Camizarım Edirne -giriş-

Ali Koç Elegeçmez
862

ŞİİR


10

TAKİPÇİ

Camizarım Edirne -giriş-



CAMİLERLE EDİRNE
*
ÖNSÖZ
Bu çalışma, Edirne’nin düşman işga-
li’nden kurtuluşunun 100.Yılı şerefine
ve sahip olduğumuz kültürel değerlere
evlâdımıza bakar gibi bakılması ve ko
runması gerektiğine inanan bir Fen Bi-
limleri Öğretmeni’nin amatörce ama
yararlı olmak niyetiyle yaptığı bir çalış-
madır…
Bu nedenle, hatalarımın ve eksikle-
rimin hoş görülmesini diliyorum.
Bu çalışmamı Edirne’nıin Düşman İş-
gali’nden Kurtuluşunun 100.yılında ya-
yımlayamamamın nedeni fotoğraf yük-
lemesini bilmediğimden kaynaklandı….
Bunun yerine YAŞADIĞIM EDİRNE ad-
lı çalışmamı kitap olarak yayımladım…
Sıra şimdi buna geldi…
Yararlı olmasını dilerim..
***
*
NEDEN VE NASIL YAZDIM ?
*
Demokratik, lâik, sosyal bir hukuk dev-
leti olan Atatürk Cumhuriyeti’nin bireyi
olmaktan gurur ve onur duyan bir öğret-
men olarak , zifiri karanlıklar içinde ,ka-
rınca kararınca, kendi çapında, karan-
lığı aydınlatmaya çalışan bir ateş böce-
ği misali, gelecek kuşaklara küçük bir
aydınlatma feneri olurum düşüncesiyle
yazdım…
Çünkü çoluk çocuğuyla, kızı kızanıyla
bu vatan için kanını döküp, canını vere-
rek bu cennet vatanı bizlere bırakan
fedakâr ve cefak’ar atalarımızın bir e-
manetçisi ve öğretmen yetiştiren devlet
kurumlarında altı yıl yatılı okuyarak, bu
devletin ekmeğini yemiş, suyunu içmiş,
devletin verdiği ayakkabı ve giysilerle
çıplaklığın örtmüş bir aydın olarak bu-
nun bir borç ve görev olduğunu düşün-
düm.
Çünkü:
*
Edirnem , camizârım
Edirnem, köprüzârım
Edirne’m, saraylarım
*
Edirnem;
Ekmekçizâde Hanı
Deveci Hanı
Rüstem Paşa Kervansarayı
II.Bayezıt Külliyesi
Mezar Taşları Müzesi
Kent Müzesi
Şükrü Paşa Müzesi
Beylerbeyi Camii
Hasan Sezai Cami
Alaca Mescit Cami ve diğerleri
*
Edirnem;
Meriç ve Tunca üzerinde uçuşan
Ve kondukları yeri
lâle bahçesine benzeten martılarım
*
Edirnem;
Sarayiçi'ndeki saray kalıntılarım
Ve her Kırkpınar'da
........................bizleri kapıda karşılayan ;
Adalı Halil, Kel Aliço,...Kurtderili
.............................ve diğer pehlivanlarım
Davul-zurna eşliğinde türküler söyleyen
.................................................kuşlarım,
Edirnem;
Söğütlükte,
12 kemerli Meriç Köprüsü’ne
.....baka baka içtiğim köpüklü ayranım
Karaağaçtaki Lozan Anıtı/ Tren Garı'm!
*
Edirnem;
Sultan bakışlım!
Üzüm salkımı nakışlım!
Lâlezarım! /Camizârım! /Köprüzârım!
Tıp Fakültem , okullarım !
*
Yedi kat gök yüzünü hatırlatan
…………………….......kubbelerim
Saraçlar Caddesi’nde
uçuşan güvercinleri gözleyen
……………………….....minarelerim;
Selimiye , Eski Cami
Üş Şerefeli, Burmalı, Baklavalı
Lâri Cami, Tamburacılar Cami
........................................ve diğerleri
*
Edirne’yi kuş bakışı seyreden
…………………...Muradiye Cami'im
Buçuk Tepe Mezarlığı’ndaki
……………………….….mezar taşları
“Başımın üstünde dönüyor aman
........................................martı kuşları”
93 Harbi /Balkan Savaşı
Göçler…
I.Dünya Savaşı
İşgal yılları
*
İstiklâl Harbi
Mübadele günleri
ve Mustafa Kemâl'im!
*
İnsana yaşamayı sevdiren
Taşı-toprağı geçmişimi haykıran şehir,
Tunca-Meriç Kıyıları
Ali Paşa Çarşısı, Arasta ve Bedesten
*
Sokakları evimi andıran;
Tava ciğerim, Devaimiskim,
Badem ezmem ....Aynalı süpürgem,
..............................meyve sabunlarım
bilumum hediyelik eşyalarım,
ve Edirnem'in güzel insanları,
...........................................canlarım!
*
*
1994 yılında hazırladığım, yüzlerce
çerceveli fotoğraftan oluşan “Fotoğraf-
larla Keşan” adlı fotoğraf sergimi ziya-
ret eden bir meslekdaşımın, bu harca-
malarının finansmanını kim sağlıyor ?
sorusuna , o gün için”Çoluk çocuğu-
ma ait olan “SANKİ YEDİM” bütçe-
sinde biriktirdiğim paralarla yaptım
diyemedim…
Neden diyemedim?
Çünkü arkadaşlarına bir çay ısmarla-
maya yürekleri el vermeyen, paraya
pula tapan putperestlerle dolu dünya-
mızda bu cevabıma inanılmayacağını
düşündüm. ..
Bunun için sustum….
Şimdi itiraf ediyorum..
Zengin bir insan değilim..
Öğretmenlikten başka bir gelirim de
.....................................................yok….
Ama Yaradan’a şükürler olsun ki, sa-
hip olduklarımla zenginim!..
Bu dünyada var olduğum için zengi-
nim.....
İnsan olduğum için ve insanca yaşa-
maya özen gösterdiğim için zenginim.
Verme ve paylaşmayı sevme gibi bir
yüreğim olduğu için zenginim...
Beni bu dünyaya getirdiği için yüce
Yaradan’a şükrediyorum..
İnsanları, çocukları, hayvanları, bitki-
leri,kısaca doğayı ,vatanıma hizmet et-
meyi ve çalışmayı seviyorum..
Bu çalışmayı bunun için yaptım….
Sadece bu çalışmayı değil, Edirne’
nin düşman işgali’ nden kurtuluşunun
100 .yılı şerefine bastırdığım “YAŞADI
ĞIM EDİRNE” ,
Cumhuriyetimizin 100.Yılı Şerefi’ne bas
tırıp yayımladığım
“Çocukluğum, Gençliğim ve Keşan Ca-
