İngiltere son verirken bu işgale.
Hep dediler “Tek kurşun atmadı diye”?
Ancak soramadı bu kafalar şöyle:
İşgal ederken kaç kurşun atmış diye?
Unuttukları çok, soralım yine de;
Yunan nasıl gelmişti Eskişehir’e?
Teslim olanlar direnmiş mi, nerede?
Sanki şehit gazi, dönmüşler kevgire…
Destek olarak kim vardı arkasında?
Bakmazlar desteği Birleşik Krallığa.
İttifakları sorgulayın biraz da.
Gelmişti Yunan, direnişi kırmaya...
Evet Yunan denize atıldığında
İngiltere’de olur büyük olaylar!
Ve asker İstanbul’a dayandığında
Londra’da basın, her gün manşet attılar...
Muhafazakarlar, İşçi Partililer
İttifakla muhalefete geçtiler...
Ve hükümeti birlikte düşürdüler…
İktidarı kaybetti şu Liberaller!
Şunu neden bilmez çakma tarihçiler?
Liberal Parti’yi tarihe gömdüler
Ve o tarihten sonra bu Liberaller
Bir daha iktidara gelemediler!
Çanakkale’de, Çöllerde savaştılar!
Ekonomisi çökmüştü akla zarar...
Uzanıp Londra’ya, hatırat bulanlar
Arşivleri uzanıp bulamadılar?
Yardım istedi; vermedi sömürgeler...
Hintli müslümanlar itiraz ettiler:
“Biz savaşmayız kardeşimizdir Türkler!”
“Tarafımız belli, savaşmaz kardeşler!”
Bolşevik Rusya: “Kahrolsun emperyalizm!”
“Tüm emekçiler bir araya geliriz”
“Emperyal güçlerle savaşa gireriz”.
“Gerekirse sömürenleri ezeriz”…
Hem İtalya hem Fransa çekildi bir an!
Maşa da kalmadı, yenilmişti Yunan!
Çanakkale’de, Çöllerde harap olan
İngiliz tek kaldı, kaçtı İstanbul’dan...
Zaten kurşun atmadı işgal ederken!
Direniş olmadı, geldi merasimlen.
Ve ordumuz İstanbul’a dayanmışken
Yine atamadan, gitti merasimlen.
Utanmadan çok sorgulandı bu kaçış!
Kurnazca bir soru dillerde dolaşmış!
Neden giderken tek bir kurşun atmamış(!)
Soru soru değil, vallahi bu yanlış...
Sorgulanması gereken değil kaçış!
Asıl sorgulanması gereken geliş!
Neden gelirken bir kurşun atılmamış?
Bu nasıl teslim olma; hani direniş?
Teslim edenlerde yok muydu silahlar?
Yoksa silah, taşta mı atamadılar?
Yok mu idi hiç pala, bıçak, baltalar?
Az dürüst olun, direnişte yoktular...
Biliriz bazı yiğitler direndiler...
Nedense destek vermedi devletlüler.
Bir de teslim olmaya karar verdiler
Ve bu işgali birlikte izlediler!
Adamlar zaten ulaşmış gayesine!
Her bir kıtadan toprakları koparmış.
Bunun için Çanakkale’de, çöllerde
Orduları hep ölümüne savaşmış...
Rütbeli rütbesiz yüzbinlerce asker
Donanma, top, tüfek, teçhizat kaybetmiş!
Kısaca bu yolda dökülmüş servetler!
Sonunda padişah ellerine geçmiş!
Neden savaşta Yunan’ı kırdırdılar?
Neden bu yolda milyarlar harcadılar
Ve askerini ölüme yolladılar?
Neden bunları Türkler için yapsınlar?
Gaye; laiklik, hukuk, harf, cumhuriyet...?
Güldürmeyin insanı, olmayın kaypak...?
Bunlar için iç savaş çıkarır direkt!
Yapmadıkları iş de değil, bre ahmak!
İşgal etiklerine emperyal güçler
Cumhuriyet, demokrasi getirmezler!
Hukuk, fen, teknik gelişme istemezler!
Hele hiç istemezler laik rejimler…
Soralım; bunlar için işgal mi olur?
Onlar sömürmek için yola koyulur!
Bir şeyh veya aşiret önderi bulur
Sülük gibi emer, işine koyulur...
Nitekim bakın Arap Coğrafyası’na!
Bakın laik Kaddafi, Saddam, Esad’a?
Biraz garip değil mi Allah aşkına?
Diğer “mümin diktatörler” karşısında...(!)
Bunlar hakikat iyi anlamalı.
Kaddafi, Saddam, Esad hedef oluyor…
Ama olmuyor emiri, şeyhi, kralı.
Şu Suud kralı halifeye benziyor.
Hepsi batıyla kol kola yaşıyorlar.
Petrol paraları batıya akıyor.
İyi gidiyor karşılıklı dostluklar
Ve bu dostluklar İsrail’e yarıyor!
Hangi emperyal güç milyarları harcar
Ve ordular kurup gönderir ölüme?
Güya bu aptallar bunları yapmışlar(!)
Türkler bir cumhuriyet kursunlar diye(!)
Aynı kafalar şunu da söylediler:
Yunan yenseydi İngilizler gitmezmiş(!)
Söylerken kendileriyle çeliştiler?
Bir de şu halifelik devam edermiş(!)
Gördünüz mü siz böyle parlak zekayı
Ve çelişkilerdeki ince detayı(!)
Hem söylerler: Hilafet devam edermiş(!)
Hem de Atatürk kaldırma sözü vermiş(!)
Hem dediler kurtuluş için Vahdettin
Atatürk’e görev verdi ve altınlar…(!)
Hem de “İşgal yok bunlar senaryo neyin…”
Beyinleri yedi bu tutarsızlıklar...
Anlayan anlar bu tutarsızlıkları;
Toprak verenleri cennete koydular?
Ancak bir kısmını geri alanları
Bunlar az deyip cehenneme attılar?
İstanbul sekiz yüz bin, işgal olurken!
Doksan üç Harbi’nde Erzurum yirmi bin…
Nene Hatun Erzurum’da direnirken
İstanbul’da teslim oldu Vahdettin!
Üstelik Vahdettin’in ordusu vardı!
Ve arkasında sekiz yüz bin bir nüfus!
Nedense “cennetmekan” kayıtsız kaldı;
İşgalin karşısında olmuştu suspus…
Ezcümle herkes görsün bu çelişkiyi:
İşgal ederken atılmayan mermiyi
Giderken sordular, görelim gerçeği!
Bunlar emperyalizmin yedek lastiği!
Pendik / 08.10.2021
Mustafa BulanKayıt Tarihi : 8.10.2021 19:59:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!