Cahit Karaç: Hakkında ziyaretçi görüşleri..

  • Cahit Karaç
    Cahit Karaç 01.10.2018 - 12:48

    CAHİT KARAÇ’TAN GÜZEL , ANLAM VE MANA İÇEREN SÖZLER

    İnsanın dirisi aklına, ölüsü toprağa emanettir. Cahit KARAÇ

    Kendine referans arayan, güzel ahlaklı olsun. Cahit KARAÇ

    Dertler aynı olunca, herkesin ağzından çıkan sözlerde aynı olur. Cahit KARAÇ

    Duymayan kulak ile şaşı bakan göz, aklı aldatır. Cahit KARAÇ

    İnsan ölümü cebren, ayrılığı istemeye istemeye kabul eder. Çünkü sevmeyeni sevmenin sonu yoktur.

    Sevgisiz insanı; güneşi, ayı, yıldızı olmayan gökyüzüne benzer.

    Aklı olana dünya, olmayana şeytan öğretmenlik eder.

    İnsan yüzünü görmek için aynaya

    İnsan önce kendini, sonra

    Aklına çok fazla güvenme. Çünkü kanmayan insan yoktur.
    Düşünen insan yoktur. Çünkü hayali olmayanla hayal kurulmaz.

    Hayali olmayanla hayal kurulmaz.

    İnsan kendini ne görüyorsa; O’ dur. Başkasının gördüğü de O’ dur. O’ndan başka da görmediği de O’dur.

    Dünya da insan hayatından daha değerli, hiçbir şey yoktur.

    İnsanı yaşatan sevgi, öldüren aşktır.

    Seven yürek büyük olur.

    Yüreği sevgi yaşatır. Aşk öldürür.

    Mazlumun yüreği sevinçten çok acıyla doludur.

    Acı vermek, insana zül gelir.

    Çiçeksiz dağın arısı, arısız dağın balı olmaz.

    21.09.2018
    CAHİT KARAÇ

  • Cahit Karaç
    Cahit Karaç 05.05.2012 - 13:23

    Anayasa; ne sana, ne bana, ne o'na hizmet etmeli. Hem sana, hem bana, hem de o'na hizmet etmeli.

    Anayasa; önce hak için halktan yana olmalı, sonra varlığımızın var olup devletimizin devam etmesi için varlıktan yana yani devletten yana olmalı.

    Anayasa; insana hak verip halkı güçlendirmeli. Güçlenen halk ile de adil olan güçlü bir devlet oluşturmalı. Her haliyle teferruattan uzak, sade ve yalın olmalı. Tıpkı sağlıklı bir beden üstünde akılllı duran olgun bir baş gibi dik durup saygın olmalı.

    05.05.2012
    Cahit KARAÇ
    Şair, Düşünür ve Yazar

  • Cahit Karaç
    Cahit Karaç 05.05.2012 - 13:22

    Anayasa; ne sana, ne bana, ne o'na hizmet etmeli. Hem sana, hem bana, hem de o'na hizmet etmeli.

    Anayasa; önce hak için halktan yana olmalı, sonra varlığımızın var olup devletimizin devam etmesi için varlıktan yana yani devletten yana olmalı.

    Anayasa; insana hak verip halkı güçlendirmeli. Güçlenen halk ile de adil olan güçlü bir devlet oluşturmalı. Her haliyle teferruattan uzak, sade ve yalın olmalı. Tıpkı sağlıklı bir beden üstünde akılllı duran olgun bir baş gibi dik durup saygın olmalı.

  • Cahit Karaç
    Cahit Karaç 11.06.2010 - 23:00

    RUH – BEDEN VE KİŞİLİK OLARAK İNSANIN OLUŞMASI

    Öze dayalı varlıktan oluşmuş, birbirinin zıttı iki karşıt varlığa ait hücrelerin (x ve y kromozomlarının) uygun ortamda aşk ateşiyle birlikte rahimde karşılaşıp çarpışmaları sonucunda (yeni bir canlı varlığın oluşumuna yönelik) ortaya çıkan enerjinin oluşturduğu ilk Bir’e ait bu ilk oluşan hücreye zigot denir.

    Zigot denilen bu ilk Bir’e ait öz hücre aynı zamanda insanın gen denilen öz’ünü, çekirdek yapısını da oluşturur. Çünkü ışığın kaynağı nur’dur. Nur’un ilk ve tek sahibi de Allah’tır. Oluşan bu öz (zigot) denilen çekirdek yapı, rahim denilen mekanda zaman içinde oluşturduğu kendi hareketiyle kendi içindeki bu enerjiyi artırıp çoğaltarak sıkıştırılmış hayat enerjisine dönüştürüp yoğunlaştırır.

