Çağla Zamanı Şimdi 1 Şiiri - Mustafa Yıl ...

Mustafa Yılmaz 4
765

ŞİİR


17

TAKİPÇİ

Çağla Zamanı Şimdi 1

Bademler çiçek döktü…
Kış…
Beyazla gri karışımı örtüsünü kaldırdı…

Bir bedel ödemesi bitti… Bedenle…
Kar geldi geçti…
Sadece ıslak acılar donmuş çağla zamanına ulaştı…

Çaresizliğimize çare olmayan donuk kış acıları…
Bu kez de,
çağla zamanına attı kendini…

Her dem bir başka deme hüzünle ulaştı… Göçebe ruhumuzla…

Sen şiiri seviyordun…
Bense şiirde doymuyordum…
Sen beni hak etmelisin diyordun…
Bense binlerce kelime ile sana yetmeye çalışıyordum…
Senin kurgulu isteklerin vardı… Benimse yüreğimden akan cümlelerimle yazmaya kanamıyordum… Yazık oldu kelimelere…
İşte aramızdaki fark sana yetmeye çalışmamdı… Şuursuzca arzularımla…

Hayatın bütün çivilerini sevgi adına omuzlarıma çaktın, kanattın, kanattıkça ardına bakmaz oldun…
Ve
binlerce duvar, duvar duvar üstüme yıkıldı, ben sana yetemedim… Yetmedim…

Ateş yakıyordu yüzümü…
Biliyor musun yetinmeyenlerin son bakışları donuk kalıyor bulvarlarda…

Bu kaçıncı çağla zamanı…
Kaçıncı çiçeklerin uçuşma zamanı
Ben çiçekleri görüyorum sense ateş peşindesin…
Kaçıncı çiçek dökülüşü, uçuşmaları bunlar…
Önce çağla zamanı sonra badem zamanı…

Sararmış mektuplar onlar, bizim içimizi gösteren…
Şeytana ateş gönderiyorsun… Şeytan ateşi sever bense ıslanmayı…

Şimdi kelimeler yanıyor, ama şeytanın ateşi büyük, bir de sen ilave edince yanıyor can…

Ve bir fanusun içinde ölü doğdu sevinçler… Bu sen kimliğin, haykırışın ve hüzün kol geziyor utangaç gülüşlerle…

İşte aramızdaki fark bu…

Hayatım bir çatışmaydı, bir seninle bir de çatılaşmaydı amacım…
Çatılaşmayı sen bilir misin, çatın olur sığınağım dersin barınırsın, ısınırsın, yüreğin üşür büzüşürsün içine, damdır. Karnın doyar ama huzur girer kapıdan insansa sevgi adına…

Yaşamanın ne günahı vardı, beni bir kenara koy, sen sor bana, sen kimsin, onlar kim…
Bu sese cevap ver susman çare değil bu beraberliğe…
Önce sen bittin, sonra ben kendimi bitiremedim… Çünkü senin ittiklerin benden kopan canlardı ve benden önce o canlar ayakta kalmalıydı, basmaları gerekti hayatın kulvarına. Yol uzun, göçler çok uzun…

Yol uzun evet yol uzundu…
Soğuktu, ama sakın arkama bakmamı söyleme…
Kıştı, üstümden geçti, dön bir daha deme… İleriye hep ileriye gitmeliydim ve gittim… Sesimi unut, biz bizi dönen bir boşluğa attık, şimdi nereye tutunalım zaman eskitti bizi, kendimizi de eskittik… Sakin bir ruhun patlamasıydı bu…
Gülüyorum sadece, bu gülmenin içinde acı gizli… Senin yaptığın şeyleri ben yazıyorum, sense sadece bakınıyorsun… Ama ben yazıyorum yaşadıklarımı… Sadece acı olanlarını… Çünkü doğruları yazıyorum gizleyemem kalemi…

Bitmeli evet biranda herşey tepetaklak değişmeli ve yeni geçiş olmalı

Gerisi yalanmış... Sevda adı yalanmış... Sevda bakışı yalanmış... Ben sen hep yalan yaşamışık...
Adını koymuşlar yalan sevda...
Adımız olmuş mor ışıkların altında kalan... Yalan...
Bir sen bir ben... Gerisi hepten yalan be sevdalım. Yalan aşk... Hepten yalan...
Sessiz bir yürek atışı bu,
gecenin buğulu sesine karışan...

