Havaalanı yolundan Ankara ya girerken,
Dikilmiş kalem gibi önlerinden geçerken,
Nöbette asker gibi camisiz minareler,
Gözlerim yaşla dolar ben onları izlerken.
Yıkılmış yanındaki gecekondu evleri,
Daha bir sessiz durur kalmamış kimseleri,
Bazıları yıpranmış yıkık dökük çok yeri,
Kimse umursamıyor öksüz minareleri.
Camisiz minareler cemaatsiz camiler,
Her gördüğümde garip, içimi kemirirler,
Öksüz evlatlar gibi yalnız yaşıyor onlar,
Onlar mahzun dururlar onlar yetim gibiler.
İstanbuldada öyle Baltaliman da biri,
Fatih Sultan köprüsü Hisar üstü’nde yeri,
İSKİ alanındaki, hep yıkıldı çevresi,
Pek hüzünlü dururlar bitmiyor çileleri.
Bir kenara atılmış eski elbise gibi,
Birkaç ihtiyarı var darülaceze gibi,
Yalnızlık O’na mahsus dilese böyle olmaz,
Eskisi gibi olsun işlesin kovan gibi.
Kapısı yine açık onlar cemaat bekler,
Çağırıyor müezzin yarın ne diyecekler,
Emekler boşa gitmez yeter ki ihlâslı ol,
Müslüman’ı Melekler nurundan bilecekler.
Kayıt Tarihi : 25.7.2010 16:41:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!