    İlk Bir’i oluşturan zigot denilen hücre içinde sıkışan bu enerji (İlk Bir’e ait olan bu Nur’ an-i enerji, kendi evveli bilgi birikimiyle ilahtan alacağı “OL” oluşum komutu üzerine) yoğunluğunu artırarak kendi bütününü oluşturmaya yönelik bütünün bütün parçalarını (vücudun uzuvlarını) parçalanıp bölünüp çoğalarak ilk bire benzer çok sayıda hücrelerin kendi benzerlerini doğal doğadan sürekli gelen enerji dalgalarının da zaman ve mekan içinde oluşturacağı etkinin tesiriyle oluşturmaya başlar. Bu oluşum ana rahminde bebek oluşup doğuncaya kadar tekrarlanarak devam eder.

    İçte ilk birden (zigottan) başlayarak oluşup bölünüp, parçalanıp çoğalmaya başlayan tüm hücreler bu ilk birden oluştuğu için hepsi o ilk bire benzer. Ona da gen denir. Oluşacak varlığa ait tüm oluşum bilgileri bu gen denilen çekirdek içinde mevcuttur. Buna varlığın öz’ ü de denir.

    Bundan sonra oluşup çoğalacak olan tüm hücreler bu minvalde oluşup çoğalarak oluşacak olan canlı varlığı oluştururlar.

    Her şey ilk oluşan bu ilk birle başlar. Hepsi o ilk bire benzer. Ama yüzde yüz aynısı olmaz. Çünkü uzuvların görev ve faaliyetleri birbirinden farklı olduğu için birbirine benzer olsalar da yine de birbirinden az da olsa bir oluşum özelliği farkı gösterirler.

    Dolayısıyla oluşumun oluşmasıyla başlayan ilk hücre ne ise, bütünü oluşturan tüm hücrelerde aynı genel yapı içerisindedirler. Dolayısıyla bunların genel yapısı ne ise çocukta odur.

    Oluşacak olan çocuğun tüm gen özelliklerini taşıyan bu genel yapıya ait oluşacak olan çocuğun huyu, husu, mizacı, boyu, posu gibi oluşacak olan canlıya ait tüm vs. özellikler burada oluşur. Oluşan bu yapı da varlığın temel yapısını oluşturur.

    Oluşan varlık, ayak tırnağından saç teline kadar hepsi bu ilk birin tüm özelliklerini taşır ama aynısı değil, benzeridir.

    İlkin ilki (ilk Bir’e) ilkine benzer, ilkin benzeri kendine (anaya, yani kendi benzerine) benzer.

    Hücrelerin ilk çarpışmasında oluşan bu nurani enerji, hayat iksiri özelliği taşıyan hayat enerjisidir. Yaratanın emrindendir. O hiç değişmez. Çünkü onun asıl kaynağı ışıktır. Işığın kaynağı da Hak’ın oluşturduğu öze dayanır.

    Oluşan varlığın (çocuğun) gen yapısına ve fıtratına gelince; çocuk, ana baba ve o günkü doğal doğanın atmosferde oluşturup yaydığı enerji akımlarına bağlı olarak oluştuğundan çocuğa ait oluşacak olan temel yapısına ait, yeni gen haritası bu şekilde oluşmuş olur.

    Oluşan bu temel yapı taşı insanı oluşturan bütün benliğin ilkidir. O da diğer ilklerin benzeridir. Bu benzerlerde ya anaya, ya babaya ya da her ikisine birden benzer oluşur. Ama yine temel yapı taşının tüm özelliklerini taşır.

    İlk bire benzer oluşan tüm hücrelerdeki enerji (ruh) ile ilk bire benzer oluşan diğer tüm hücrelerdeki enerji kaynağı aynıdır. Dolayısıyla ilk bir varlığın “ol” komutu ile oluşacak olan varlık kendini oluşturur. Kendini oluşturan ilk bir de kendi benzerlerini kendine benzer oluşturur.

    Bu şekilde oluşumların hepsi birbirlerini tetikleyip tekrarlayarak oluşacak olan canlı varlığı oluşturur. Dolayısıyla oluşan varlıkların da hiç biri bir diğerine benzemez olur. Tıpkı sen, ben, o gibi.

    Herkesin özü, gen yapısı, fıtratına bağlı huyu, mizacı, karakteri, vs. hiçbir şeyi asla bir başka benzere benzemez.

    İşte bu şekilde oluştuğuna inandığım hayat enerjisi denilen ruh, aynı zamanda oluşum özelliğine bağlı olarak canlı varlığın (insanın) ömür süresini de belirler.

    Ancak burada canlı varlığın ömür süresini, başlangıçtan oluşum sonuna kadar oluşan tüm süreç içerisinde oluşup açığa çıkan enerjinin sıkışıp yoğunlaşması oranında bir ömür yaşar. Yaşarken de o derecede sağlıklı olur.

    Burada en önemli faktörlerden biri de çocuğu oluşturacak olan ana ve babanın çok sağlıklı olmasının yanı sıra birde doğal doğaya bağlı atmosferden gelen enerji akımlarının oluşturacağı etki de önemlidir.

    Bundan sonraki hayatın tümü insanın kültürünü, ahlakını ve kişiliğini oluşturur.

    10.06.2010
    Cahit KARAÇ

  • Cahit Karaç
    Cahit Karaç 08.05.2010 - 23:06

    SEVGİLİYE MEKTUP (1)

    Ey sevgilim;

    Bu saatten sonra gücün var mı ki, engin denizlerin serin sularına dalıp inci arıyorsun. Bulsan bile bulduğun inci bakalım, benim seni sevdiğim kadar sevecek mi? Neden bulduğun inciyle yetinmeyip daha büyük inciler peşinde koşup durursun.

    Yoksa bu güne kadar gökten kayıp düşmeyerek semada seni bekleyen bir yıldızın mı var. Onun senin avuçlarına düşmesini mi bekliyorsun.

    O zaman bekle belki muradına erersin. Ama şunu da hiç unutma. Kaçan balık bir daha sana av olup tutulmaz. Gökten kayıp düşen yıldızın ateşi de hiçbir zaman aynı parlaklıkta olmaz.

    Aldatmasınlar, benden önce ağzında inci getirecek balık sanıp sahip olduğun alıklar ile hiç sönmeyecek yıldız sanıp elinde tuttuğun odunlar seni.

    Beni senin için asıl üzecek olan şey, bir gün aradığın inciyi bulmak için daldığın denizlerden vurgun yiyip hasta çıkman. Ya da denizden oltaya takılıp çıkan her şey gibi, bir gün karşına denizanası ya da ayısı çıkarsa ona da yaşadığın hayattan ders alıp, şaşırıp kalman olacaktır.

    Sevgilim; İşte o zaman bir denizin dibinde kalıp güneşi, gökyüzünü hiç görmeden yaşayıp ölüp gitmenden korkarım. Birde, ola ki bir gün karşına çıkacak olan bir serseriyle buluşup yorulduğunda beni anıp hatırlayıp pişman olursan şayet, işte bir de o günden korkarım.

    Hayatta mutluluk, rüya gibi uçup giden ömre karşılık hep senin bilip yaşadığın gibi sevenin sevgisine karşılık vermeden yaşanıyorsa şayet, var git sen bulacağın incinle yıldızınla oluşturacağın cennetinde, ben de incisi, yıldızı olmayan cehennemimde senin mutluluğunu seyrederek sana olan sevgimle yaşamaya razıyım.

    Seni seven sevgilin...

    Cahit Karaç

  • Cahit Karaç
    Cahit Karaç 08.05.2010 - 23:05

    SEVGİLİYE MEKTUP (2)

    Sevgilim,

    Sana sevdiğimi, söylemek için avazımın çıktığı kadar haykırıp bağırıp çağırmak istedim. Ama seni kaybetme korkusuyla sesim kısıldı, sustum. Sonunda akşam oldu. Yalnızlık çöktü. Şimdi ruhumu korku sardı. Yağmur yağsa üşüyorum. Yağmasa susuyor, çölde kalmış gibi yanıp kavruluyorum. Ateşim artıyor. Nereye baksam serap görür gibi hep seni görüyorum.

    İstemiyorum sabah olsun. Ama doğan güneşe küsemiyorum. O doğmasa seni hatıramda canlandıramıyorum. Görüp hayalini kuramıyorum. Onun için hep susuyorum. Ola ki, suskunluğumda uykum gelir. Uyurumda seni düşümde görüp oynar avunurum sanıyorum.

    İstiyorum ki, ömrümün her anını seninle yaşayıp geçireyim. Seni unutmamak için adını rüzgara yazdım. Her esintide seni dinliyorum. Her albüme resmini koydum. Her sayfasını açtığımda karşımda durup bana bakıp gülmeni istiyorum. Her dinlediğim müzikte seni bulmak istiyorum. Sen olmazsan hüzünlenip ağlıyorum.

