“ O Kütahya da herkesin tanıdığı bir efsane idi...”
Yiğit lakabıyla tanılır misali Kütahya ve çevresinde çocuğundan yaşlısından şehirlisi köylüsünden hemen hemen herkesin tanıdığı efsane Çakmakçı Mehmet idi. Asıl adı Mehmet Uygun olmasına rağmen onu Kütahya lı Çakmakçı Mehmet olarak tanıyordu biliyordu. Tıpkı Kazancı Bedir gibi onunda namı Kütahya dışına dahi taşmıştı. Koca şehirde kime sorsanız onun dükkanını tarif ederdi.
Çakmakçı Mehmet Karagöz Ahmet Paşa cami yanında Çakmak, Gözlük ,Daktilo,Hesap Makinası, Traş Makinası, Şemşiye ,Radyo Teyp,Ütü gibi her çeşit ev eşyası tamir eden yetmiş yaşlarında ince sıska zayıf 48 kilo hafif sıklet hatta tüy sıklet bir adamdı.Boyundan kilosundan büyük işleri yapar pek çok ustanın tamir edemediği şeyleri tamir ederdi. Ünü zaten bu yüzden Kütahya dışına taşmıştı. Ona zaman zaman şehir dışından bilhassa Eskişehirden tamire gelenler bile oluyordu.Onun dükkanı tıpkı bir antikacı dükkanını andırıyordu ve eskiye ait ne ararsan bolca vardı bu dükkanda.Dükkanın duvarlarına asılı kırklı elli yıllara ait siyah beyaz Kütahya resimleri özlü güzel sözler bu dükkana ayrı bir hava ve güzellik veriyordu. Zaman zaman bu dükkana gelen Üniversite öğrencileri ve turistler bu dükkannın ve Çakmakçı Mehmet’in fotoğraflarını çekip onunla söyleşide yapıyorlardı.Pek çok yerel ve ulusal gazetede onunla ilgili haberde çıkmıştı.Benimde bir gün bir tamir işi nedeniye yolum Çakmakçı Mehmet’in dükkanına düşmüştü. İşte ilk o zaman tanıştım efsane ünlü Çakmakçı Mehmet ile. Bir süre havadan sudan muhabbet ettikten sonra Çakmakçı Mehmet’in diğer bir meziyetini keşfetmek ilk bana nasip olmuş oldu. Benim Şiir Öykü yazdığımı öğrenen Çakmakçı Mehmet ,
---Şahin bey ben ellili yıllardan beri bu mesleği yapıyorum. O zamanlar böyle kullan at modası yok. Çakmak değerli bir şey. Manyetolu benzinli ibolo çakmaklar var. Kütahya da bunları benden başka tamir edende yok. Çakmak tamir etmeye bir hafta sonraya gün verirdim. Yanımda iki üç çırak çalışırdı. Pek çok usta yetiştirdim. Allaha çok şükür Allah bereket versin bu Çakmakçılıktan çok ekmek yedim.Çakmakçı Mehmet lakabı bana ta o günlerden miras kaldı. Her neyse sözü fazla uzatmayalım bende şiir yazıyorum üstadım amma amatör olarak. Senin gibi şiirlerim gazetelerde Dergilerde yayınlanmadı kitap çıkaramadım amma bende yazıyorum. Hatta bu yazdıklarımdan eşimin çocuklarımın bile haberi yok
Dedi ve bana dükkanın masasından çıkarttığı bir defteri uzattı,
---Sana zahmet olmazse bir bakarmısın yazdıklarım bir şeye benziyorlar mı?
Çakmakçı Mehmet büyük ünlü bir usta olmasına rağmen son derece centilmen ve kibar bir adamdıyda. Her iki kelimesinden birisi Bey Abi olarak çıkıyordu dudaklarından. Oysa benden on beş yaş büyük bir adamdı.Çakmakçı Mehmet’in defterini alıp bir kaç şiirini okuduktan sonra şu kanaate varmıştım ki. Çakmakçı Mehmet iyi bir usta olmasının yanında iyi bir Şair hatta Ozandı. Yazdıklarında bir başkalık sadelik doğallık yaşanılmışlık vardı.