mileri”
“Saros Körfezi ve 0rhan Veli”,
“Keşan Öyküleri-I- “,
“Şiirlerle Ulusal Bayramlarımız”,
“Cumhuriyetin 100.Ylında Keşan I”
ve
“Cumhuriyetin 100.Yılında Keşan II ”
adlı kitapları , çocuklarıma ait olan
“SANKİ YEDİM”
ya da FARZET Kİ YEDİM bütçesinde
biriktirdiğim paralarla bastırıp yayımla
dım...
*.
“SANKİ YEDİM BÜTÇESİ “, tarih araş
tırmacısı yazar sayın AHMET ANAPA-
LI’NIN anlattığı İstanbul’un FATİH SEM
Tİ’ndeki “SANKİ YEDİM CAMİ” inin ya
pılış öyküsüne çok benziyor..
*
Geçmiş devirlerde Fatih Semti’nde iba
deti tamam ama cebi viran olan yoksul
bir adam varmış..
Camide kıldığı her namazdan sonra
“Allah’ım bana da böyle bir yaptırmamı
nasip eyle…” diye dua eder, bu arzu
ile yanıp tutuşurmuş.
Ancak adamın görünüşüne göre , bu
arzu gerçekleşecek gibi değilmiş..
Gel zaman git zaman, yirmi yıl kadar
sonra Fatih Semti’ndeki bir köşede , ma
halle sakinleri , mütavazi -küçük bir ca-
minin yükseldiğini görmüşler…Caminin
kapısı üzerinde SANKİ YEDİM CAMİ
yazmakta imiş..
Soruşturunca, camiyi bu yoksul ada
mın yaptırdığını öğrenmişler..
Ve adamı bulup sormuşlar:
-Biz seni yoksul bir adam bilirdik.. Bu
camiyi hangi parayla yaptırdın?
Adam benim gibi alıngan davranıp
susmamış , cevap vermiş….Demiş ki:
Ben her Allah’ın günü ekmek paramı
çıkardıktan sonra , karnımı doyurmak
için lokantaya giderdim..
Ama elim bir türlü çok para harcama-
ya el vermezdi....Bir tas çorba içer ,ar-
tan parayı sol cebime koyardım..
“Farzet ki yedim!” derdim..Bu, yılllarca
böyle sürdü gitti..ve bir gün fakirin kasa
sı olan sol cebimde biriktirdiğim paraları
sayınca, mütavazi bir cami yaptıracak
kadar para birikmiş olduğunu gördüm..
İşte bu camiyi bu duygularla ve bu feda
kârlıkla yaptım ve ona yakışan bu adı
verdim.: “SANKİ YEDİM CAMİ “….
Benim kitaplarımın doğum öyküsü de
bundan farklı değil….
Sağlık nedenleri ile hemen her ay Edir
ne’ye giderim…Çoluk çocuğumla değil,
tek başıma bile bir tabak dolusu tava
ciğeri yemeden dönerim…
Benim yerime ağız dolusu ciğer
tava yiyen yabancıları kıskanç bakış-
larla izlerim..
İşe bu yüzden kitaplarımın adı “FAR-
ZET Kİ YEDİM KİTAPLARI”’dır…
*
Bu ad aynı zamanda bana o soruyu
soran arkadaşa yıllar sonra verdiğim
cevaptır.
*
Evet değerli okuyucularım, baş öğ-
retmen olamadım ama kızlarımın hakkı
olan “SANKİ YEDİM KASASI”NDA bi-
riktirdiğim paralarla
YEDİ KİTAP BASTIRIP, YAYIMLADIM..
*
8 .kitabım olabilecek olan “CAMİZÂ-
RIM EDİRNE” adlı çalışmamı kasamın
boşalması ve yaşadığım sağlık sorun-
ları nedeniyle internet ortamında yayım-
lıyorum…
Bu çalışmamı İnternet ortamında ya-
yımlamama yardım eden yüreği sevgi
dolu , çalışkan ostlarıma sonsuz teşek-
kürlerimi sunuyorum..
*
Kalpleri sevgi ve fedakârlık dolu bütün
iyi insanlara selâmım olsun….
***
GİRİŞ
Edirne Camileri deyince, aklımıza ilk
gelen cami ,kuşkusuz Selimiye Cami’
dir..
Selimiye Camii’nden sonra Edirne gir-
şinde ,sol tarafta, Çilingirler Çarşısı’na
inen yolda ,Rüstem Baba Kervansara-
yı’nın hemen yanında bulunan ve Edir-
ne’ye girerken yüreği sevgi dolu konuk-
sever bir ev sahibi edasıyla kollarını
iki yana açarak “Hoj geldiniz be!” der-
cesine
sizi karşılayan ESKİ CAMİ ya da ULU
CAMİ, belki daha sonra Burmalı ya da
Üç Şerefeli Cami ve dördüncü olarak ta
Tunca Nehri Kıyısı’nı mesken tutmuş
bulunan II.Bayezıt Külliyesi bünyesin-
deki II.Bayezit Cami olur.
*
Bulunduğu konumdan ötürü ,eskiden
mevlevi hane olarak kullanılan ve çi-
nilerinin güzelliğiyle meşhur olan
II.Murat Han’ın yaptırdığı Muradiye
Camii ise, Edirne merkezinin biraz
kenarında olan Umurbey Mahallesi’n
de bulunduğu için hatırlanması en
sona kalan camiler arasında yerini
alır..
II.Bayezıt Cami’ine gelince; selâtin
cami olması, ilk hünkar mahfilinin bu
camide yapılması ve bir 0rhun Abi-
desi gibi dikildiği II.Bayezit Külliyesi’
nin yanındaki toprak setlerden tek
şerefeli iki minaresiyle, Selimiye Ca-
mi’nin ve Üç Şerefeli Cami’nin mina-
relerine gece-gündüz el sallaması ile
ilk sıralarda yer almasını sağlar..
*
Caminin yanındaki setlerin üzerin-
den ,Üç Şerefeli Cami minareleri ile
birlikte, Eski Cami minareleri ve Seli-
miye Camii’nin görüntüsü görülmeye
değer güzelliktedir..
*
Son yıllarda yapılan restorasyon ça-
lışmaları ve düzenlemelerle albenisi ,
Unesco’nun bile gözlerini kamaştıran
II.Bayezıt Külliyesi’ni ve onun bir par-
çası olan II.Bayezıt Cami’ini gezip gör
memek büyük kayıptır...
Buna karşın ,0smanlı Devleti’ne yak-
laşık doksan yıl başkentlik yapmış olan
güzel Edirnemiz’de bu camiler kadar
görkemli olmasa da, Yahya Kemal
Beyatlı’nın “Akıncılar” şiirinde :
*
“Bin atlı akınlarda çocuklar gibi şendik
Bin atlı o gün dev gibi bir orduyu yen-
dik
Ak tolgalı beylerbeyi haykırdı; ilerle !
Bir yaz günü geçtik Tuna’dan kafilelerle”
dizeleriyle dile getirdiği ve bizleri; atala-
