Muhtacım bir saniyelik sevince
Vefakârınım her hali kârda gel
Gün anlamsız sevilip sevmeyince
Yaşam sevmekle sevilmekle güzel
Arada bir buluşsaydık ne olurdu
Biteviye beraber olmasak bile
Teknemiz yara aldı karaya vurdu
Ağır aksak çıkmalıydık sahile
Hayatımın tek varıydın tek kadın
Neden öyle hâcet duydun hicran'a
Özümün yoğurulmuş bir harcıydın
Ne oldu böyle ne efsun ettiler sana
Ümitlerimi kırma gel diyorum
Kavuşmamızı hayal etmek tatlı
Çırpınıyor uçacakmış gibi ruhum
Beyaz bir kelebek gibi kanatlı
Olumsuzluğu aklından çıkar da
Gel gölgeme gir, elini bana ver
Bir ışık belirecek ufuklarda
Açacak gönül bahçemizde güller
Ezinç dolu günlerimizin yanı sıra
Güzel günlerimiz de vardı bir alay
Otuz beş yıl adım başı hatıra
Otuz beş yıl bu dile kolay
Etrafı karanlık bir gizem sardı
Beraberken düz olurdu yokuşlar
Masamıza sokulup konarlardı
Şimdi nerde nerelerde o kuşlar
Bitsin artık bu nedensiz öfke yeter
Karamsar bakışı bırak biraz gül
Gençlik yıllarımı bana geri ver
Gün geçtikçe harap olmakta gönül
Kulaklarımda bir uğultu bir çığlık
Gerginim çarmıha gerilmiş gibi
Ter basıyor vücudumu ılık ılık
Düş içinde düş görmüş gibi
Güneş ufukta batmak üzere
Bir amansız çöküntü bu ancak
Umutlarım daha kuvvetli düne göre
Gün arkası bulutsuz gün arkası ak
Kartal'da yahut Yalova'da mı
Temmuzda gel görüşelim bir yerde
Arayalım karada mı havada mı
Meselenin ana kaynağı nerde
Bulalım bu soruna bir ara yol
Gel konuşalım açık açık
O yanlış dairenin içinden çık
Yaşamını sınırlamam emin ol.
Kayıt Tarihi : 2.3.2013 18:27:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!