Küçüklüğüm benim!
Freni bozuk bir Bmx bisiklet üzerinde,
Dizimin hiç iyileşmeyen yaralarıyla geçti.
Sorun, hiç unutmaz beni Keçiören sokakları…
Ceplerime doldurduğum buruşuk sporcu kartları,
Misket ve tasolarla geçti…
Nasıl geçti bilmiyorum ama
Geçip gitti işte, güneye göç eden kuşlar gibi...
Hem de öyle gizli gizli değil,
Kalabalık bir sürünün içinde kanat çırparak...
Az uykusunu bölmedi,
Kaçmadan daha beş saniye önce
Topla kırdığım camın iğrenç gürültüsü.
Çok kızdırdık canım biz de Hacı teyzeyi…
Bak şimdi, özledim vallahi şefkatli tehditlerini;
Günde kırk defa “Kıracağım o bacaklarınızı” diye bağırırdı da,
Daha kalbimizi bile kırmamıştı.
En fazla, ilk tepkisi kızıp kovmaktı bizi, ama
Sonra da balkondan çikolata atmayı ihmal etmezdi.
Ve biz gene bölerdik ertesi gün uykusunu…
Ne de eğlenceli geçmiş çocukluğum…
Gençliğim ise;
Aşk denen bir cam fanusun içinde bitmek üzere…
Kim bilir ihtiyarlığımın sonu nasıl olacak?
Başı belli zaten:
“Aşk denen bir cam fanusun içinde…”
_StzM_
13.03.2011/22:52
Kayıt Tarihi : 14.3.2011 14:54:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!