evrensel kardeşlik şuurunun coştuğu,
birlik beraberlik ruhunun şaha kalktığı,
müstesna mekanlar,
beytullahın şubeleri camiler.
dua ve niyazların yankılandığı,
toplumun her kesiminden,
insanın omuz omuza,
Kalplerinde aşk işaretiyle doğar kimileri... Yeryüzüne gönül indiremez onlar... Hayatı ve insanları anlarlar,hayata ve insanlara merhamet duyarlar,ama hayatın ve onun içindeki insanların yaşadıkları gibi yaşamazlar.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Devamını Oku
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
ÜSTAD;Huzur mekanları camilerimizi anlattığınız şiirinizi...Camiler ve din görevlileri haftası hediyesi olarak listeme alıYORUM...ALLAH (cc) Razı olsun...
Tıpkı camiler gibi huzur veren bir şiir olmuş. Kutlarım.
Esselam....
Ne zamandır içimde uktedir cami ve camiler.....Ülkemde Ayasofya açıldığı gün mümine ibadete; kılındığı zaman Cuma namazı, işte o vakit yazacağım inşallah cami hakkındaki düşüncelerimi şimidlik söz Üstad ımın:
Camii
Camiler serbest ama bütün yolları yasak;
Onlar meydana hakim,bizse camide tutsak...
1974
Cemaat
Sözde İslam...Bir ferdi bir ferdine kaynamaz;
Bu halle utanmadan,camide saf saf namaz!
1974
'''''''
Cemadat
Camilerde cemaat yerinde hep cemadat;
Siner de köşelerde Haktan beklerler imdat! ..
1977
Camiler
evrensel kardeşlik şuurunun coştuğu,
birlik beraberlik ruhunun şaha kalktığı,
müstesna mekanlar,
beytullahın şubeleri camiler.
dua ve niyazların yankılandığı,
toplumun her kesiminden,
insanın omuz omuza,
aynı safta namaz kıldığı,
nezih mekanlar.
zengin ile fakir, amir ile memur,
köylü ile kentli eşittir camide.
camiler İslamın öğretildiği
halk evleridir.
camilerin süsü ne mimarisi,
ne de rengarenk çinileridir.
cemattır, cemaat.
cemaatı yoksa, cami gariptir.
kimsesiz çocuklar gibidir.
cami avlusu vedalaşma yeridir.
eşimize dostumuza,
ailemize orada veda ederiz.
çıt çıkmaz o musalla taşından.
bizler onlar için dua eder,
bol bol mağfiret dileriz.
iyi insandı deriz tanımasak da.
oysa Allah taksiratını affetsin demeliydik.
biz bilmeyiz kimin iyi, kimin kötü olduğunu.
en iyi bilen Allahtır.
cennet de Onun,cehennemde,
diler cennete koyar, diler cehenneme.
cennet ve cemalini esirgeme bizden,
ey alemlerin rabbi olan Allahımız.
Adem Uysal
üstadım camilerimiz müstesna yerlerimizdir...fakat yüce yaradanı caminin dışında da var olduğunu bilmeliyiz...yanlış anlamayın zaten biliyoruz da ..yaptığımız işlerde daha adil olmamız acısından demek istedim....büyük bir insan şöyle diyor...''YERYÜZÜ BİR MESCİT HAYAT BİR İBADETTİR.''
kutlarım akıcı ve duygu yüklü çalışmanızı...tam puan 100..selam ve saygılarımla...ibrahim yılmaz.
cennet de Onun,cehennemde,
diler cennete koyar, diler cehenneme.
cernnet ve cemalini esirgeme bizden,
ey alemlerin rabbi olan Allahımız.
Amin .güzel gönlünüz dert görmesin..saygılar.
cernnet ve cemalini esirgeme bizden,
ey alemlerin rabbi olan Allahımız.
**************************************
Hocam tebrikler..
Bedri Tahir Adaklı
Mescitler, inancın, bilginin bilincin, kardeşliğin, beraberliğin...
Camiler, gücün, saltanatın, hükümranlığın..
Desek ne olur acaba?
Güzel dizelerinizi kutlarım.
Saygımla
ANLAMLI BİR ÇALIŞM TEBRİKLERİMLE VE TAM PUANLA SELAM VE DUA ÜSTAD.
güzel anlatım,yüreğine sağlık,tebrikler
Bu şiir ile ilgili 13 tane yorum bulunmakta