Sen hep özgürlük, özgürlük der
Hareketli bir yaşamı düşler dururdun
Sevmemiştin
Sevememiştin
Bu bakir dağları
Kara lastik giyen
Elleri nasırlı mert insanları
Sana
Senin istediklerini veremediğimden
Veremeyeceğimi bildiğinden
Yüreğimi dele, dele
Ciğerimi söke, söke
Sevdiğimi bile, bile
Yaşanmış onca güzelliği
Maziye gömerek
Üzerime basa, basa
Gözyaşlarıma aldırmadan
Gitmiştin
On bin beş yüz gün
Hasret çukurunda fokur, fokur
Nasıl yandığımı bir ben bilirim
Birde Allah
Uzun yıllar göremedim nur yüzünü
Çalmadık kapı
Bakmadık yüz bırakmadım
Yer yarılmıştı da
Sanki sende içine girmiştin
Ve yıllar sonra bir gün
Kimilerinin gökdelen
Kimilerinin gök delen dedikleri
Milyon dolarlık cam kafeslerin
Otuz beşinci katında
Çıkıverdin karşıma
Bir an gözlerime inanamadım
Beni benden alan
O deniz mavisi gözlerin olmasaydı
Aynı kalmasaydı
Mümkün değil tanıyamazdım seni
Savaştan çıkmış gibiydin
Zavallıydın acınacak haldeydin
Gülmüyordun gülemiyordun
Mutlu olmadığın
Her halinden açık seçik belliydi
Sana neler oldu İstanbullu kız
Sana neler oldu?
Hani nerede özgür hareketli yaşam?
Hani nerede gençliğin güzelliğin?
Söyle, söyle bana İstanbullu kız
Söyle bana yüreğimdeki yangın?
Söyle gözlerimin nuru söyle?
Yoksa sen
Cam kafeslere esir mi düştün?
(21.11.2013)
Şahin ErtürkKayıt Tarihi : 25.11.2013 15:12:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
TÜM YORUMLAR (20)