Bu vatan bizlere niçin böylesi dardır?
Neden siyah gözlüklere sarılıyoruz?
Tarihe gömülüp uyuyoruz yıllardır,
O kadife çağlarla avunuyoruz.
Hangi şair hayal etti yaşadığımız devri?
Hangi şehit başucundan duaları sildirdi?
Manaya çok uysalız, maddeye hep çok fevri,
Hangi his ki gözümüzden o yaşları dindirdi
En son yüreğimizdeki kaleyi çevirdiler.
Etrafında çiçekler bağlar kurudu.
Yazık, altı asırlık çınarı devirdiler.
Bütün kutsallarımız yerle bir oldu.
Hercümerc oldu yollar, istikamet bozuldu,
Çevirince yüzümüzü o ilahi güneşten.
Ondan sonra alnımıza birde kara yazıldı.
Hiçbir nehrin yolu geçmez oldu yürekten.
Ümit, gönlümdeki fidanı besleyen yağmur!
Sen kuruma çekilme damarlarımdan.
Bana nedameti tattıran hamur,
Bari sen ayrılma yarınlarımdan.
Felekler aczime ağlayıp dursun,
Boğsun bu zilleti rahmetten seller.
Ellerim bıkmadan bağrıma vursun,
Feryadıma şahit olsun alemler.
Matem, aynadaki suretimin adıdır.
Gözlerim tebessümü bir hayli özleyecek.
Dilimdeki bu sızı günahların tadıdır.
Mahşerde hangi perde bunları gizleyecek?
Ben beynimde sanırken yadımda kaldı Kur-an.
Kimbilir başka neler silindi silinecek?
Demek bu topraklara yetmemiş bunca kurban.
Kimbilir hangi bayram kaç İsmail gidecek?
Kayıt Tarihi : 10.2.2008 13:18:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!