rımızın Sırpsındığ’da, Kosova’da,
Çirmen’de,Niğbolu’da, kısaca Tuna Neh-
ri kıyılarında, Arda Boyları’nda at koştu-
rup kılıç salladığı günlere, yani Selimiye
Camii’nin yapılışından çok daha önceki
zamanlara götüren ama küçük oldukları
için gözden kaçan başka camilerimiz de
vardır…
Ve bunların çoğu Edirne’nin merkezinde-
dirler.
Örneğin; Sırplarla yaptığı Niğbolu Zafe-
ri’ni kazanan ,Anadolu’da Türk -müslü-
man birliğini sağlayan, Niğbolu Zaferi’n
den sonra Bursa’daki Ulu Camii yaptı-
ran ve Ankara-Çubuk’ta 1402 yılında
yaptığı savaşta, Aksak Timur’a yenilen
I.Murat Han ile Gülçiçek Hatun’un oğlu
olan Yıldırım Bayezit’ın,
şimdiki Yıldırım Semti’nde yaptırdığı
Yıldırım Cami, fetihten 54 sene önce,
1399 yılında,
I.Murat Han’ın oğlu Süleyman Çelebi
tarafından 1403 yılında yapımına baş-
lanıp, kardeşi Çelebi Sultan Mehmet ta-
rafından 1414 yılında tamamlanmış
olan Eski Cami,
İstanbul’un fethinden otuz dokuz yıl önce ,
yapılmışlardır..
Ayrıca;
Kapıkule Yolu’ndaki Gazi Mihal Cami,
fetihten otuz iki sene önce 1421 tarihin
de ,
Muradiye Cami;
Fatih Sultan Mehmet Han’ın babası II.
Murat Han zamanında, İstanbul’un fet-
hinden 18 yıl önce,1435 yılında,
Kapıkule Yolu’ndaki Şah Melek Cami
1429 yılında;
Beylerbeyi Cami aynı yıl, yani 1429 yılın
da,
Saraçlar Caddesi sonundaki Darül
Hadis Cami,İstanbul’un fethinden 18 yıl
önce 1435 yılında,
Tunca Nehri kıyısında yapılan Şah-
abettin Paşa Cami (Kirazlı Cami ) ; fetih-
ten on yedi yıl önce 1436 yılında,
Mezit Bey (Yeşilce ) Cami ,İstanbul’un
fethinden 11 sene önce 1442 yılında
Arif Ağa Cami,fetihten yedi yıl önce,
1446 yılında
Yapımına 1437 yılında başlayıp 1447 yı
lında bitirilen Üç Şerefeli Cami İstanbul’
un fethinden 6 yıl sonra ,
Çakırağa Cami; İstanbul’un fetih yılı
olan 1453 yılında,
Eski Cami’yi yaptıran Çelebi Mehmet’in
yedi kızından biri olan Selçuk Hatun’un
yaptırdığı Selçuk Hatun Cami 1456 yı-
lında, Saruca Paşa Cami; fetihten 6 yıl
sonra ,1459 yılında
Üç Şerefeli Camii’nin arka sokağında
bulunan Kuşçudoğan Cami; İstanbul’un
Fethi’nden 8 yıl sonra yıl , 1461 yılında ,
Baruthane Cami (İsmail Ağa Cami);fetih
ten on yıl sonra yani 1463 yılında
Ayşe kadın Cami; İstanbul’un Fethi’nden
16 yıl sonra,1469 yılında
Taşlık Cami; İstanbul’un fethi’nden yirmi
yıl sonra, 1473 yılında,
Edirne Kız Öğretmen Okulu’nun yan ta-
rafında, Atatürk Ortaokulu bitişiğindeki
SİTTİ HATUN CAMİ , fetihten 29 yıl
sonra1482 yılında yapılmış camilerdir..
*
Çavuşbey Mahallesi’nde ,Tütünsüz Ba
ba Türbesi yanındaki Gazi Hoca Cami ile
Yeni İmaret Mahallesi’ndeki Alaca Mescit
Cami’inin yapım tarihi kesin olarak bilin-
memekle birlikte on beşinci yüz yıl cami
lerinden olduğu bilinmektedir
Edirne’nin diğer tarihi camileri, on be-
şinci yüzyıldan sonra, on altıncı yüzyılda
yapılan camilerimizdirler...
Örneğin:Edirne Arkeol0ji Müzesi arkasın-
daki Atik Ali Paşa Camii 1506 yılında ,
LARİ CAMİ; 1514,
Süle Çelebi Cami;1559 ,
Şeyh Çelebi Cami; 1575,
Selimiye Cami 1575,
Kız Öğretmen Okulu yanındaki Defter-
dar Mustafa Paşa Cami 1576 yıllarında
yapılmışlardır...
Bunlardan Selimiye Cami ,Hersekli Semiz
Ali Paşa zamanında yapılan Ali Paşa Çar
şısı, Defterdar Mustafa Paşa Cami, Rüstem
Paşa Kervansaray’ı, Sokullu Hamamı, Hav
sa’daki Sokullu Mehmet Paşa Cami, Saray
içi’ndeki Adalet Kasrı, Kanuni Köprüsü ,
II.Bayezıt Külliyesi yanındaki Yalnızgöz
Köprüsü, staj köyüm olan Taşlı Müsellim
Köyü yakınından geçen Taşlı Müsellim Su
Yolu, Yancıkçı Şahin Mahallesi’ndeki Şeyh
Çelebi Cami,
Mimar Sinan’ın imzasını taşıyan yapıtlar
dır
İstiklal Marşı yazarımız Mehmet Akif Er
soy’un Antoloji.com sitesi’ nen aldığım
“Edirne “ adlı bir şiiri olduğunu anımsatarak
sohbe-
timize devam edelim..,
* **
"Edirne kal'asıdır gördüğün hisar-ı mehib
Şu zirvesinde biten simsiyah ağaç da salib
Murad-ı evveli koynunda gezdiren tepeler
Nasıl rüku ediyor Ferdinand'a bak bu sefer
Bizim midir sanıyorsun şu yükselen bayrak?
Çeken Savof, Lala Şahin değil kuzum,
...................................................iyi bak
Edirne! İşte o islamın ahenin suru
Edirne! İşte o şarkın cebin-i mağruru
İkinci aşr-ı tealisi Al-i Osman'ın
Birinci mevki-i feyyazı belki dünyanın
Edirne! İşte o şarkın demir kilidi
Sefil ayakları altında Bulgar'ın şimdi
Muzaffer ordusu hakkıyla(!) intikam alıyor
Kadın, kız, çoluk, çocuk, erkek ne bulsa
parçalıyor
Bu katliama da razıyım ihtiram olsa
Harim-i dini de geçtik harim-i namusa
Şu dört minareli cami ki yoktu hiçbir eşi
Ki parlıyordu hilalinde sanatın güneşi
Salibi sineye çekmiş de bekliyor.Nevmid”
M.A.Ersoy
*
*
II.Dünya Savaşı sonunda, 1948 li yıllarda,
Edirne Lisesi’nde öğretmenlik yapmış olan
ve yazdığı “BAYRAK” şiirindeki :
*
“Ey mavi göklerin beyaz ve kızıl süsü
Kız kardeşimin gelinliği, şehidimin son örtü

