetinizi kuracaksınız.Gelişmiş ve zengin topraklarınız olacak.Hiç kimse teknolojide size üstünlük taslayamıyacak.Maddi manevi zengin ve güçlü olacaksınız.İlminiz artacak,araştırma üniversiteleri kurulacak,başka ülkelerden insanlar size ilim almaya gelecekler.Zaten güçlü olan edebiyatınız,sanatınız dünyada layık olduğu yeri bulacak ve sizi manevi yönden doyuracaktır.Bu topraklar herkesin içinde yaşamaya imrendiği topraklar olacaktır.Bu mevzuda da Türkiye ve Azerbaycan başı çekmelidir. “Hele bir sen doğru yol bu deyip yürüde, ne koşanlar göreceksin sürüde” der Mehmed Akif. O zaman diğer ülkelerde peşinizden gelecek hatta Tacikistan ve Gürcüstan da beni de alın diye yalvaracaktır.
Azerbaycan Bakü”den ibaret değil.Güneyde ve Kuzeyde çok güzel görecek ve yaşayacak yerler var.
Yazın,özellikle dağlık taraflar serindir ve ağaçlar ve ırmaklarla doludur.Turistler için her türlü tesis de mevcut.Hiç bir şey uzaktan göründüğü gibi değildir.Bu yaz Singapur”a veya Avrupaya tatile gitmek yerine Azerbaycan”a gelmeye ne dersiniz? Kalbi sıcak, yüzü gülen kardeşleriniz sizi bekliyor.
Kayıt Tarihi : 12.5.2009 15:48:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!