Hafızaya düşen, kuru yaprak kıvamı
yılların öyküsüne kırılgan her yüz
Şehri gezdim, sır kâtibi yakamda eylül
gözlerinde rimel, vitrinlerde firuzeli kız
Tanıdık caddelere misafir arnavut kaldırımı
borazancıbaşının çaldığı hücum borusu
onu büken ses
siz sokaklara saldıran emellere
çıplak saatler delisi mahkûm güz
Sevinç yüklü oyuncak çocuklar İyi
kötü huylu yorgun bedenlerin
metal gerçeğine uykulu
Uyanırsın zil sesi
sanılır sabah oldu
Yanılgı taş duvar değil
yıkık yel değirmeni
Kurmadığımız çalar saatlerde gizlidir yaşam
düşlerimiz bizden habersiz saati kurdukça;
her sabah sesine uyanırız birbirimizden yoksun
ansızın karışırız rüzgâr içimizdeki kalabalığa
Şehir değişince yalnızlık değişir mi?
Kurgusuna kaldığı yerden devam eder sır kâtibi
ve acı geçirmez şehirde çalar saatler,
ve acı geçirmez şehirde
Donkişotlar asla geç kalmaz yalnızlığa
Kayıt Tarihi : 23.12.2012 20:28:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!