Korkularım, sevmenin korkusuzluğu idi sende yaşadıklarım. Çocuksu düşlerimle sarmaladığım evcilik oyunumdun. Sevgi ile sardığım sol yanımın bahçesiydi seninle oynadığım oyunlar. Muhtaçlığımın göstergesiydi yaslandığım sinen, omzunda ağlamalarım.
Karanlık gecelerin kâbusunda kan ter içinde uyanışlarımın sık nefeslerindeydin, korkusuzca sana sarılmalarım bundandı.
Bedeli belli olmayan, cezası verilmemiş suçlunun gözaltı zamanlarıydı yaşadıklarım. Dünlerin sevda türküleri kulaklarımda son volüm çalarken, yarınların hayalini bile kurmaya cesaret edemiyordum. Sen ise ‘’hayat bizim için kısa’’ deyip beni çağırıyorsun.
Senin sus zamanların benim yok oluşlarım oluyor. Karanlıkta şakıması susan kuşlar gibi oluyorum. Sözcükler boğazımda takılıp nefes almamı zorlaştırıyor. Senin nefesine, senin sesine, bir bahçenin gereksinim duyduğu su gibi ihtiyacım var. Sar beni sözcüklerinle nefesinle hayat bulayım.