Abla, camları silmedi bildiğin hasret giderdi. Yüzünü okşadı, saçlarını taradı, iyice bi' ovaladı.Bütün bunları bi' sarı bezle yaptı. Üstüne bir de beyaz bezle cila çekti. Ben de hem çay içip, hem ablayı seyrediyorum film izler gibi. Niye? Yazacağım çünkü. Neyse. Ablayla cam arasında bir dil oluşmuş, bildiğin tatlı tatlı sohbet ediyorlar. Saate baktım, bütün bu işlemler bir saattir sürüyor. Sildiği de küçük bir oda camı. Abla sen camla aranda nasıl bir bağ kurdun? Bi' bırak dimi. Yok hâlâ devam ediyor. Sizin kulağınızın içi de kirlenmiş, durun orayı da temizleyim aşamasında şu an. Ben cam silerken, bildiğin camlarla kavga ediyorum. Bi' ağızlarını, burunlarını kırmadığım kalıyor. Bi' bitmediniz diyorum, bıktım sizden diyorum. Söylenip duruyorum yani. Bugün sağanak yağmur yağıyordu, ben de fırsatı değerlendirmek için aldım tası elime camların hepsine su attım temizlensinler diye. Bayağı faydası oldu. Sonra da kağıt havluyla cam sil sıkarak silip kuruladım. Dört odanın camı bir buçuk saat sürmedi. Yine de söylendim bi' bitmediniz diye. Oysaki çoğu kişi hemen hemene bu abla gibi yapıyor. Ben niye onlar gibi yapmıyorum? Niye yapayım? Yapmam, yapamam. Bu arada karşı komşum bende görünce, tası eline almış, ufak ufak su atıyordu camın kenarlarına. Ha şöyle dimi.
çatı katındaki odanın
kuytu bir köşesinde
kumaşındaki eski yağmurların
hüzünlü kokusuyla
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta