Başarının sırrı, hep ekip çalışmasıdır
Bütün herkesin, bunu çok iyi yapmasıdır
İnsanlığın mutlaka, bu yola sapmasıdır
Gecikmeden bu fikri, daima kapmasıdır
Gecesini gündüzüne, durmadan katar
Başarmak için, adeta kendini yakar
Yarın, ne? Yenilik, yaparım diye yaşar
Fikret Gürsoy, başarıya doğru koşar
Çalışmak gibi, çok güzel bir şey var mı?
Dünya ve ahiret terazisinde, kar var mı?
Gerçektende sevdiğin, bir yar var mı?
Çalışıp ta, zarar ziyan eden, biri var mı?
Tembel ve miskin insanları, hiç sevmem
İş hiç yok diyenlerin, bu sözünü yemem
Hele hayatta, yan gel de yatalım demem
Yaşamım boyunca, tembellik nedir? Bilmem
11.09.2010
Fikret Gürsoy
ARAŞTIRMACI-YAZAR-ŞAİR-PROGRAMCI
Kayıt Tarihi : 11.9.2010 02:27:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
İslam, madde ile mana, ruh ile beden, dünya ile ahiret arasında sarsılmaz bir denge kurmuştur. Bu itidal ölçülerine uyarak çalışanlar dünya ve ahiret saadetini elde etmiş olurlar. Bu gibi fertlerden meydana gelen toplumlar ise, yükselmenin, huzur ve saadetin zirvesine erişirler. Dinimiz, dünya ve ahiret mutluluğu için çalışmayı farz kılmış ve bütün Müslümanlardan bu farizayı yerine getirmelerini istemiştir. Şu halde Allah Teala'nın hoşnutluğunu kazanmak ve dünyaya geliş gayemizi gerçekleştirmek için çalışmayı en kutsal görevlerimiz arasında telakki etmeliyiz. İnsan, gerek bu dünyada, gerekse öteki dünyada, ancak kendi çalışmalarının karşılığını görecektir. İnsan ne ekerse onu biçer, ekmeden biçmek olmaz. Bu husus, Allah'ın Kur'an lisanıyla biz kullarına bildirdiği ilahi bir kanundur. Kur'an-ı Kerim'de: 'Doğrusu insanın eline geçecek olan kendi çalışmasından başkası değildir.' NECİM SURESİ, AYET: 39 da buyrulmaktadır. Şöyle bir düşünelim. Âlem, feza dediğimiz şu ucu, bucağı olmayan boşluk içinde dönüp duruyor. Hiçbir zaman kendi seyrinden ve kendi faaliyetinden geri kalmıyor. Güneş, ay, gezegenler ve yıldızlar hareket halinde, yer yürüyor, gök yürüyor, hepsi çalışıyor, her şey çalışıyor. Şu cansız dediğimiz toprak yaratılışından beri her gün, her saat, her saniye bitmez, tükenmez değişiklik geçiriyor. Bulutlara su veriyor, bulutlardan su alıyor. Sırtında otlar, ekinler, ağaçlar yetiştiriyor, içinde madenler bulunduruyor. Ya gök? O bizim dünyamız gibi milyonlarca dünyayı göğsünde taşıyor. Gök de tıpkı yer gibi çalışıyor. Cenab-ı Allah da gerçek keyfiyetini ve suretini bilmediğimiz bir şekilde kâinatı idare ediyor, Allah her an bu kâinata hayat veriyor, yaratmaya devam ediyor. 