Temmuz sıcağında gecenin bir vakti hafiften de kıyak kafayla içini ürperten meltemle birlikte yakamoza bakıp "ah ulan'lı" şarkıları notasız söylemek gibiydi... Cama vuran yansımanda ciğerimi kör edercesine çektiğim sigaranın dumanı... Yazdıklarımı oku dediğimde yanlış anlamanı, camdaki "olmayan yazıları" okumaya çalışmanı saymazsak tabi... Gözlüğünün camına vuran mum ışığının tüm dünyayı aydınlatması da eminim zoruna gitmiştir Edison'un.
Yıllardır tanıyıp da adını yeni öğrenmek de diyebilirsin, yıllardır adını bilmeyip de çok özlemek de... Tercih!
Ne demiş Luther Vandros abimiz; "Her ev bir yuva değildir!".. Yıllar olmuştur bir anlam yüklemeyeli camdaki yansımalara... Vitrinde duran, bakmanın serbest dokunmanın yasak olduğu, koleksiyonun en nadide parçasına imrenerek bakmak gibiydi... Camın hemen arkasında her şeyden habersiz duran sana bakmak... Bakmanın da yasak olduğunu saymazsak tabi... Bugün bu ev "yuva" oldu, en azından bana.
Yıllardır arayıp da bulamadığın bir şey de diyebilirsin, yıllardır aradığının ne olduğunu bilmemek de... Tercih!
Adını mıh gibi aklımda tutuyorum
Büyüdükçe büyüyor gözlerin
Ben sana mecburum bilemezsin
İçimi seninle ısıtıyorum.
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta