Çalı tül Şiiri - Akın Akça

Akın Akça
1865

ŞİİR


3

TAKİPÇİ

Çalı tül

(Balkonda, şafakta denize karşı tül
isterikli bir kıpırtıydı bir damlada …
Rüzgarı kendisi mi sanıyor artık bir de?
Ah canım,
sen daha sürükleyicisindir …)
*

Her zaman sonuçlarla sonuçlanmayan
ama her zaman böyle içli dışlı -
nesin sen hayat -neyin var- ya da kimdin
- kırmızı kımızdan ötürü.

Yaşam kaldırabilir misin kaldırmaz mısın?
Kaldırabilir misin, kaldırmaz mısın …
*

Kanatlanan sessiz tül;
bekleyengil, “gık” demeyen
kırıp gaklasa geçiren
bir balkon sabahlığı,
ayaza bakan;
kıpırdayan sade
ak bir spor ayakkabı çifti
(sadeliği bozan
belki birazcık belkicik az,
kiraz dudaklı kızılcık,
adidasvari siyah çizili)
ile bir anaokulu hocası
-bir soluklanıp çay içecekmiş sevisi,
kendisi değil, ama kendisi çay içen.
Ve genelgeçer’e
bilinçdışı kalmış
bir nazire katarındancasına
sunulan bıçak yemiş sırtınali ceketi,

(Ah, bu nazötesi
kıta sahanlığında
denizaşırı mevkileri …)

denizde,
o balkona karşı -
- tıknaz taBut;
o ppaa, lobuT ……

külse bu
küldür

ve/ya külse,
bu küldür:

diril kuş
ama aynı yere! !

var heyecan
ama sakın unutma

*

bÜyük kulaçlarla yaklaşan
Poseidon, kulaç atan köpekleme,
sudan çıkardı şimdi başını
ya da yüzüşü, daha bir netleştiğinden;
perspektifel, tanın zoomlayacağı,
ıslanmış tüyleri
ve yüze göze yapışmış
bir yüzücü köpek…

tüy mü ıslak, tül mü kuru,
ıslak mı tül...
ter mi yapışmışlık,
su mu?

Kum nerde,
kuru da olsa;
bunca hengamede?

kendisini görüyor gibi,
ayna hayattan

hala yaklaşıyor …

Mağarada
duvara tutunmuş bir yarasa,
Kor ışıktan
tavşankanı dem
telveli pıhtı hem körpe

denizde,
o balkona karşı -
- avaz avaz ……

Akın Akça
Kayıt Tarihi : 23.11.2006 06:50:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Akın Akça