Bazen yazmak, çok büyük bir ihtiyaç oluyor. Ama insan ne yazacağını, nasıl yazacağını bilmiyor, tıkanıyor. Tıpkı şimdi olduğum gibi. Şu anda kalem elimde, olabileceğin en üst sınırını zorluyorum ve yazmaya çalışıyorum. Kalem yazmaya dolmuş, kelimelerse cimri mi cimri. Olmuyor işte, yazamıyorum. Kağıtta dolaşan kaleme sadece birkaç kelime lutfedip yardım ediyor, onunla da ancak bir şiir dökülüveriyor o mağrur kelimeler diyarından.
Bir sel taştı gönlümde
Yıktı tüm arzuları
Emel ateşim söndü
Azgın sular altında.
Gönül bağım virandır
Beni kör kuyularda merdivensiz bıraktın,
Denizler ortasında bak yelkensiz bıraktın,
Öylesine yıktın ki bütün inançlarımı;
Beni bensiz bıraktın; beni sensiz bıraktın.
Devamını Oku
Denizler ortasında bak yelkensiz bıraktın,
Öylesine yıktın ki bütün inançlarımı;
Beni bensiz bıraktın; beni sensiz bıraktın.
Yazma bir iç dürtüdür sen ne kadar kaçsanda bazen tıkansanda kalemin donsada yüreğin seni sıkıştırır seni rahat bırakmaz ne kalemin ne de sen huzursuzluk içinde çırpınırken başlarsın işte böyle çala kalem dersin ama o yürek sıkışması durmaz ve sen yazmaya başlayınca çözülür ,durduramazsın sonra biz okuruz ve siz rahatlarsınız.Önemli olan yazan ellerin ,yazan gönüllerin susmaması daha iyiler ,daha güzel için hepberaber diyorum.Bugün burda ama yarın daha güzel daha iyiye yeter ki inananın ve yazmaya doymayın emi hoşçakalın sevgi ve saygılarımla.Yükselakcum.ahıska42
kalemin daim olsun.selam ve dua.
güzel kaleme almissiniz..tebrikler
-Haklısın öyle ya da böyle dışa vurmalıyım bir şeyleri. Söyleyemiyorsam yazmalıyım. Yoksa bu yüke dayanamayacağım. İçimdeki nehir taştı taşacak. O taşkından kimseler zarar görsün istemiyorum. İçimdekini bir yere akıtmalıyım.
anlamlı,,eline ve yüreğine sağlık,,,
Duygularınızı yazıya döküşünüz mükemmel Nuray Hanım...
Yazacak birşey bulamayışınız bile mükemmel bir şekilde anlatabiliyorsunuz.
Ve yazacak birşey bulamazken satırlara dökülen şiir kalıbında dizeler.
Sonra da gerçekten farklı olmayan bir röportaj...
Kutlarım sizi Nuray Hanım.
-Ee.. ne yapmalıyım o zaman? İpek böceği olup kozaya mı bürünsem, münzevi derviş olup çileye mi çekilsem?
İşte formül bu! Evreka! Evreka! Hadi gidelim kavacığa, kavacıkta ne var; Mavi Sakal!
Belki de Allah söyletti bunları, neden acaba.....
Bu gün tam da bu mevzuyu konuşuyorduk Seyit Er'le ve Davut Karakuş'la; şiir yazarken insanın başka bir insan olduğu üzerine...
Konuyu çok güzel doğaçlamışsınız tebriklerimle
Bu şiir ile ilgili 6 tane yorum bulunmakta