---Abi inan iltifat olsun diye söylemiyorum şiirlerinde ustalık kokuyor. Sahiden de bu yazdıklarını bir başkası ile paylaşmadın mı?
---Paylaşmadım Şahin bey inan bu yazdıklarımı benden başka bilen yok. Ben mesleğe başladığım Ellili yıllardan beri ufak tefek işte böyle bir şeyler karalayıp duruyorum.Kendim yazıyorum kendim okuyorum. Yazdıklarımı bir başkası ile paylaşmaktan utanıyorum. Benimle dalga geçmelerinden beni ayıplamalarından korkuyorum. Hele hele duygusal şiirlerimi tabiki bunlara şiir denilirse inan bana ilk okuyan sensin...
Böylesine güzel eserler üreten birisinin bu eserlerini bir başkası ile paylaşmaması şaşılacak şeydi.
---Mehmet Abi istersen bu yazdıklarını benim yazdığım gazete dergilere gönderelim yayınlansınlar. Böyle güzel eserleri bir başkası ile paylaşmamak şiir sevenlere haksızlık olur
İşte ilk o gün Çakmakçı Mehmet’i yazdıklarını dergilerde Gazetelerde yayınlatmak için zar zor ikna ettim. Daha sonraki günlerde artık hergün iş çıkışında onun dükkanına gidip çayını kahvesini içen onunla koyu şiir sanat sohbetleri yapan birisi olup çıkıvermiştim. Çakmakçı Mehmet 60 yılını bu dükkanda geçirmiş iyi bir ustaydı. Daktiloların çakmakların hesap makinaların revaşta olduğu yıllarda iyi para kazanmış amma teknolojinin gelişmesine oda yenik düşmüştü. Dükkanına zaman zaman bilhassa köylerden müşteriler geliyordu amma bu karnını doyurmaya zar zor yetiyordu.
Bir gün Yerel bir Televizyondan gelen canlı ŞİİR PROĞRAMI yapma teklifini kabul ederek onu nla Kütahyada yaklaşık altı yıl süren ŞİİR SAATİ adı altında haftada bir yaptığımız şiir proğramı yaptık. Çakmakçı Mehmet ile dostluğumuz o denli artmıştı ki artık yediğimiz içtiğimiz ayrı gitmemeye başlamış şehir dışındaki ŞİİR ŞÖLENLERİNE gitmeye başlamıştık. Böyle şiir şölenlerinin birinde Mehmet Abi bana
---Şahin bey böyle bir Şöleni neden Kütahyada bizde yapmayalım. Varmısın benimle Kütahyada şiir şöleni yapmaya...
Çakmakçı Mehmet gibi büyük bir ustayı nasıl ret edebilirdim ki. Tabiki onun teklifini kabul ederek bir ekip kurarak Kütahyada ilk şiir şölenini gerçekleştirdik. Türkiyenin pek çok yerinden yüzlerce şairi Kütahyaya getirip Kütahyalıyı şair ile tanıştırdık.Bir İki üç derken bu şölenlerde beş yıl sürdü. Çakmakçı Mehmet’i artık sadece tamirciliği ile değil Şair yönüylede Kütahya değil tüm Türkiye tanımaya başlamıştı. Çakmakçı Mehmet mutlu ben ise ondan daha mutluydum. Zira Çakmakçı Mehmet her yerde her şaire beni üstadı olarak tanıtıyordu.
---Şahin bey üstadım olur. Ben onun sayesinde şiir dünyasına girdim. Onun sayesinde şiirlerim gazetelerde dergilerde yayınlandı. Onun sayesinde Televizyolara çıktım....