Işık ışık ,dalga dalga bayrağım
Senin destanını okudum, senin destanını
yazacağım” dizeriyle tanıdığımız Arif Nihat
Asya da ,
o yıllarda, virane halindeki bazı Edirne Ca-
mileri’nin ve diğer tarihi eserlerin durumunu
da şöyle dile getirmiştir:


FOTO:
Saraçlar Caddesi’nde bir gün……Foto:AKE


Foto:
Hersekli Semiz Ali Paşa Kapalı Çarşısı
*
-EDİRNE-
“Tarih, akın, fetih, destan
Yalan oldu, hepsi yalan!
Kitaptan kitaba dolan
O şanlı hatıralardan
Kırık mezar taşlarıyla
Kırık çeşmelerdir kalan!
Artık ne Meriç’te yelken
Ne Tunca boyunda yalı!
Yeni imaret sellerde
«Sittisultan» kapalı
Dilber Selimiye bile
Sol memesinden yaralı!
«Lâri Çelebi» , dökülür
Süleymaniye yamalı!
Kurtlar ziyarete gelir
Zavallı Köse Mihal’i
Gidenlerin hangisine yanmalı
Hangisine ağlamalı?
Edirne tarihini sil
Ve yaz Edirne masalı!”
*
O’nun aramızdan ayrılışından yıllar sonr-
a diyorum ki:
Ey koca şair!
İşte bizler yönetici -yönetilen;çoluk-ço
luk-kız-kızan,emekçi,emekli, yazar,
şair,ressam, vali, belediye başkanı ,
v.s…..barış dolu daha güzel günlere
olan inancımızla, sıvayıp kolları,
hep birlikte çıktık yola; otların ve
yıkıntılar arasında yalnızlığa terk
edilmiş olan ata yadigarı eserleri el
ele vererek çıkardık gün yüzüne!
Uyanman mümkün olsa da, bir gör
sen !
Camileri, evleri, çeşmeleri, köprüleri,
hanları, hamamları, sultanları, pehli
vanlarıyla, nisan ayında canlanan
lâle bahçeleri gibi CAMİZÂR oldu
güzel Edirne.
Yeniden dirildi atalar! Yeniden canlan
dı şanlı tarihimiz,
Edirne’nin dört bir yanında başını kal-
dırma
ya başladı eski eserlerimiz ;
çiçek çiçek, dal dal
Edirne’nin her köşesinden gülen göz
lerle
……bizlere bakıyor Mustafa Kemal!
Yeniden akmaya başladı
eski sebillerin, çeşmelerin
küflenmiş lülelerinden buz gibi sular
Deve kalmadığından, müzeye dönüştü
.............................................eski hanlar
Tren çığlıkları yok olsa da Karağaç tren
istasyonunda,
söğütler ve karağaçlarla birlikte Lozan
Anıtı yükseliyor semaya
Karaağaç’a doğru faytonlar geçiyor
köprüden
Faytonlar geliyor Darül Hadis Camii’
ne doğru Karaağaç üzerinden
Ve motorlu taşıtlar; Tunca Boyu’nca
sıralanmış camilere selam vere vere,
vızır vızır gidip-geliyorlar Kapıkule’ye
doğru, Kaleiçi Evleri ile setlerin arasın
da yapılan yeni asfalt yoldan,
Kış mevsimlerinde, Meriç Nehri taşkın
larından kurtulamadıksa da hala
Ali Paşa Çarşısı, Bedesten, Arasta,
eskisinden revaşta.
Çilingirler Çarşısı ve Rüstem Paşa
Kervansarayı; tavaciğeri, döner et ,
hediyelik eşya dükkanlarıyla Edirne
kokmakta
Ey koca şair , bu seslenişim sana!
Edirne artık o eski Edirne değil
Rahat uyu mezarında!
Yukarıdaki şiirinde dile getirdiğin gibi,
yüzümüzü güldürecek bir Edirne Ger
çeği yazmak için koyulduk yola;
”Sen yanmazsan, ben yanmazsam
Nasıl çıkar karanlıklar aydınlığa?”
diyen Nazım Hikmet’in sesine de kulak
vererek, ant içtik tarihi eserleri koruyup
kollamaya.
Çünkü biliyoruz ki; ben sahip çıkmaz
sam, sen sahip çıkmazsan, ecdadımı-
zın tarifi zor mücadelelerle yaptırıp bize
bıraktığı bu maddi ve manevi kültür de-
ğerleri, nasıl ayakta kalabilir, her şeyi
değirmen taşı gibi öğüten bu acımasız
dünyada ?
Senin de işaret ettiğin gibi, geçmişi
doğru bilmeden geleceğe nasıl sağlık
lı adımlar atılabilir acaba?
Emperyalizme karşı, milletçe verdiği
ulusal kurtuluş savaşını kazanan ve cum
huriyeti kuran Mustafa Kemal Atatürk’ün
dediği gibi:”Arkadaşlar, efendiler ve ey
millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler,dervişler,müritler, meczuplar
memleketi olamaz..
En doğru, en hakiki tarikat medeniyet
tarikatıdır.