Bir boşvermişlik bu gece
bir sessizlik...

Doğrularımız ruhumuzu sakinleştirmiyor ki...
Keşkesiz eğri olmak gerek belki de...

Ama
yapımızda yok eğrilik...
Onun için bırak çıksın bu can yükün altından...

Çocuklar…
Sen çocuk,
ben çocuğumsu… Çocukturlar…

Hayatın pervasız bakışlarında,
ziyan olmuş biz…

Sanki dağlanıyor bedenlerimiz…
Bir güvercin kanat çırpışı…
Bir yürek atışı…
Sensizlik ki bensizliğe ulaşır kan dolaşımıyla… Donuk…

Ağır yükler bu bakışlar…
Kimsesizliğe götürür ben bakışlarını…
Seni,
beni
bir kenara koyuyorum…
Nefes almalarım azalıyor,
bir düş bu diyorum…

Zaman,
uyanınca hepsi bitecek göz kapatmasıyla…
Belki yarın her şey yeniden başlayacak, acıya dönerek…
Ne kalacak ardımda? Ardımızda…
Birkaç topak yanmamışlığıyla kül…
Sadece,
ters bir yaşam, ters bir sevda, yasaklanmış bakışlara yapışan…

İşte bu bilmezliktir yokuş aşağı bizi koşturan...

Tutunamayız...

Düşemeyiz...

Düşmek de istemeyiz...

Sadece şaşkın bakışlar kalır donuk yüzümüzde...
Eyvah deme hakkımız yok...
Bittim demek gelmez içimizden...

Sen sevmeyi bilemedin sevgili...
Sevmenin ne olduğunu da anlayamadın sevgili...

Veya hatalı sevmek...
Ve insanlaşarak sevmek...
Daha ne yazayım ki...

Heyy sevgili sen ki ben, ben ki sen…
Bu inkâr edilemez cümle sana bana ve de bizi sevenlere aitti…

Sen ki,
nedir çektiğim bu naz

Bir yazı yazmıştım
'bir canım var bende kalan o da sana lazımsa al can al can… Can...

Dediğim bir yazı yazmıştım bir zamanlar dört cümle...

Şimdi anlıyorum ki son cümlesi fazlaymış...

Sevmekten korkmayanlar varmış...
Sevmeğe kurban olanlar varmış...
Bir ben varmışım ki bin naz...

Oysa dediğim değerli olan değer görürmüş...
Ben değer ölçüsünde yanılmışım kısacası can...

Mustafa Yılmaz 4
Kayıt Tarihi : 8.2.2010 11:11:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • İbrahim Kavas
    İbrahim Kavas

    Değerli çalışmanızı ve sizi kutluyorum.Güzeldi.

    Cevap Yaz
  • Salih Kozan
    Salih Kozan

    KALEMİNİZ KAİM VE DAİM OLSUN

    Cevap Yaz
  • Güneri Yıldız
    Güneri Yıldız

    Nefis bir çalışma okudum kaleminizden... Saygıyla kutluyorum..ant. listemde... Güneri Yıldız

    Cevap Yaz
  • Canan Ereren
    Canan Ereren

    'Sen beni hak etmelisin diyordun…
    Bense binlerce kelime ile sana yetmeye çalışıyordum…
    Senin kurgulu isteklerin vardı… Benimse yüreğimden akan cümlelerimle yazmaya kanamıyordum… Yazık oldu kelimelere… '

    'Sen beni hak etmelisin '.....herbirimiz doğrularımız ve yanlışlıklarımızla birbirimizi tamamlamıyormuyuz...Beni hak etmelisin ? insanın kendisini çok yükseklerde görmesi gibi bir şey, oysa sevgi öylemi hak edilmek hak etmek bunlar söz konusu dahi olamaz.

    ''Yazık oldu kelimelere '' kelimelere yazık olurmu yürekten çıkan tertemiz duygular.

    Değerli şiir arkadaşım tebrik ediyorum sizi. Saygımla

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (4)

Mustafa Yılmaz 4