    Bazen yüreğime sesleniyorum. Sessiz ol. Senin gürültünden sevgilimin sesini duyamıyorum. İstersen sen hiç atma dur diyorum. Yeter ki, onun sesini duyayım. O bana kıyamete kadar yeter diyorum.

    Sevgilim, ben senin adını her yere bezeyip nakış nakış işledim. Onun için bakıp gördüğüm her yerde sen varsın. Yürekteki seste, yıldırımdaki ateşte, güneşte, ayda, yıldızda. Semada, arşta varlıkta, yoklukta hep sen varsın. Yetmedi çiçekte, gülde, saatte, takvimde, telefonda, seste gecede, gündüzde, akılda, hayalde hep düşlerimde sen varsın.

    Seni seven sevgilin...

    Cahit Karaç

  • Cahit Karaç
    Cahit Karaç 08.05.2010 - 23:04

    SEVGİLİYE MEKTUP (3)

    Sevgilim,

    Öldürmekse niyetin beni, başarıyorsun. Adım adım yolunda yürümeye devam et. Seni andığım her an yüreğime oturuyorsun. Her sıkıntılı anımda sevinçim içimde, gülüşüm yanağımda, pınar olup akan göz yaşlarım göz pınarlarımda donup kalıyor. O gün ne güneş doğup sabah oluyor. Ne ay çıkıp akşam oluyor. Güneş doğsa batmıyor. Ay çıksa kara bulutları aşıp ışık vermiyor.

    Rüzgar esse de sesi, seni bana getirmiyor. Kalbim atsa da kanım bedenimde dolaşıp yüreğime geri akmıyor.

    İçimde, dışımda beni ben yapan benliğimin her zerresinde hep sen varsın. Sağlığımda kolumda, hastalığımda yanı başımdasın. Dinlediğim tüm şarkılarda, türkülerde, yüreğimdeki sevinçte, coşkuda, şefkatte, sadakatte, isyanda, teslimiyette, her damla suyun deryaya akmasında olduğu gibi bende sana doğru Hak'a akar gibi akıyorum.

    Bu akışta dağları, kırları, bayırları, ovaları süsleyen her renkteki yeşilde, mavide, sarıda, kırmızıda, yürekte, gözde, sözde, gönülde, sevgide, aşkta, tutkuda, esarette, cezada, seherde, yelde, havada turnada, bahçede gülde, bülbülü gülde Leylâ'yı Mecnun'da, Mecnun'u çölde arayıp sorduğum gibi. Seni de bunlarda arayıp sorup duruyorum.

    Seni görmek için yorulmadan koşuyorum. Havada dönen pervanede, yanan ateşte, ateşe koşan kelebekte, parada, pulda, malda, mülkte, nazda, sazda, masada, mezede, sözde, içkide, bardakta, şişede, şarapta, kadehte, her toplantıda, her şiirde, neyde, nefeste, sazda telde, közde, umutta, mutlulukta, kozada, böcekte, kelebekte hep sen varsın diye hep seni arayıp seni soruyorum.

    Bütün bunların görmek için uyanışım güne değil, sana sevgilim. Sana.

    Semadan bir yıldız kayıp düşüp sönse, senin yıldızın kayıp söndü sandığımda, benim yüreğimi ateş sarıp yakıyor.

    Sevgilim, hiç kimse sevmediği birini öldürmez. Herkes sevdiğini kendi elleriyle öldürüp yok eder. Bunu yaparken de bazen kinle, bazen bir sözle, bazen de yanlış bir davranışıyla bilmeden öldürüp yok eder.

    Bilerek öldürenin yüreklisi kurşunla, yada kılıçla göz önünde öldürür. Yüreksizi de sözle yada öpücükle sessizlik içinde sinsice öldürüp yok eder.

    Sevgilim kimi sevgisini tümüyle gençliğinde hoyratça yaşar. Kimi de benim gibi sevgisini yudum yudum içmek için yaşlılığına saklar.

    Şimdi soruyorum sana. Hangisini tercih edersen koş ona. Benden sana bol şans ola.

    Seni seven sevgilin...

    Cahit Karaç

  • Cahit Karaç
    Cahit Karaç 08.05.2010 - 23:02

    AŞK İNSANI GÜZELLEŞTİRİR

    Sevgi ve aşk, insanın duygularını geliştirir. Farkındalığını artırır. İnsanı daha duyarlı hale getirir.

    Duyarlı insan güzel bakar. Güzel görür. Güzel işitir. Güzel dokunur. Pozitif enerji üretip pozitif enerji yayar. Yayılan bu enerji zamanla bütün benliği sarar.

    Aşk kalpte başlar kalpte biter. Onun için aşkın doğum ve ölüm yeri kalptir.
    İlk aşk; insanın kendine olan aşkıdır, kendini tanıyıp kendine aşık olmayan hiç bir varlığı sevip aşık olamaz.

    Aşk bu dünyada oynanacak en güzel hayat oyunudur.
    Aşk coşan duyguların birbiriyle dansıdır.
    Aşk her işi kolaylaştırır. Hayatı akıcı kılar.
    Aşk özlem ve mutluluktur. İnsana huzur verip mutlu eder.
    Aşk insanı neşelendirir. Güldürüp coşturur.
    Aşk tatlı ateştir yanmasını bilene.
    Aşk yemesini bilene cennet meyvesi, bilmeyene cehennem ateşidir.
    Aşk, yaşarken yaşayıp yaşatmaktır.
    Aşk kalbin gelip geçici misafiridir.
    Aşk iki kişinin bir vücut olmasıdır.
    Aşk tutkudur, esarettir.
    Aşk ateş ve göz yaşıdır.

    Aşkını ağzında taşıyan küçültür, yüreğinde taşıyan büyültür.

    Sevda çekip aşk yaşamasını bilmeyen insan, insan olamaz. Sevdalanıp aşk yaşayan insan da insan olup güzelleşir.

    Cahit Karaç

  • Cahit Karaç
    Cahit Karaç 08.05.2010 - 22:50

    - İNSAN APTAL DOĞMAZ, CAHİL DOĞAR.

    - CAHİL İNSAN EĞİTİLMEZSE, APTAL OLUR.

    - ANASINDAN CAHİL DOĞAN İNSAN EĞİTİLMEZSE, HAYVAN GİBİ YAŞAR.

    - DEĞİŞİKLİKLERİMİZİ ZEVKLERİMİZ OLUŞTURUR.

    - DİLİN LİSANI ÇOK, GÖZÜN LİSANI TEKTİR. / TEK OLUR.

    - DİL LİSANLA, GÖZ İŞMARLA KONUŞUR.

    - AYDINLIKTA GÖRMEYEN GÖZ KARANLIKTA HİÇ GÖRMEZ.

    - RUHUYLA SOHBET ETMEK İSTEYEN GÖZLERİNİ KAPATSIN.

    - GÜNEŞİN GİRMEDİĞİ YER KİRLENİR, GİRDİĞİ YER KİRLENMEZ.

    - GÜZEL OLAN HER YERDE HER ZAMAN GÜZELDİR.

    - GÜZELLİK ÇİÇEK GİBİ KISA ÖMÜRLÜDÜR.

    - GÜZELİN SALTANATI BİR GÜN, AKLIN SALTANATI BİN YIL SÜRER.

    - GÜZELLİK YÜZDE DEĞİL, YÜZE BAKAN GÖZDEDİR.

    - GÜZELLİK CAZİBE MERKEZİNİ OLUŞTURUR.

    - GÜZELLİK ÇEKİCİLİĞİ ARTIRIR.

    - ASIL GÜZELLİK DIŞTA DEĞİL, İÇTEDİR.

    - GÜZELLİĞİ DIŞTA ARAYAN YANILIR, İÇTE ARAYAN BAYILIR.

    - ÇİRKİN YANINA YATANI UYKU TUTMAZ.

    - ÇİRKİN YANINDA YATILMAZ, GÜZEL YANINDAN KALKILMAZ.

    - KENDİ İÇİNE YÖNELEN GÜZELLİĞİN HASINI, DIŞINA YÖNELEN KALBİNİN PASINI GÖRÜR.

    - BU GÜN DOĞRULUĞUNA İNANIP YAŞADIĞIMIZ GERÇEKLERİN BİR ÇOĞU, DAHA YARIN OLMADAN KEŞKE DEDİĞİMİZ PİŞMANLIKLARIMIZI OLUŞTURUR.

    - HATAYI YANLIŞ BİLGİ OLUŞTURUR.

    - HATALARIMIZI YANLIŞ BİLGİLERİMİZ OLUŞTURUR.

    - YAPILAN HATANIN İLKİ SAFLIK, İKİNCİ APTALLIKTIR.