Medeniyetin emir ve taleplerini yapmak
insan olmak için kafidir.”
Elbette öyledir! ..Dinimiz de bilime önem
vermemiz gerektiğini ısrarla belirten bir
dindir....
Çünkü; deney, gözlem, inceleme ve
araştırmalarla elde edilen bilimsel bilgi
ler, Kur’-anı Kerim’de yazılı olmayan
ama
doğa'da ve evrende yazılı olan yüce
yaradan’ın ayetleridirler..
Çünkü elde edilen bilimsel bilgileri do
ğa’ya ve evren’e koyan 0’dur..”Tek bir
yaprak bile 0’nun ilmi dışında kıpırda-
yamaz”..Bu bilgileri bulmak için yapılan
inceleme-araştırma, deney ve gözlem
çalışmalarına bilimsel çalışma, bu yolla
elde edilen bilgilere de bilimsel bilgi denir..
“Kara taşın altında kara yılanı bulan ölüm”,
0’nun ilmiyle gerçekleşir..Bu nedenle bi
lime önem vermek gerekir.
Ayrıca :”Kültürümüzü, muasır medeniyet
seviyesinin üstüne çıkaracağız! “ diyerek ,
bize her şeyin en iyisini üretmeyi hedef
gösteren önderimiz Mustafa Kemal Ata-
türk’ün ne dediğini de anlamamız ;
Atamızın bize göstermiş olduğu hedefin
bilincinde olarak, geçmişte üretilen maddi
ve manevi değerleri tanımamız ,koruyup
kollamamız
gerekir..
Çünkü bu değerler, atalarımızın dünya
görüşünü, yaşayış biçimini, anlayışını
bizlere gösteren ve önümüzü görmemizi
sağlayan sihirli birer ayna gibidir..
Camilerimiz , çeşmelerimiz, hanlarımız,
hamamlarımız, yollarımız, köprülerimiz,
dergahlarımız, tekkelerimiz, türbelerimiz ,
kısaca, insanoğlu’nun ürettiği tüm maddi
ve manevi değerler, uzmanların deneti
minde korunmaya alınıp,onarılmaları ge
reken maddi kültürel zenginliklerimiz ,
hatta tarihi hafızalarımızdırlar.
Yok edilirlerse, korunmazlarsa ,geçmiş
le olan bağlarımızdan bazıları kopar..
Geçmişimizi gereği gibi göremediğimiz
gibi önümüzü de iyi göremeyiz ,mankut
laşmamız kolaylaşır..
Kargalar,çakallar, kurtlar kılavuzumuz
olur da farkına varamayız..
Farkına vardığımızda ise, iş işten geçer.
Bu nedenlerle, maddi kültür değerlerimizi
ziyaret etmek, yakından görmek, incele
mek, araştırmak, onarmak, sahip çıkmak,
onları yapan ve yaptıranlara karşı vefa
,hatta vatan borcumuzdur.
Ahde vefa gösterenlere ise, hiç kuşku yok
ki, yüce yaradan da vefalı davranır.
Ey şair!
Artık, Sitti Hatun’un kapıları gelip geçene
açık ,
Lâri Cami dimdik ayakta
“Dilber Selimiye”, yaralı göğsünü onardı
0tların, setlerin ,sokakların arasında unu-
tulmuş bir çok asırlık küçük cami, kapıla
rını ziyaretçilerine açmakta,
Kurtlar, çakallar artık Gazi Mihal’e, Köse
Mihal’ e, Şah Melek’e yaklaşamamakta
örümcekler bu camilerin kuytu köşelerine
ağlarını örememekte..
Süleyman Paşa Cami ,yepyeni giysileriyle
setlerin yanından gelip geçene gülümse-
yerek bakmakta,
II. Bayezıt Külliyesi, Karaağaç Tren İstas-
yonu, Lozan Anıtı, Şükrü Paşa Anıtı ve
Balkan Müzesi, Edirne Kent Müzesi, Seli
miye Cami Müzesiİslam Esereleri Müzesi,
Edirne Arkeoloji Müzesi, Fatih’in Evi, Fa
tih Sultan Mehmet Müzesi, Edirne Mezar
Taşları Müzesi, Edirne lisesi Müzesi..gibi
çalışmalar, geçmişimizi görüp-tanıyıp,
geleceğimizle ilgili rotayı doğru belirle-
memizi sağlamak için yapılmakta…
Baksana!
Meriç, eski türküleri söyleyerek akmakta;
Hasan Sezai Türbesi, Kadiriler Tekkesi,
Feyzullah Baba,Koyuncu Baba ,Aşık De-
de Türbesi ,Kesik Baş Baba, Huysuz Ba
ba Türbesi ve muslukları düşmüş çeşme
ler
“Edirne sadece bir lâlezar değil ,Edirne
aslında bir câmizâr!
Edirne bir kültür kenti!
Ediren tarih kokulu kent!“ diye haykırmak
ta.
Cumhuriyetimizin 99, Edirne’nin Kurtulu
şu’nun 100. yılında , Edirne ‘nin gelişme
si mücadelesine katkı sunan , alın teri
döken, kısaca taş üstüne taş koyan her
kesi kutlayarak sergimizi gezmeye baş
layalım .
*


