CAMIŞ BANK
İnsan yaşlandıkça bir film makinesine dönüşüyor. Yaşanmışlıklar, yaşanmamışlıklar seriliyor gözünün önüne. Tekrar üstüne tekrar. Filmin her karesi komedi, alınan her nefes dram.
Filmin kaçıncı karesi ise takıldım kaldım bir karesine. Mangalda et pişiyor, yağ damlıyor damla damla… Etrafımı kekik kokusu sarıyor. Ağzımdan dolup taşıyor damlacıklar. Salya köpük… Nerdeyse köpek sanıp tasma takılmaktan korkuyorum. Bir koşu koşuyorum eve.
Hanım şaşkın, ben telaşlı. Ben kapıdan içeri adım atmadan ‘’ Hani hanım, biz bir zamanlar’’ demeden hanım kapıyor ağzımı. Ben var gücümle haykırıyorum ‘’ Et yerdik, et!’’ Hanım başlıyor kahkahaya. Bu defa ben şaşkın. Körebe mi oynuyorduk, saklambaç mı?
çatı katındaki odanın
kuytu bir köşesinde
kumaşındaki eski yağmurların
hüzünlü kokusuyla
:))) ağlanacak halimize güluyoruz böyle. Güncel degil aslında bu konu. Yıllardan beri süreğelen trajikomik olaylar. Çok akıcı ve çok anlamlı bir tiyatro. Kalemin, yureğin var olsun.
Saygılarımla
Koyuna koyunun başında dönen oyunu anlatamazsınız....Muhteşem bir tiyatro sahnesi...
Manidar bir skeç seyrettim ve şairin ne demek istediğini pek ala anladım.Ama öküzlerin konuyu anlayacağını sanmıyorum.
Efendim tebrik ve teşekkür ediyorum...
Bu şiir ile ilgili 3 tane yorum bulunmakta