    - HAYAL ETMEK İÇİN UYANIK OLMAK GEREKİR.

    - İNSANIN HAYAL GÜCÜNÜ RUH GÖZÜ OLUŞTURUR.

    - İNSANIN RUH GÖZÜ HAYAL ETTİĞİ KADAR GÖRÜR.

    - HAYAL HAM BİLGİYİ OLUŞTURUR.

    - HAYAL İHTİYAÇ EKSİKLİĞİNDE ORTAYA ÇIKAR.

    - DIŞ DÜNYAYA DUYULAN ÖZLEM AZALINCA İNSANIN İÇ DÜNYASINA OLAN ÖZLEMİ ARTAR. O DA BİZİM DÜŞÜNCE GÜCÜMÜZÜ ARTIRIR. DAHA FAZLA HAYAL ETMEMİZİ SAĞLAR.

    - BU DÜNYANIN BÜTÜN GERÇEKLERİ HAYALLE BAŞLAR.

    - HAYALİ OLMAYANIN GERÇEĞİ OLMAZ.

    - HAYAT HAREKETSE, ÖLÜM HAREKETSİZLİKTİR.

    - ÇALIŞMAYANA HAYAT HİÇBİR ŞEY VERMEZ.

    - HAYATTA HER ŞEY ELLE KAZANILIR, ELLE YENİLİR.

    - EN İYİ ÖĞRETİCİ KİTAP HAYATTIR.

    - EN İYİ EĞİTİCİ KİTAP HAYATTIR.

    - HAYATI ARAYAN SONUNDA KENDİNİ ARAR.

    - GEÇMİŞİ HATIRLAYIP ANMAK HAYATI İKİ KERE YAŞAMAKTIR.

    - İNSAN HAYATI ANLADIĞINDA ÖLÜMÜ DE ANLAR.

    - MUTLULUĞU ELDEN KAÇIRMAK, SEFALET İÇİNDE YAŞANILAN HAYAT KADAR İNSANA ACI VERİR.

    - İNSAN UMDUĞU HAYATI DEĞİL, BULDUĞU HAYATI YAŞAR.

    - HAYAT AĞLAYIP GÜLME YERİ DEĞİL, ÇALIŞIP KAZANMA YERİDİR.

    - HAYAT BÜYÜK BİR MEYDANDA YAŞANIR, BU MEYDANDA YAŞAYANLARIN KİMİ ER, KİMİ YEL OLUR.

    - HAYAT BU GÜN BİZE, YARINDA BİZDEN SONRAKİLERE ÖDÜNÇ VERİLMİŞTİR.

    - HAYAT ÖDÜNÇTÜR, ALAN VAKTİ GELİNCE GERİ VERİR.

    - AŞIRI HIRS VE TAMAHLIK MUTLULUĞU BOZAR.

    - AŞIRI HIRS, HEVA (ARZU) VE HEVES ADALETİ ZORLAR. / ZORA SOKAR.

    - HIRSIN OLDUĞU YERDE MUTLULUK, MUTLULUĞUN OLDUĞU YERDE HIRS OLMAZ.

    - HIRSIN OLMADIĞI YERDE BAŞARI OLMAZ.

    - BAŞARININ ANAHTARI HIRSTIR.

    - BENLİĞİ ZORLAYAN HIRS RUHU HASTA YAPAR.

    - HIRSINA; KİN, NEFRET VE DÜŞMANLIK KARIŞTIRAN BAŞARININ BİR AYAĞINI KIRAR.

    - BERRAK OLMAYAN HAFIZA SAĞLIKLI DÜŞÜNCE ÜRETMEZ.

    - HIRSINI (NEFSİNDEN ARINDIRAN) SAFLAŞTIRAN BAŞARININ DORUĞUNA ÇIKAR.

    - KENDİ YÜZÜNDEKİ SİVİLCEYİ GÖREN GÖZ, BAŞKASININ SIRTINDAKİ KAMBURU GÖRMEZ.

    - KENDİ YÜZÜNDEKİ SİVİLCEYİ GÖREN GÖZ, BAŞKASININ KAMBURUNA BAKMAZ.

    - KARŞINDAKİ İNSANI ÖVMEDE CÖMERT, KUSURUNU GİZLEYİP ÖRTMEDE HOŞ GÖRÜLÜ OL.

    - İNSANIN HÜRRİYETİ DOĞUMLA BAŞLAR ÖLÜMLE BİTER.

    - ÖZGÜR DOĞAN HER İNSAN HAYATIN ESARETİ ALTINDA YAŞAR.

    - SADAKATTEN ZİYADE ÖZGÜR DÜŞÜNCEYE SAHİP OLANLAR HAYATTA DAHA ÇOK BAŞARILI OLURLAR.

    - HER GÜCÜN BİR SINIRI VARDIR.

    - HER GÜCÜN BİR SINIRI VARDIR, SINIRSIZ GÜCÜN SINIRI DA ADALETTİR.

    - GÜCÜ SINIRLAYAN GÜÇ, ADALETTİR.

    - DÜNYADA SINIRSIZ ÖZGÜRLÜK SADECE HAYVANLARA MAHSUSTUR.

    - İNSANLARIN ÖZGÜRLÜĞÜ HUKUKLA AYARLANIR.

    - HAYVANI GEM, İNSANI ADALET YOLA KOYAR.

    - KANUN İNSANI KONTROL ALTINDA TUTAN EĞİTİCİ YASADIR.

    - HÜRRİYET ÖZGÜR AKLIN SORUMLULUĞUDUR. / SORUMLU DAVRANIŞIDIR.

    - BU DÜNYADA KİMİNE TABİAT, KİMİNE DE ADALET EFENDİLİK YAPAR.

    - HER İNSANIN BİR EFENDİSİ VARDIR, HADDİNİ BİLENE KENDİSİ, BİLMEYENE DE ADALET EFENDİLİK YAPAR.

    - CİLDİMİZİ BURUŞTURAN YILLAR RUHUMUZA ÜTÜ YAPAR.

    - ÖZGÜR İNSANA SİLAH GEREKMEZ.

    - ÖZGÜR İNSANA SİLAH GEREKMEZ. ANCAK HER ŞEYİN BİR BEDELİ VARDIR. O DA SİLAHI CEPHANEDE BULUNDURMAKTIR.

    - HEVESİNİN PEŞİNDE KOŞAN İNSAN KÜÇÜLÜRKEN İDEALLERİNİN PEŞİNDE KOŞAN İNSAN BÜYÜR.

    -İNSANLARI ETKİLEMEK İSTEYEN ONLARIN AKIL VE MANTIĞINDAN ZİYADE KALPLERİ VASITASIYLA GÖNÜL YADA DUYGULARINA HİTAP ETMEK DAHA ETKİLİDİR.

    - BENCİLLİK KALBİ YORAR.

    - BENCİLLİK KALBİ, CİMRİLİK GÖNLÜ KÖR EDER.

    - İLERİ GERİ FARK ETMEZ DİYEN HER YERE GİDER.

    - İNANDIĞI ŞEYİ YAPMA GÜCÜ HERKESİN İÇİNDE MEVCUTTUR.

    - İNSANI DÜNYA TERBİYE ETMEZ, KALBİ TERBİYE EDER.

    - DOĞMAK İSTEYEN ÖLSÜN, ÖLMEK İSTEYEN DOĞSUN.

    - UYKUDA İNSAN HATA YAPMAZ, UYANIKKEN UYUYAN HATA YAPAR.
    - SEVGİ, (EN BÜYÜK) RAHMETTİR.

