Sessiz bir iç geçiş salınışında
Nazilli sokağının cam gülüydü
Her sabah dükkânı açtığımda
Vitrin yapmaya başlarken
Önümden gece gibi geçerdi
Ürkek bir merhabaydı
Kırık utangaç bir gülüştü
Gün aydınlığında
Bir kez görmüştüm
Öfke bulutlarını
Annesine çıkışmasında
Ne adını sormuştum
Ne kim olduğunu
Kendi halinde akan bir pınar
Belki de kim bilir
İç denizinde kopardı ne fırtınalar
Aynı havayı soluyup da
O kadar yakınken
Uzak olup konuşamamak
Ah yok mu?
Gün toplanırken ay çekili zamanlara
Perdelerle birlikte görünürdü pencerede
Kim kimi nasıl bilirdi
Onu kaç göz görürdü
O mahallemizin cam gülüydü
Yaşı belki kırk ya da elli
Krizi tutmuş denildi
Şu mayıs sıcağında
Öyle erkenci
Öyle apansız gidiverdi
Onu her pencerede görüşümde
Bu şiiri yazmayı düşünürken
Sıcak rüzgâr esmelerinde
Yapraklarına
ne kadar su sıksam
Ne yapsam yok çare
Ardında buruk bir acı
Elimde boynu bükük kaldı
Güzel komşum can gülüm
Yine sızladı insan yanım
Bitmedi…
Vedat Koparan 08.05.2007
Vedat KoparanKayıt Tarihi : 9.5.2007 14:55:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
(O gün menekşeler, seradan yeni gelmişti. Dükkân önünden annesiyle geçerken altı menekşe aldılar. Bir kaç gün sonra ise, dedi ne güzel hepsi boy vermekte, o menekşeler şimdi benim bilmediğim duymadığım odasında serpiştirdiği cam gülünün kokusunu özlemekte. Üstelik anneler günü yaklaşırken, ya sevgili can annesi kim bilir ne halde. Ben ise buğulu gözlerimle bakıyorum o boş pencereye, anlam yitiyor bir gidişin yokluğun ardında. Susuyorum, şairin sözüyle diyorum “ölüm adın kalleş olsun”güle güle git güneşin kızı cam gül’ü can komşum güneş yoldaşın olsun)

ama ölümler hep sıcak yaşanıyor değil mi ne kadar adı soğuk gelse de.
sevgiler
TÜM YORUMLAR (2)