Çağır Beni Düşlerin Yatağına

Selahattin Yetgin
1613

ŞİİR


33

TAKİPÇİ

Çağır Beni Düşlerin Yatağına

Ay düşlerine yürüdüğümüz ayaz gecelerin parmaklarında yangınlar büyür
Sonsuzluk kendi girdaplarında dönerken, mevsimler yüreğimizde küçülür
Bir kadın yüreğindeki güllerle, kucağındaki sevdayla inadına aşka yürür
Her aşk kendi mevsimini ararken, bir adam sonunda özlemin adresini bulur

Günlerin ertelenmiş hesaplaşmalarına yeni bir güneş doğmadan yürekteki bekleyişler huzurla birleşmez. Sarılmadan geçen saatler bitince göğsündeki salkımlarla dönersin geriye. Sana boşalan bir kadehten içemeden tutkunun damlalarını isyanlar sürersin dinlenmiş bedenine. Her kavganın galibi zamandır gülüm, özlemin biri biterken bir diğeri en gerçek duruşlarla bütündür. Aştığın yollar seni ona götürürken bu kez yargıladığın haklıdır, yollar özlemine taşıdıkça seni.

Sana biriken bir damarın kaynağına dokunacaksın birazdan. Avuçlarındaki kuru çizgileri dolaşacak en deli coşkular. Bahanesi çürümüş kaçışların yeni buluşma mekânlarında gözleriyle soyacak bir adam uykusuz diriliğini. Üçe bölerek arzulu dudaklarıyla özlemler akıtacak, günlerdir bana suskun dudaklarına. Pişmanlıklar tükenecek ve bir alevin dansı içine girecek, gelgitlerle damarların kasılacak ve işte o an ismim diline dolaşacak, işte o an aşk burada seni sensiz yaşayacak.

Sancılı sular geçiyor yüreğimden yar, öfkemi gizleyemiyor yosunlar. Hangi derdin damarını bulur ellerin, uzak diyarlarda gizlerken seni korkak geceler. Çoğul sızılar kemiriyor günlerimi yar, zamansız gidişlerle kalırken buruk bir şarkıya sarılıyor sevgiler. Kor düşüyor saatlerin zembereğine yar, ben düşlerin onulmazlığında tükenirken her sonbahar. Bir gemi suları yarıyor yar, maviler renkleri gizlemek isterken yarım kalıyor şarkılar.

Susuşların sessiz tarlalarına karanfil ektim, bulut gözlerinden yaşam suları dökülürken. Yangınlar sıvadım sevdalı yüreğime, hercai iklimler kapıma dayanınca. Göğsündeki engin okyanuslarda gemiler yüzdürdüm, mutluluğun adalarına iki kişilik yaşamlar taşımak için. Aralandı dudakların, sevinçlerle mutlandı yanakların ve gönlümü dolaştı avuçların. Ateşler yaktık uzaklarda, dumanlar savurduk buralara ve düşlerin müzikleriyle uyandık özgür sabahlara.

Sızılarla sarmaladığımız günlüğümüzün uzak kentlerine akşamın rüzgârı inince azalır yüreğimizdeki içli ter. Yel çarpar ansız gövdemize, kulağımıza dolar o hüzzam şarkı. Kuşların çığlıkları artar sonra, kanatları daha telaşlı çarpar. Bir kadının gölgesi düşer pencereye, daralmış bir göğüsle uzaktaki sevgiliyi düşler. Savurur o anda adam sevdanın dumanını gül yüreklisine, duman kilometreleri sabırla aşarak aşkın doyumsuz saçlarına siner.

Üzeri çizilmiş filmlerin üzerine toz çöreklenince yanağımızdaki kırık damarların göğsü üşür. Yapışkan gecelerin ıslak pencerelerinden sızamaz alev bu yüzden yok olan dalgalara karışır anılar. Bütün kaçışların adresi yalnızlıktır, mevsim dönencelerinde bunun için gök gürler, sevdanın uzak kıyılarında bir adam ağlar. Topla yüreğimin gözlerine dolanan ağlarını aşk, zaman denilen unutuluşun çalgıları en çok seni unutmaya çabaladıkça hazin hazin çalar.

Ezilmiş yaprakları sakladığımız sevda defterlerine kahırlar çizerken, yorgun saatlerin yemenilerini giyeriz nasırlı ayaklarımıza. Gözlerinin şavkıdığı kentlerde senin izini sürer, senin sözlerinin dergâhlarını ararım. Ulu bir kavuşmanın umutlarıyla geçer günler, takvimlerden birer birer savrulurken yapraklar sen sonsuz bir aşkı fısıldarsın kulağıma. Coşkularla harmanlanır göğsüm ve bu dünyadaki en doyumsuz özlemim olursun.

Mavi bir boşluğun dalgakıran yansımalarıyla sesimizin yankılarını ararız yalnızlığa alışan dağ kovuklarında. Her dünyaya bir güneş indiririz evrenden, her yaşanmışlığa gözyaşlarımızı sürmek için. Az sonra saçlarımızı ıslatacak bir yağmurda, en güçlü atışlarla sevdaya yürüyen bir yürekle günlerin saatini kurarız, ertesi güne daha bir sevgili uyanmak için ve bunun için en büyük uğraşımızdır hayatı anlamak.

Bütün maviler unutulmuş bir cam kırığı gibi batınca yüreğimizin kırılgan duvarlarına, kimliksiz acıların zemheri mevsimlerinde yağmur çarpar gönül camlarımıza. Fırtınalı bir havada denizi izlerken ufkumuzu rüzgâr sallar ve talan olmuş bedenimize hırçın bir tokat gibi çarpar yön arayan dalgalar. İşte bunun için hummalı bir bekleyişin bekleme nöbetlerinde kendi ruhumuzdur dokunmak istediğimiz beden, kendi sızılarımızın ütopyalarından sızarken, gönül duvarlarımızın sıvaları dökülür, sonsuzluk gibi bir düşünüşün uykularına sokuluruz.

Selahattin Yetgin
Kayıt Tarihi : 24.8.2008 12:49:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Rengin Alacaatlı
    Rengin Alacaatlı

    Ay düşlerine yürüdüğümüz ayaz gecelerin parmaklarında yangınlar büyür
    Sonsuzluk kendi girdaplarında dönerken, mevsimler yüreğimizde küçülür
    Bir kadın yüreğindeki güllerle, kucağındaki sevdayla inadına aşka yürür
    Her aşk kendi mevsimini ararken, bir adam sonunda özlemin adresini bulur

    Mevsimin ilk yağmurlarının ıslattığı bir geceden serinleyen yüreğimizle fısıldarız sevdayı. Viran olsa da her bir hücremiz, biliriz ki ertesi gün kırık taşlarla döşeli yolumuzda sekerek yürürken neşeli bir şarkı takılacaktır dilimize. Aşk gözlerimizde, heyecan yüreğimizde oldukça demet demet güller açacaktır çatlaklarımızda.

    Muhteşem bir dinletiydi Selahattin bey, Yürek alkışlarım sonsuz...

    Cevap Yaz
  • Ebru Ertaş
    Ebru Ertaş

    Bütün maviler unutulmuş bir cam kırığı gibi batınca yüreğimizin kırılgan duvarlarına, kimliksiz acıların zemheri mevsimlerinde yağmur çarpar gönül camlarımıza.

    kaleminizden ve sevgi dolu yüreğinizden yine şiirsel bir deneme...özenle seçilmiş kelimeler şairin o sıcacık yüreğinde cümlelerini bulmuş..kalem kah hüzün kah mutluluk kah hayal..çok çok güzeldi tebrikler

    Cevap Yaz
  • İlknur Tavasav
    İlknur Tavasav


    Her aşk kendi mevsimini ararken, bir adam sonunda özlemin adresini bulur
    bu denemenin en güzel tümceside burasıydı:)
    denemelerinizin takipçisiym üstad ve herzamanki gibi şiirsel bir armoni olmuş...tam puanım panonuzdadır...saygıyla...*****ilknur*

    Cevap Yaz
  • Ali Niyazi Gül
    Ali Niyazi Gül

    Ay düşlerine yürüdüğümüz ayaz gecelerin parmaklarında yangınlar büyür
    Sonsuzluk kendi girdaplarında dönerken, mevsimler yüreğimizde küçülür
    Bir kadın yüreğindeki güllerle, kucağındaki sevdayla inadına aşka yürür
    Her aşk kendi mevsimini ararken, bir adam sonunda özlemin adresini bulur

    Güzel,zengin ve etkileyici bir girişti, tebrikler hoş anlatımlar vardı..

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (4)

Selahattin Yetgin