SANA GELİYORUM CANN
Sana geliyorum cann
Masmavi baharlar bıraktım ardımda
Türküler bıraktım tatlı dillerin zılgıtlarında
Şehirler aştım soğuk ve duyarsız
Evleri kerpiç yürekleri esir
Ölü doğar, tutsak yaşamın çocukları
Zincire vurulmuş emek ve alın teri
Şehirler geçerim ve yağmursuz toprakları
Sana geliyorum cann
Bu kentlere, ölüm yağar her gece
Her sabah dağlanır bir ananın yüreği
Ve şairler vazgeçer aşk şiiri yazmaktan
Kekeleşmiş çocuk çığlıkları düşer satırlara
Birde mürekkep rengi gözyaşları
Filiz vermez kanla sulanan topraklar
Gülü Kurşunidir, utancı simsiyah
Sana geliyorum cann
Kalabalık insanlar arasından geçtim
Umarsız ve merhametten yoksun insanlar
Görmezler birbirinin gözyaşlarını ve acılarını
Hayli zaman olmuş kardeşlik bağı kopalı
Samimiyetsiz ve mecburi selamlar kalmış
Herkes kendince bir tanrı seçmiş
Hem kendileri hem tanrıları günahkar
Sana geliyorum cann
Sokaklar boyu dizilmiş, umutsuzluklar
Köşe başlarında iğrenç pazarlıklar
Susturulmuş ozanlar, şairler zindanda
Kırık camlar ardında yetim bakışlar
İhanet geziyor şehrin dört bir yanında
Dilime gem vurulmadan zindana düşmeden
Özgür yüreğimle sana geliyorum
Sana geliyorum cann
Hırçın gökyüzünü peşime takmış, geliyorum
Biliyorum, yoluma tuzaklar kuracaklar
Kimbilir belkide beni vuracaklar
Biraz ilerde, köşe başında, üç kişi
İkisi iri gövdeli, diğeri tanıyor beni
Kimbilir kaç bıçak darbesi, kaç silah memisi
Ölü yada diri, sana geliyorum cann
BEŞİR ÇİTAK
Beşir Çitak
Kayıt Tarihi : 7.10.2018 19:07:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!