    - İNSANIN İNSANA EN BÜYÜK RAHMETİ SEVGİDİ

  • Cahit Karaç
    Cahit Karaç 05.05.2010 - 13:28

    - BAŞKALARINI KÜÇÜLTEREK BAŞARI ELDE ETMEK BİZİ YÜKSELTMEZ, ALÇALTIR.
    -
    - BÜYÜKLÜK ALMAKTA DEĞİL, VERMEKTEDİR.
    -
    - ALAN EL KÜÇÜK, VEREN EL BÜYÜKTÜR.
    -
    - İNSANI ALMAK DEĞİL, VERMEK BÜYÜLTÜR.
    -
    - CAHİL İNSAN, ALİMİN CEHALETİNE SEVİNİR.
    -
    - CAHİL İNSAN, ALİMİN CEHALETİNE GÜLER.
    -
    - BOŞ KAFA; GÜNEŞİ, AYI, YILDIZI OLMAYAN GÖK YÜZÜNE BENZER.
    -
    - CEHALET, GÜNEŞİ OLMAYAN DÜNYAYA BENZER.
    -
    - İNSAN İSTEMEKLE ZENGİN OLAMAZ AMA İSTERSE CEHALETİNDEN KURTULUR.
    -
    - BÜTÜN KÖTÜLÜKLER CEHALETTEN GELİR.
    -
    - CAHİLİ HİÇBİR ALİM İKNA EDEMEZ.
    -
    - CAHİL; ALİMİN DEĞİL, CAHİLİN SÖZÜNE İNANIR.
    -
    - ALİME İNANMAYAN CAHİL, KENDİ GİBİ CAHİL OLANA İNANIR.
    -
    - CEHALET, İNSANIN KENDİ VARLIĞINDAN UZAK YAŞAMASINI SAĞLAR.
    -
    - CEHALET İNSANIN TÜM DUYGULARINI KÖRELTİR.
    -
    - BİLGİ BARIŞI, CEHALET SAVAŞI OLUŞTURUR.
    -
    - BİLGİ BARIŞI, CEHALET KARGAŞA VE ŞİDDETİ OLUŞTURUR.
    -
    - DÜNYANIN NE MERHAMETİ NE DE KALBİ VARDIR.
    -
    - KALPSİZ DÜNYANIN ACIMASI OLMAZ.
    -
    - CESARET, TEHLİKE ANINDA YANIMIZDA BELİREN ZEKA GÜÇÜDÜR.
    -
    - CESARET, BIÇAĞIN KESKİN TARAFINI GÖZE ALMAKTIR.
    -
    - ÇALIŞMAKTA SINIR TANIMAYANLAR İÇİN HİÇBİR ZORLUK YOKTUR.
    -
    - ZAHMETİ OLMAYAN KAZANÇ BEREKETSİZDİR.
    -
    - DUA; İNSAN RUHUNA YÖNELİK KAZANILIP ELDE EDİLMİŞ YEDEK ENERJİ DEPOZİTODUR
    -
    - KARŞILAŞTIĞIN İNSANIN MİHENK TAŞI SEN OL Kİ, ONUN DEĞERİNİ DAHA İYİ ANLAYABİLESİN.
    -
    - DEHA İSENİZ ÇALIŞIP KAZANIN, YOK DEĞİLSENİZ O ZAMANDA GÜZEL ALIŞKANLIKLAR ELDE EDEREK YAŞAYIN.
    -
    - VELİ İLE DELİ ARASINDAKİ FARK, TIPKI BAŞIMIZDAKİ SİYAH SAÇIN YARSININ SİYAH KALIP DİĞER YARISININ BEYAZLAŞMASI GİBİ BİR ŞEY.
    -
    - DEHA İÇİN İMKANSIZ YOKTUR, İMKANSIZLIK VARDIR.
    -
    - ÖĞÜTTEN İBRET ALMAK HER BABAYİĞİDİN HARCI DEĞİLDİR.
    -
    - DOĞRULUK RUHA HUZUR VERİR.
    -
    - PATAVATSIZLIK DOĞRULUK VE DÜRÜSTLÜK DEĞİLDİR, AKILSIZLIKTIR. / APTALLIKTIR.
    -
    - DOĞRUYU BİLMEKTEN ZİYADE YERİNE GETİRMEK DAHA ÖNEMLİDİR.
    -
    - DÜNYADA ALTINDAN SARAYIN OLACAĞINA, DERDİNİ ANLATACAĞIN BİR TANE DOSTUN OLSUN DAHA İYİDİR.
    -
    - DÜNYADA GERÇEK OLAN BİR SEN, VARSA BİR DE DOSTUN, GERİSİ BOŞ VE YALAN.
    -
    - MAL, MÜLK, PARA ÇOKLUĞUNDAN ZİYADE DERDİNİ ANLATACAĞIN BİR DOSTUN VARLIĞI DAHA BÜYÜK ZENGİNLİKTİR.
    -
    - TEDBİRSİZ İNSAN UYUZ KEÇİYE BENZER.
    -
    - DÜŞMAN İNSANI HEP AYAKTA TUTAR.
    -
    - AKILSIZ İNSAN PUSUDA YATAN ASLANI GÖRMEYEN CEYLAN GİBİDİR.
    -
    - DOSTUN VARSA KOLUN UZUNDUR.
    -
    - DOSTU OLMAYAN KENDİ YÜREĞİNİ YER.
    -
    - RAHATLIK DÜŞÜNCEYİ KÖRELTİR.
    -
    - AKIL İÇİNDEKİ GÖRÜNMEYEN ÇÖZÜMÜ GÖREN GÖZ, DÜŞÜNCEDİR.
    -
    - AZ HATA İLE YAŞAMAK İSTEYEN ÇOK DÜŞÜNÜR.
    -
    - HER AKIL KENDİ SAHİBİ İÇİN DAHA DOĞRU DÜŞÜNCE ÜRETİR.
    -