'Göklerde ve yerde bulunan herkes O'ndan ister. O ise her an yaratma halindedir.' RAHMAN SURESİ, AYET: 29 da, bu gerçeğe işaret ediyor. Varlıklar, dilleri ve halleriyle, ibadet rızık, affedilme ve benzeri konularda Allah'tan yardım isterler. Allah, diriltmek, öldürmek, değerli veya değersiz kılmak, zengin veya fakir yapmak, isteyene vermek ve benzeri işlerde her an kâinatta tasarruf etmektedir. Mademki, yer çalışıyor, gök çalışıyor, öyleyse bizim de Allah'ın kulları olarak çalışmamız, hem de çok çalışmamız gerekmektedir. Yüce Rabbimiz Kur'an da hem dünya ve hem de ahiret için çalışmamız gerektiğini emrediyor. Kasas Süresi'nin 77'inci ayetinde: 'Allah'ın sana verdiğinden (O'nun yolunda harcayarak) ahiret yurdunu ara. Ama dünyadan da nasibini unutma. Allah'ın sana ihsan ettiği gibi, sen de (insanlara) iyilik et...' buyurmaktadır. Ayet-i Kerimeden de anlaşılacağı üzere, dinimiz yalnız ahiret için değildir. Eğer öyle olsaydı Allahü Teala Müslümanları hiç dünya hayatına getirmez, 'Ben sizin Rabbiniz değil miyim? ' ARAF SURESİ, AYET: 172 de, sorusuna: 'Evet, sen bizim Rabbimizsin' cevabını veren ve böylece ilahi imtihanı kazananları, doğrudan cennetine sokardı. Sevgili Peygamberimizin şu hadisi şerifleri bu konuda bizlere ne güzel fikir vermektedir: “Sizin hayırlınız, ne dünyasını ahiret’ine, ne de ahiret’ini dünyasına tercih edendir. Her ikisi için de çalışandır.” HADİS-İ ŞERİF 'Hiç kimse elinin emeğinden daha hayırlı lokma yemiş olmaz.' HADİS-İ ŞERİF 'İki gününü birbirine eşit geçiren aldanmıştır.' HADİS-İ ŞERİF 'Amellerin en üstünü, helal kazanç sağlamak için çalışmaktır.' HADİS-İ ŞERİF 'Rızkını araştıran, bunun için çalışan kimse Allah yolunda cihat yapan gibidir.” HADİS-İ ŞERİF 'Başkalarına muhtaç olmamak, çoluk ve çocuğunun mutluluğu ve komşularına yardım niyeti ile dünya için çalışan ve helalinden para kazanmak isteyenler, yüzleri parlak olarak Allah'a ulaşacaklardır.' HADİS-İ ŞERİF 'Helalinden çalışarak, yorgun bir vaziyette yatağa giren insanın günahları affedilecektir.' HADİS-İ ŞERİF Müslümanlık, hayat dinidir, hareket ve çalışma dinidir, zenginlik dinidir. İslam'ın beş şartından ikisi; Hac ve Zekât, çalışan ve zengin olanların yapabilecekleri ibadetlerdir. Allah Telala; 'Yeryüzüne dağılın. Allah'ın lütfünden rızkınızı araştırın.' CUMA SURESİ, AYET: 10 da, 'Zerre miktarı iyilik yapan onu görecektir. Zerre miktarı kötülük yapan da onun karşılığını görecektir.' ZİLZAL SURESİ, AYET: 7 VE 8 de, buyurmaktadır. Hutbemi Peygamber Efendimiz (s.a.v) 'in duasıyla bitirmek istiyorum: 'Allahım! Sıkıntı ve hüzünden, acizlik ve tembellikten, korkaklık ve pintilikten, insanların kahrından sana sığınırım.' HADİS-İ ŞERİF FİKRET GÜRSOY İLAHİYATÇI
![Fikret Gürsoy](https://www.antoloji.com/i/siir/2010/09/11/calismak-11.jpg)
sevgiyle kalın saygılar
hanım gemici üzel
eklemeyecem
gerekde yok zaten okuyorsundur
Ben Sana
Güneş kadar sıcak,
kar tanesi kadar berrak,
yağmur kadar saf ve Temiz
bir ömür dileyeceğim
mutlu ol mutlu kal
Saygılar...
TÜM YORUMLAR (18)