Ve daha neler neler...Çakmakçı Mehmet beni herkese öyle bir allandıra ballandıra anlatıyordu ki utanıyor sıkılıyor ve her fırsatta ona,
---Mehmet Abi bırak bu Üstad Bey laflarını biz seninle dostuz. Arkadaşız baba oğul gibiyiz...
Dememe rağmen o bu huyundan bir türlü vaz geçiremedim. Her neyse ona ben Çakmakçı Mehmet mahlasının daha uygun olacağını söylememe rağmen o kendisini hep YALNIZ OZAN olarak tanıtıyordu. Günlerden bir gün Mehmet abi hastalandı. Doktor doktor hastane hastane dolaşmasına rağmen derdine bir çare bulamadı. Doktorlar ilerlemiş yaşı nedeniyle çalışmaması gerektiğini söylediler. Maddi durumu iyi olmayan Mehmet abi çalışmak zorunda olduğunu söylüyordu amma vücudu bunun tam aksini söylüyordu. Ayakları artık onu taşımıyordu. Damadı bunun böyle sürüp gidemiyeceğini söyliyerek oğluyla ortak bir karar alarak Elli beş yıllık ÇAKMAKÇI MEHMET dükkanını kapatmaya karar verdiler ve bunu hemen uygulamaya koydular. Mehmet Abi çok direnmesine rağmen yapacak fazlaca bir şeyi olmadığından zoraki boyun eğdi bu karara. İşin dahada acı tarafı maddi durumu iyi olan damadı onu yetmiş beş yılını geçirdiği havasını soluduğu suyunu içtiği ün sahibi olduğu Kütahya dan kopartarak Konya ya götürmeye karar vermişti.” Baba sen bu Bağ Kur emekli maaşıyla burada kira paranı bile ödeyemezsin gel benimle kızının yanında Konyada kal. Sana bir oda tahsis ederiz kira vermezsin. Bizim kaynayan kazanımız hepimizi doyurur “ demişti bu kararada Mehmet Abi çok muhalefet etti amma yapamadı beceremedi ve çaresiz Konya’nın yolunu tuttu. Bu bir ağaçın topraktan koparılması gibi bir şeydi. Benim için ise sol yanımda derin bir çukur oluşması ve şiir den şölenlerden soğumam uzaklaşmam demekti...
ÇAKMAKÇI MEHMET ile bir başka deyim ile YALNIZ OZAN MEHMET ABİ den ayrılalı yıllar oldu. Mehmet abi şimdi ilerlemiş yaşına rağmen hastalıklarla boğuşuyor. Sokağa çıkamıyor Şiir yazamıyor hatta ve hatta benim telefonlarıma bile zar zor çıkıyor ve her seferinde benimle helallleşip duruyor.
---Hakkını helal et Üstadım bu seninle son telefon görüşmemiz olabilir. Kendimi iyi hissetmiyorum. Yolun sonuna geldiğimi düşünüyorum. Seni ve Kütahya’mı çok özledim amma gelecek gücüm yok. Gördüğün gönül dostlarıma selamlarımı iletiver onlarda haklarını helal etsinler...
ÇAKMAKÇI MEHMET İN Kütahya dan gidişi sanki bir efsanenin bitişi gibi bir şey olmuştu. Kütahya lı hala onun gidişine alışamamış gibi. Çakmak Daktilo Hesap makinası Gözlük Şemşiye Traş makinası ıvır zıvır şeyler tamir ettirecek kimseler şimdi şaşkın şaşkın dolaşıp iyi bir usta arayıp duruyorlar. Onun gibi bir ustayı bulamamanın şaşkınlığını çaresizliğini yaşıyorlar.
Ben mi ne yapıyorum ÇAKMAKÇI MEHMET gitti gideli onun kapattığı dükkanının bulunduğu sokaktan geçmeye cesaret dahi edemiyorum. Onun gidişiyle birlikte benim için Kütahya da şiir bitti Şairlik öldü...Allah rahmet eylesin başımız sağ olsun...
Şahin Ertürk
Kayıt Tarihi : 20.7.2019 12:05:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
TÜM YORUMLAR (1)