2021 YIININ BELEDİYE BAŞKANI
sayın Recep Gürkan…Yıl/2021

*
Balkanların en büyük Tıp Fakültesi
Hastanesi, I.Murat Hastanesi adıyla
kurulan yeni devlet hastanesi, özel
hastaneler, bütün fakülteleriyle Trakya
Üniversitesi ,kolejler ve diğer okullar ..
semadaki yıldızlar gibi ışıldamakta..
İnsanlar,Meriç Köprüsü üzerinden
güneşe bakıp, köpüklü ayranını yudum
lamakta
Yepyeni esvaplarına büründü hanlar,
hamamlar,kervansaraylar, müzeler, ca
miler, türbeler. müzeye taşınsa da kimi
sahipsiz mezar taşları, kimileri de cami
hazirelerinde bekliyor kadirşinas evlat
larını!
İşte bu nedenlerden ötürü , Kaleiçi’ndeki
Edirne Erkek Öğretmen Okulu’nda oku-

muş,bu okulu üçüncülükle bitirmiş, öğ-
rencilik yıllarında setler’de koşmuş,
Tunca Nehri kıyısında yalnızlığa terk
edilmiş bir yaşlı gibi ömür tüketen
Evliya Kasım Camii’nin, Şüce
attin Paşa Camii’nin, II.Bayezit Kül
liyesi’nin
o acıklı haline tanık olmuş,
Arif Nihat Asya’nın “Edirne” Şiiri’nde be
lirttiği Lari Camii’nin minaresinin kırık ol
duğu günleri görmüş,
Tunca ve Meriç Nehri’nin bulanık suları
na şiirler yazmış; milli bayramlarda Edir
ne
Caddeleri’nde uygun adım yürümüş;
okulun bando takımında zil çalmış;
yazlık ve kışlık Ayvazoğlu , Serhat, İ
nci ve Maarif Sinemaları’nda film izle
me mutluluğunu yakalamış;
25 Kasım Şehir Stadyumu’nda kutla
nan 19 Mayıs Bayramlarına , 25 Kasım
Edirne’nin Kurtuluş Bayramlarına, Kırk
pınar Güreşleri’nin açılış törenlerine
katılmış, şehir stadında maç izlemiş,
Sokullu, Tahtakale ve Mezitbey Hamam
larında yıkanmış ;Edirne İki Yıllık Eğitim
Enstitüsü ve Kız Öğretmen Okulunda,
Üç yıllık Eğitim Enstitüsü’nde (kısa süre),
I.Murat Lisesi’nde Fen Bilgisi Öğretmeni
ve Trakya Üniversitesi Eğitim Yüksek
0kulu’nda Öğretim Görevlisi olarak gö-
rev yapmış, Söğütlük’te kuş sesi dinle-
miş , Karaağaç Kahvehaneleri’ndeki sö
ğüt ağaçları altında çay içmiş,Fen Lise
si yanındaki pastanede su böreği yemiş,
Pazarkule Yunan Sınır Kapısı’ndan Yu
nanistan’ı seyretmiş,
Lozan Anıtı’nın ve Müzesi’nin anlamını
ve önemini kavramış ,
Meriç Nehri kenarında Edirne’nin köpük
lü ayranını yudumlamış,
yaptığım bu çalışmada adı geçen tüm
camileri gezip görmüş ve bir kaç rekat
şükür namazı kılmış, Erdoğan’ın Par-
kı’ndan Saraçlar Caddesi’ne uzanan
mutlu insan kalabalıklığını izlemiş, asır
lık ıhlamur ağacı altında köfte yemiş ,
Edirne Eski Belediye başkanı sayın
Güngör Mazlum’un “Kırık Kanatlar” ile
“Suskun Güvercin” Romanında ve
Şevket Süreyya Aydemir’in “Suyu
Arayan Adam” romanında adı geçen
Edirne Sokaklarını adım adım
gezmiş,bir öğretmen olarak ,bu milli
kültür çorbasının tanıtımında
benim de tuzum bulunsun kabilinden,
gezip-gördü-ğüm Edirne Camileri’ni
dilim döndüğünce , elimden geldiğince
anlatarak , Edirne’nin tanıtımı çalışma-
larına, karınca kararınca katkıda bulun-
mak istedim…
Bu camileri gezerken Şükrü Paşa Anıtı
ve Balkan Savaşları Müzesi’ni ,Saray
içi’ndeki Kırkpınar Er Meydanı’nı,Bal-
kan Şehitliği Anıtını, Söğütlüğü, Kara-
ağaç Semti’ndeki tren istasyonunu
gezmeyi ihmal etmeyin derim..
Edirne’nin ,tamamını yürüyerek gezip-
gördüğüm ELLİ YEDİ CAMİYİ ,internet
ortamında bir arada ilk kez, hep birlik
te gezmek için “Buyurun yürüyüşe çı-
kalım!” diyorum.
Ama öncelikle, sizlere :“Edirne’de bu ka-
dar çok cami var mı?”,
“Bunlar ayakta mı?” sorularını sordura
cak olan camilerimizin adlarını saymak
isti yorum...
Siz değerli okuyucularıma şunu hemen
belirteyim ki, cami adları sıralamasında
belili bir ölçü göz önünde bulundurulma
mıştır.....
Cami anlatımları aşağıdaki sıraya göre
yapılmıştır..
*
1-Fatih Cami
2-Yavuz Sultan Selim Cami
3-Hz..Mevlana Cami
4-Hacılar Ezanı Cami
5-Yeni Sanayi Cami
6-Kadı Bedrettin Cami
7-Abdurrahman Cami
8-Ayşekadın Cami
9-Defterdar Mustafa Paşa Cami
10-Süle Çelebi Cami
11-Lâri (Lâleli) Cami
12-Tamburacılar Cami
13-Evliya Kasım Cami
14-Süleyman Paşa Cami
15-Hasan Sezai Dergah Cami
16-Sitti Hatun(Sittişah Sultan) Cami
17-Saruca Paşa Cami
18-Selçuk Hatun Cami
19-Şeyh Çelebi (Şeyhi Çelebi) Cami
20- Taşlık (Mahmut Paşa) Cami
21-Medrese Alibey Cami
22-Hacı İslam Cami
23-Yahya Bey Cami
24-Kıyak Baba (Kıyık)Cami
25-Merkez Kıyık Yeni Cami
26-Hıdırağa Cami
27-SELİMİYE CAMİ
28-Şahabettin Paşa Cami
29-Sarı Cami (Sofu Bayezıt Cami)
30-ESKİ CAMİ (Ulu Cami)
31-ÜÇ ŞEREFELİ (BURMALI) CAMİ
32-Kuşçu Doğan Cami
33-Arif Ağa Cami
34-Beylerbeyi (Mirimar ) Cami
35-Çakırağa Cami
36-MURADİYE CAMİ
37-Baruthane (İsmail Ağa) Cami
38-Atik Ali Paşa Cami
39-Yıldırım Akmescit Cami
40-II.BEYAZIT CAMİ
41-Şah Melek Paşa Cami
42-Gazimihal Cami
43-Darül Hadis Cami
44-Şeyh Süceattin Cami
45-Yeşilce (Mezit Bey) Cami
46-Viran (Kazas Salih) Cami
47-Timurtaş Paşa Cami
48-Karaağaç Eski Cami
49-Karaaağaç Yeni Cami
50-Alaca Mescit Cami
51-Gazi Hoca Cami
52-Hacı İlbey Cami
53-Lâla Şahin Paşa Cami
54-Hoca Ahmet Yesevi Cami
55- Yeni Belkoop Evleri Cami
56-Trakya Üniversitesi Cami
57-I.Murat Hastanesi Kuran Kursu Cami
***
Önce, gezeceğimiz camilerle ilgili şiirimi
okuyalım..
*
DOSYA-1-

