CAMİ GÖREVLİLERİ GÖREV VE SORUMLULUKLARI
Dün millet kıraathanesindeydim. Kitap okumaya. Çabalıyordum diyorum mekân hiç de okumaya elverişli değildi. Çabalıyordum; çünkü atari oynayan çocukların gürültüsü, satranç oynayanların sesleri. Bir de benim gibi okumaya gelmiş emeklinin diyalog çabası beni okumaktan alıkoyuyordu.
Emekli beyefendi sözü cami görevlilerinin yüksek maaş almasına getirdi. Asgari ücretli maaşıyla kıyaslaması hoşuma gitmedi ama ona bir şeyler anlatmak istedimse de onun amacı yalnızlığını gidermek olduğu için bu mümkün olmadı, o konuyu başka noktalara getirdi. Diyaloğu benim yönlendirmemi engelledi. Ben de bir TV programında gördüğüm örnek din görevlisinin yaptıklarından ilham alarak bu yazıyı yazmaya karar verdim. Aslında bu konu dünden beri kafamı meşgul ediyordu.
Öğlen namazına giderken ıslanmıştım. Cami görevlileri ıslanan cemaati fark ederek her öğle namazından sonra okudukları Kuran-ı Kerim ve meali çalışmasını terk etmiş, öğrencileriyle ders yapmaya gitmişlerdi. Evet, yaz dönemiydi ve bu dersleri maaş dışı ücret karşılığı yapıyorlardı.
Adını mıh gibi aklımda tutuyorum
Büyüdükçe büyüyor gözlerin
Ben sana mecburum bilemezsin
İçimi seninle ısıtıyorum.