28 Haziran 2016 da Atatürk Havalımanında ki patlamalar için...
Saat 18.30
Düsseldorf pistinde
dörtyüz gergin yüz
64 Metre devaza Airbus ın sekiz sıralı koltuklarına
Atatürk Havalimanı için doluyoruz!
Koltuk arkalarında
özel montajlı tabletler
Radyo, Sinema, eglence ve oyunlarla dolu.
Ben Türk filmlerini seviyorum,
komedi filmlerini,
bilhassa Kemal Sunal´lı olanları
Neden dersen,belki yerimede sövdügü içindir.
Yanımda kırk yaşında var yok dar giyimli bayan
Galiba, hiç tableti olmamış ki,
kumanda dügmelerine rastegele basıyor
Maho Aga´ya gülüyor yan gözüyle..
Zaman ne zor geçiyor!
Oysa 15 dakika oldu kalkalı.
Motorlar, izinli bölgesinde zorluyor kendini
Türbülanslar, devaza yıgınını öyle sarsıyor ki
Pilotlar, sanki kaldırımtaşı üstünden geçiyor sanırsın.
Ilk defa uçanlar, korkak gözlerle kabini tarıyor
korkan yüreklerine ferah insin diye!
Motorlar, 35 bin fite vardıgında
ikaz ışıkları söndü,
ayak yoluna gidip gelenler
tanıdık sima arıyor, koltuk koltuk tebesümle.
Ve dünyanın üstünde bir yerde
sosyal ilişkimiz,
eksi 60 derecede sımsıcak!.
Kar beyaz Bulutları
Mavilikler üstünden sanki koşarak geçiyoruz.. .
Içim kıpır kıpır,
Bulutlar üstüne, göz bebeklerimle evler dikiyorum,
Gecekonduma inat bir hızla.
Caddeler kuruyorum küme küme
Musluklar 30 yıl garantili Hansa´dan.
Gelincikler,
masa ve sandalyama, kokular dagıtıyor nefes nefes.
Iki bulut ötemde,
Tarihe damga vuranlar
gülen yüzleriyle
Güneşe bakan Sedir üstündeler.
Mesela Lenin, Mao´ya hararetli elleriyle,
Kırdan şehire yürümek ,günümüze uymaz diyor!
Stalin, Enver hocaya,
3 dünya teorisini neden ret ettigini soruyor.
Engels Karla,
Marks Yagmurla,
Hitler, Eva´yla
kavga ediyor sarayda
Neden, Komunistlere karabasan gibi
inilmedigini soruyor!
Bense o fitte, içerde sıcak koltugumda
küçük oval cama degen kümülüslere
her şeyi sevdigimi haykırıyorum.
Bahardan sonbahara
Kışa yakışan beyazı,
uykuya yatan agaçları,
Mikrop kıran ayazı..
Gökyüzü öylesine uçsuz bucaksız ki
Ozona yakın boşlukta
koca kanatlı kuşa hayret edenlerden bazıları
Koltugunda Patlıcanlı Makarna,
Tavuk Söte yerken,
gök yüzünde ucmanın
“ Allahın bir hikmeti“ demeyi
bilhassa duyuracak tonda mırıldanıyor.
Gözüm birden bulutlara takıldı,
ortalık yavaş yavaş nemleniyor.
Damla olsam diyorum, bir sonraki yagmurda
Unterbacher See ye inip
Ördek ve Kugu sürülerine, dogaya dokunsam diyorum..
Parkın bereketli ferahlıgında
Keup Strasse de
“Rakının yanında şalgam suyu istiyorum"
Pilotlar havanın agırlıgında
“Sayın yolcular hepimizin bildigi gibi
12 Ocak 2016 Istanbul Sultanahmet Meydanı’nda
19 Mart 2016 Istanbul İstiklal Caddesi’nde
7 Haziran 2016 Istanbul Fatih Vezneciler’de
ve bugün yani 28 Haziran 2016 da
birazdan inecegimiz yerde patlamalar oldu.
Ölen ve yaralanlar var.
Başımız sagolsun“ demezse, uyanamazdım.
Neler oluyor?
ne anlatıp duruyorum öyle boş boş.
Bantlarda yüzlerce Valiz kayıpken.
Kapı gerisinde şah,
bir halkı, mat etmenin peşinde
itin biri, yalana göz kırparak
kehren orada burada üzgünü oynuyor.
Ay ışıgında acılar yine üstümüze aglayacak
Ve bense tırı vırı hikayelerle,
hayal aleminde kanat süzüyorum.
Oysa Kalbi elinde sulu kirpikler,
bulut evlerinde
Yagmuru tutan bay sakala uçup
bir araya gelememeyi damla damla şikayet edecekler.
Hele,
zincirinden başka kaybedecekleri olmayanlar
neden üç Maymunu oynar,
özellikle bunu soracaklar..
COMANDANTE CHE GUEVARA
Elleri,
Inönü ve Seyit Başçavuşun omzunda
Ulusuna hüzünlü Maviliklerden,
yeniden seslenmeyi görev bilen
Sarı Saçlı yı,
asker disipliniyle, saygı ve ciddiyetle dinliyor.
“ Bir gün, İstiklâl ve Cumhuriyeti müdafaa mecburiyetine düşersen,vazifeye atılmak için,içinde bulunacağın vaziyetin imkân ve şerâitini düşünmeyeceksin! “
Birileri öldürülürken,
ve sagır ve ahraz ve körlerde hayat
hep lay lomlu devam edermiş.
Duydugum kadarıyla,
Yagmur ve Kar,
bu maymun sürülerini,
çamur çaylak içinde
derya dibinde
mırık içinde bırakana dek yagacakmış..
Haydar Metin
28.06.2016
Haydar MetinKayıt Tarihi : 2.7.2016 22:42:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
TÜM YORUMLAR (1)