Ali Koç Elegeçmez
Kayıt Tarihi : 8.2.2025 23:10:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Hikayesi:


Edirne Şehir Merkezinde ve sokaklarda tespit ettiğim 57 camiyi fotoğraflarla tanıtmayı amaçladım... *** Yapmış olduğum bu çok değerli çalışmama çektiğim fotoğrafları yükleyememiş olmanın acısınıyaşıyorum.. Çünkü Edirne Camleri fotoğrafları ile birlikte çok etkileyici bir çalışma oldu... Ancak, sanırım ,site ,fotoğraf yükleme işle- mini kaldırmış.. Hadi bunu es geçelim tanıtım yazılarını oku- yan sayısı da az olmuş.. 0ysa tanıtım yazılarını okusaydınız ,0smanlı Devleti'ne 92 yııl başkentlik yapmış oolan güzel Edirnemizi Edirne yapan Padişahları mızla, sultanlarımızla Beylerbeyi ve valileri- mizle, sadrazam ve vezirlerllerimizle, Hase- kilerimizle,şehzadelerimizle hanende ve sa- zendelerimizle ,Evlliya olarak kabul edilen ulemalarımızla birlikte Edirne Sokaklarında, Tunca ve Meriç Kıyıları'nda gezecek,kayık larla tur atacak, gerek Emirrgan Çay Bahçe si'nde , gerekse Karaağaçta bir servi ya da bir Karaağaç'ın göllgesinde köpükllü ayra- nınızı yudumlayacak, faytonlarla, ya da yaya olarak tarihi köprüllerin üzerinden ge- çecek,II.Bayezit Külliiyesii'nde,sazende ve hanendelerden türküler llecek, medrese öğ- rencileri lle sohbet edecek ,Balkan Savaşı'n da ,Edirne'nin işgal günlerinde Edirne'yi sa vunan Şükrü Paşa'nın tabyallarını görecek, sırtını dayadığı söğüt agaçları altında kuş seslerini dinleyecek, Sarayiçi'nde pehlivan- larla güreşecek ,gerek 1. Dünya Savaşı'nda, gerekse Kurtuluş Savaşı'nda ,Edirne Halkı' nın yaşadığı sıkıntıları duyumsayacak, Karaağaç'taki L0ZAN ANITI önünde saygı duruşunda bulunacak ve LOZAN ANTLAŞ- MASI Belgelerini incelerken, 1924 yılında , Yunanistan'dan karavagonlar- la Edirne'ye taşınan gözleri yaşlı,gönülleri yaslı olan mübadecillerin ağlama seslerini ve "Elveda Rumeli ! diye çığlık atanlarının ağla- ma seslerine karışan KARAAĞAÇ TRENİ' NİN SİREN seslerini işitecektiniz.. Saraçlar Caddesi'nde uçuşan güverciinler arasında gezinirken, Çiilngirler Caddesi'n de Rüstem Baba Kervansarayı'na selam verirken, tava ciğeri yerken,, Alipaşa Kapalı Çarşısı ve Bedesten'den hediyelik eşyalar alırken yüzyıi önceki Edirne^nın kokusunu duyacaktınız... Ayrıca bütün bu güzel duygulları yaşama nıza vesile olan ,sayısı , fotoğrafları ve bir kısmının tanıtımı ilk kez yapılan 57(elli yedi) camiyi gezerken attalarımızın inancına ve bu inancın ortaya koyduğu sanata saygı du yacak, emeği geçen merhumlarrın aziz ruh- llarıı önüne saygı ile eğilecektiniz..... * Emeğim ,sevgi dolu yürek taşıyan , paylaş- mayı seven, kadir -kıymet billen bütün va- tanseverlere armağanım olsun.. Saygı ile........... Havaya bugün düşen ilk cemre gibi, gönüllerimize dde baharı getiren cem reler düşsün.dilerim .19.02.2025

Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Ali Koç Elegeçmez
    Ali Koç Elegeçmez

    Ali Koç Elegeçmez
    *
    Yapmış olduğum bu çok değerli çalışmama
    çektiğim fotoğrafları yükleyememiş olmanın
    acısınıyaşıyorum..
    Çünkü Edirne Camleri fotoğrafları ile birlikte
    çok etkileyici bir çalışma oldu...
    Ancak, sanırım ,site ,fotoğraf yükleme işle-
    mini kaldırmış..
    Hadi bunu es geçelim tanıtım yazılarını oku-
    yan sayısı da az olmuş..
    0ysa tanıtım yazılarını okusaydınız ,0smanlı
    Devleti'ne 92 yııl başkentlik yapmış oolan
    güzel Edirnemizi Edirne yapan Padişahları
    mızla, sultanlarımızla Beylerbeyi ve valileri-
    mizle, sadrazam ve vezirlerllerimizle, Hase-
    kilerimizle,şehzadelerimizle hanende ve sa-
    zendelerimizle ,Evlliya olarak kabul edilen
    ulemalarımızla birlikte Edirne Sokaklarında,
    Tunca ve Meriç Kıyıları'nda gezecek,kayık
    larla tur atacak, gerek Emirrgan Çay Bahçe
    si'nde , gerekse Karaağaçta bir servi ya da
    bir Karaağaç'ın göllgesinde köpükllü ayra-
    nınızı yudumlayacak, faytonlarla, ya da
    yaya olarak tarihi köprüllerin üzerinden ge-
    çecek,II.Bayezit Külliiyesii'nde,sazende ve
    hanendelerden türküler llecek, medrese öğ-
    rencileri lle sohbet edecek ,Balkan Savaşı'n
    da ,Edirne'nin işgal günlerinde Edirne'yi sa
    vunan Şükrü Paşa'nın tabyallarını görecek,
    sırtını dayadığı söğüt agaçları altında kuş
    seslerini dinleyecek, Sarayiçi'nde pehlivan-
    larla güreşecek ,gerek 1. Dünya Savaşı'nda,
    gerekse Kurtuluş Savaşı'nda ,Edirne Halkı'
    nın yaşadığı sıkıntıları duyumsayacak,
    Karaağaç'taki L0ZAN ANITI önünde saygı
    duruşunda bulunacak ve LOZAN ANTLAŞ-
    MASI Belgelerini incelerken,
    1924 yılında , Yunanistan'dan karavagonlar-
    la Edirne'ye taşınan gözleri yaşlı,gönülleri
    yaslı olan mübadecillerin ağlama seslerini
    ve
    "Elveda Rumeli ! diye çığlık atanlarının ağla-
    ma seslerine karışan KARAAĞAÇ TRENİ'
    NİN SİREN seslerini işitecektiniz..
    Saraçlar Caddesi'nde uçuşan güverciinler
    arasında gezinirken, Çiilngirler Caddesi'n
    de Rüstem Baba Kervansarayı'na selam
    verirken, tava ciğeri yerken,, Alipaşa Kapalı
    Çarşısı ve Bedesten'den hediyelik eşyalar
    alırken yüzyıi önceki Edirne^nın kokusunu
    duyacaktınız...
    Ayrıca bütün bu güzel duygulları yaşama
    nıza vesile olan ,sayısı , fotoğrafları ve bir
    kısmının tanıtımı ilk kez yapılan 57(elli yedi)
    camiyi gezerken attalarımızın inancına ve
    bu inancın ortaya koyduğu sanata saygı du
    yacak, emeği geçen merhumlarrın aziz ruh-
    llarıı önüne saygı ile eğilecektiniz.....
    *
    Emeğim ,sevgi dolu yürek taşıyan , paylaş-
    mayı seven, kadir -kıymet billen bütün va-
    tanseverlere armağanım olsun..
    Saygı ile...........
    Havaya bugün düşen ilk cemre gibi, gönül
    lerimize de baharı getiren cemreler düşsün.
    dilerim
    .19.02.2025

    Cevap Yaz
  • Ali Koç Ekegecmez
    Ali Koç Ekegecmez

    Bunca emek verdigim bu çalışma
    mın ne yazikki okuyani olmamis..
    Oysa bu çalışmamı okuyanlar Edir-
    neye ait 57 (elli yedi)camiden söz
    edildiğini ve bunların ellibbes tabe-
    sinin ayakta olduğunu,ógrenecekler,
    oturduklari yerden, Edirne Camileri
    miz aracılığı ile yúz yillar öncesine
    gidip padidahlarla, sultanlarla,bey
    lerbeyi ve sadrazamlarla birlikte
    Edirne Sokaklari'nda, gezecek, Meriç
    ve Tunca Nehri'nin Kıyılarında, Kara
    ağaç 'ta ,Ksraagaclari ve sógút
    agaclarinin altinda kuş sesi dinle
    yeceklerdir...
    Ve elbette Kurtuluş Savaşı yıllarında
    Atatürk'le birlikte olacaklardir..
    Saygılarımla...

    Cevap Yaz
  • Ali Koç Elegecmez
    Ali Koç Elegecmez

    Bunca emek verdiğim bu çalışmamın
    ne yazık ki okuyani olmamış....
    Oysa bu çalışmayi okuyanlar
    Edirne'ye ait 57 (elli yedi,)camiden
    sóz edildiğini ve .bunların 55 tane
    sinin ayakta olduğunu ógrenecekler,
    oturdukları yerden ,camilerimiz ara
    ciligi ile yüzyılların óncesine gidip
    tarihi bir yolciiluga cikacakkar, Edir
    ne'yi Edirne yapan padidahkarka,sultanlarla, sadrazamkarka,

    .

    Cevap Yaz
  • Ali Koç Elegeçmez
    Ali Koç Elegeçmez

    Bu değerli çalışmama fotoğraf yüklemeyi bece
    remiyorum....
    Bu işin altından nasıl kalkacağım?

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (4)