sevgiyi hasretle böldüm
tam ortadan ikiye, iki eş, iki yarım
döküldü gemiler gökyüzünden
kendime gönderdiğim okunmamış mektuplar
derin ve uzun çizgiler gözlüyorum penceremden
uydurduğum deyişlerden birini okuyorum
sonra dönüp duruyorum hiç yere, hiç gibi, hiç biri
evin salonunda misafir bekleyen gümüş mumluk
görsel bir şölen kalabalık caddelerde tabelalar
esti yel, geçti boran, tane tane çiy kaldı geriye
sıcak nefes, soğuk ten, öfkeyle dolmuş beden
yüreğimle çağırıyorum seni sakladığım karartıdan
dizimi kanatıyorum sokak çocuğu şımarıklığıyla
paylaşmıyorum topumu beni oynatmayan abilerle
kızıp kaçıyorum sonra salıncakta sallanıyorum
kapıda bekliyorum, korkuyorum annemin hırlamasından
sofrayı kurmuş ve beni beklemişlerdir
oturduğum mermerden merdiven teneşir oluyor benim için
envanterden 33 kurşun, hayattan 32 kişi düşüyor
sivil zayiat diye geçiyor kayda
alıştırmamışız kendimizi derin duygulara
özünde iyi de olsak yarım bırakıyoruz sevgilerimizi
zor geliyor sancıyan ve hiç yumuşamayan tutkularımız
tökezliyorum yürüdüğüm kaldırımda
kahkaha atıyorum sonra, görmezden geliyorum düştüklerimi
yoluma çıkmıyor eskisi gibi hevesler
mahsunlaşıyorum birden ve sesleniyorum kuyuya
kimse yok orada, benim sesim bana geliyor
Kayıt Tarihi : 25.7.2022 13:05:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!