Hiç, aklınıza geldiğinde
Sokaklara dalar mısınız?
Gündüz güneşin,
Gece yıldızların altında?
Hava ister yağışlı
İster yağışsız olsun?
Çoğu zaman
Düşler kurarım
Kendimce, kendimle
İnsanca, incecik hayallerimle
Uzak ufuklarım vardır
Benim, senin, onlar için
İçinde güzellikler barındırır
Dünya hayatını, ahiret hayatını
Birlikte süsleyen, birlikte yaşayan
Düşünürüm,
İnsan gerçekten çok cesur
Öleceğini bildiği bir hayatı yaşar
Buna rağmen vurdumduymaz
İnsanca, insanlık için yaşamaz
Beni, bencilliğinde yürür gider
Kendinden başkasını tanımaz
Hâlbuki öyle de, böyle de
Yaşam bir gün mutlaka biter
Sanki kısa zamanda
Çıkarıma ne çok alırsam
Hepsi benim olacak sanır
Ama gidişi bir karış toprak
Giderken gözleri açık kalarak
“Nasıl bilirdik? ”
“Laf olsun padişahım”
“Çok, çok iyi bilirdik”
Usulüne uygun ikiyüzlü
Aman ölüp gitmiş neme gerek
“Ölünün arkasından konuşulmaz”
“Hayırla yâd edelim hayır olsun”
Şimdi ise çıktı yeni moda
Cenaze sahipleri dışarıda
Direkler gibi beklerlerken
Başkaları sahip çıkıyorlar
Ölenden habersiz, tanımayanlar
Cenaze namazını kılıyorlar
'İyi biliriz, iyi biliriz diyorlar'
İyiliği için ifade veriyorlar
Yalan mı? Doğru mu söylüyorlar
Hiç mi hiç bilmiyorlar
Hani adet olmuş paşam,
Laftan, öylesine söylüyorlar
Bazen düşünürüm
Hep hayır olsun diye
Başımıza kötülükleri getirmişizdir
Hayırlı olsun efendim
'Hayır diyelim hayır olsun'
Sanki Allah boşa vermiş aklı
Yaşamımız baştan sona savsaklı
Onun gibi işte,
'Nasıl bilirdik? '
'İyi bilirdik, iyi bilirdik'
Sanki doğruyu söylesek
Ne olacak yani der gibi!
Veya hayatımızda kaç tane
Doğru kaldı der gibi!
Sahi hayatımızda
Kaç tane doğru var?
Dur not alayım bir kenara
Bir gün inat olsun diye sayacağım.
Doğrularımı, yanlışlarımı
Birebir sayarak döküm çıkaracağım
Belki bir gün ansızın
Biri çıkıp yüzüme karşı sayar
Ne olur ne olmaz değil mi?
İşin, bir ar kısmı, bir de utanma kısmı var!
Gerçi utanmak denilen duygu
Kim bilir kaç yıldır uzak ülkemden?
Veya ar, arlı olmak duygusu
Kim bilir kaç yıldır uzak ülkemden?
Bir yaşa var ol hikâyesidir
Ülkemin hazin hikâyesi
İnsanlığımızın hazin hikâyesi
Bazen hikâyeyi
Değiştirmek için düşler kurarım
Çılgınca, delice hayallerimle
İçine sevgi koyarım kendi halimce
Nefretler üzerime kurşun yağdırırken
Tarihin dogmaları karşımda dururken
Yine, çırılçıplak sokaklardayım
Çalakalem şekilsiz mısralardayım
28.09.2008 - Isparta
Mehmet ÇobanKayıt Tarihi : 3.10.2008 11:40:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Mehmet Çoban](https://www.antoloji.com/i/siir/2008/10/03/calakalem-3.jpg)
Tarihin dogmaları karşımda dururken
Yine, çırılçıplak sokaklardayım
Çalakalem şekilsiz mısralardayım
************
Tebrikler hocam...Saygımla
Utanmak beraberinde saygıyı da getirir..
Ve utanma ve saygı hasletlerini yitiren, diğer bütün insani hasletlerini yitirmeye mahkumdur..
Bu konuda bir çok şey söylemek istediğim halde, içinde bulunduğum halet-i ruhiyeden sıyrılmak için, -atılmayı bekleyen bir slogan gibi zira- bir aşk şiiri aramaya gidiyorum Mehmet Abi..
TÜM YORUMLAR (26)